content

09 Oca

Süte Bir Yasal Hile Daha!

Ambalajlı süt sanayicilerinin sözcüleri ''adi hileli'' gıdalar ile ilgili verdikleri demeçlerde ‘’merdivenaltı’’ firmaları suçlayarak ‘’biz yapmıyoruz, onlar yapıyor ‘’diyor.

Dünya Gazetesi Yazarı Onkolog Dr. Sayın Yavuz Dizdar’ da -Ne menem şeymiş şu- ‘Ne merdivenmiş ki bu, altına bütün Türkiye sığar!’’ nüktesini köşesinde fırlatıyor. 2. Gıda Güvenliği Kongresinde ‘’Kendi varlığını "akredite toksikolog" olmasına dayandırmış Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Ali Esat Karakaya?* ’’ nın kimyasalların toksikolojik etkilerini, insan sağlığına, dna’sına zarar verdiği konusunda geçmişteki makalesini okuduk ama ekmekten sonra ikinci besin maddesi süt ve süt ürünlerine veya diğer gıdalara katılan yasal katkı  maddelerinin insan sağlığına nasıl bir toksikolojik etkileri olabildiği konusunda bir klinik araştırmayı bizatihi yaptığını hiç okuyamadık.

Ne gerek var ki bizim ilim adamlarımızın gıda katkı maddelerinin insan sağlığına toksikolojik etkisinin,hücresel bazda bir etkisinin olup olmadığının araştırılmasına.

Hatta ne gerek var, gıda katkı maddelerinin deney farelerine de ne gibi toksikolojik etkilerini araştırmaya.

Avrupa’da Efsa (Avrupa Gıda Güvenliği Kuruluşu ) nasıl olsa Gıda Endüstrisinin sipariş ettiği ‘’ ilimsel ‘’ araştırmalara göre karar veriyor. Bizim Ulusal Gıda Kodeks Komisyon üyelerimizde EFSA’nın yönergelerini alıp tercüme edip ‘’ Taslak ‘’ şeklinde elektronik postalar ile ülkemiz Süt Ve Süt Ürünleri Sanayicilerine, Gıda ile ilgili kanunla kurulmuş odalara  gönderip soruyor: Fikrinizi söyleyiniz.

Gıdaya izinli katkının adı yasal hile, izinsiz katkının adı ise ''Adi hile ''

Tüketicicler artık hangisinin adi hile, hangisinin yasal hile olduğunu da bilemez hale geldiler.

Yasadışı hile değil yasal hile, gıdaya sahte tat, sahte lezzet, uzun ömür verirken bunların gerçek toksikolojik, kontaminant araştırmaları yapılmadan insan ömrünü kısaltıyor.

Merdiven altı firmalar hem yasal hem de yasadışı hile yaptıklarından kolay yakalanıyorlar. Merdiven üstü firmalar için ise yasal hileleri onların % 68 kazanç sağlamaları için yeterli oluyor. Parakende açık süt satan geleneksel sütçülerimizin ‘’ süte su katma ‘’ onların yanında masum kalıyor. Süte kattıkları iddia edilen su parasal değerde hile oluştururken merdivenüstü süt ve süt sanayicilerinin yasal hileleri insan sağlığını tehdit ediyor.

Katkısız, karışıksız, ekşiyebilen yoğurt, bozulabilen süt istiyoruz diyor tüketiciler. Çiğ Süt, kendi ahtopot kollarına gelmediği, tüketiciye direkt gittiği takdirde bazen kendi bazen de kendi istihdam ettiği ‘’ bilim insanları’’ na sokak sütü dedirtiyor. Tüketici Ulusal Gıda Kodeks komisyonun Çiğ Süt üretimi, muhafazası, taşınması tebliğini okusa, görecek ki kendisine ulaştırılan çiğ süt, aynı şartlarda sanayicilere gidiyor.

Çiğ Süt Üreticilerinin tüketiciye hile yapma şansı yok! Her gün yüz yüze bakıyorlar

Hilenin yasalarını ambalajlı süt sanayicilerinin ‘’ Merdivenüstü firmaları ’’ adına –tüketiciler adına değil-resmi gazetemizin 7 Ocak 2010 tarihli sayısında Tarım Bakanlığı’na bağlı Ulusal Gıda Kodeks Komisyonunda yayınlandığını görünce çiğ süt üreticileri grubu olarak biz de bunun adına yeni bir ‘’yasal hile ‘’ dedik.

Süte bir bomba daha konuldu. Bu bombanın adı: E 961 NEOTAM

Ey tüketiciler bu yasal bombayı ambalajlı kutu süte koymayı yasallaştırmadan önce size sordular mı? Hayır! Siz kimsiniz ki? Siz tükettiğiniz süte ödediğiniz katma değer vergisi Süt sanayicilerinden daha fazla!

Bu yasal bombayı ambalajlı kutu sütün içine koymayı yasallaştırmadan önce biz orijinal üreticilere sordular mı? Hayır! Biz kimiz ki? Müstahsil makbuzlarında stopaj vergimizi peşin ödüyoruz. Biz maliyetine ve karın tokluğuna çalışıyoruz, süt sanayicileri yılın sadece dokuz ayında % 68 kazanç sağlıyorlar.

E 961 Neotam’ın insan sağlığına yararı isbatlanmamıştır.

E 961 Neotam’ın insan sağlığına zararlı olup olmadığı konusunda tıbbi bir klinik araştırma da yapılmamıştır. Efsa fareler üzerinde göstermelik denemeler yaptırmış olsa bile bunlar yetersizdir.

Ey Tüketiciler içeceğiniz kutu sütün ambalaj kutusunun üzerinde büyüteç kullanmadan görülebilinecek şekilde içinde ‘’ E 961 NEOTAM  var ‘’yazacakmı? Yoksa küçücük minnacık, ufacık, kimsenin göremeyeceği şekilde mi yazılacak?Yoksa bu E 961 NEOTAM yazısını görmeden mi yiyip, içeceksiniz!

Fikir Sahibi Damaklar Grubu ambalajlı gıda ürünlerinin etiketlerinin üzerindeki yazıların tüketicilerin okuyabilmeleri için ‘’ Büyüteç kampanyası’’nı geçtiğimiz yılda açtı. Süper marketlere  alışverişe gelen tüketicilerden bu büyüteçleri kullananlara‘’ Etiket Hafiyeleri’’ adını koydu. Tarım Bakanlığı’nın, tüketicilerin dikkatini çekmek için  başlattığı bu kampanya halen devam etse de Fikir Sahibi Damaklar Grubu ‘’ Etiket hafiyeleri’’ ne  vereceği  ‘’ Büyüteç ‘’ kalmadı. Ambalajlı kutu süt üreticileri süt kutuları üstüne şayet zahmet edip E961 NEOTAM yazısını minnacık yazacaklar ise yanında ‘’ Büyüteç ‘’ de dağıtmaları zorunlu hale getirilmelidir.

Peki E961 NEOTAM nedir? Lezzet artırıcıdır.

Peki benim süt ineklerim 140 bin yıldır lezzetsiz üretmiyorlardı da sütüm endüstrileşince mi lezzeti kayboldu.

Sütüm evde tencerede mi yoksa sanayicilerin kazanlarında mı kaynayınca lezzetini kaybediyor? Çiğ Süt Tüketicisi ev hanımlarımız bunu gayet iyi bilirler.

Sütün, süt türevi ürünlerin kilogramında 20 miligram, 32 miligram da olsa E961 Neotam’ın kullanımına süt ineklerim üzülüyor.

Peki ya ey tüketicilerimiz; Siz üzülmüyormusunuz? Siz kullandığınız markayı sorgulamıyormusunuz. Kullandığınız marka merdiven altı, merdiven üstü, köprü altı mamüllerinden de olsa  E961 Neotam’ı kullanmak ‘’yasal hile’’  haline getirilmiştir.

Ey Tüketiciler bizim ve sizin  yasal hileler için resmi kurumlar nezdinde uğraşılar beyhude Çare arama çabaları olacaktır!

Biz köylüler kutu süt kullanmıyoruz. Bize bir şey olmuyor!

Süt Tozunda kanserojen madde: Melamin. Biz yazdık.

Tarım Bakanlığı’ndan rica ettik: Süt ve süt ürünlerinde süt tozu kullanımının tüketicilerin tercihinde olması için dilekçeler gönderdik. Kutu sütte süt tozu kullanılmış ise etiketin üzerine süt tozundan yapılmıştır, çiğ sütten yapılmış ise çiğ sütten yapılmıştır yazılsın’’ dedik. Bir yıldır dinletemedik, uygulatamadık.

Bakın, kutu sütçüler ‘’Yasal  Hileleri ’’ yayınlatıyorlar, istedikleri katkıları da size yediriyorlar.

Biz sizin için Çareyi bulduk.

Çare ‘’ yasal hileli’’ ürünler değil, gerçek gıda maddesi olan ‘’Çiğ Süt ‘’ kullanın. Eviznizin içinde ne yiyeceğinize, ne içeceğinize siz karar verin. Özgürleşin. Katkılı değil katkısız çiğ sütü kaynatın için, yoğurdu,  peyniri kendiniz yapın.

Endüstrileşen gıda da ‘’ adi hile ‘’ nin takipçisi, önleyicisi zaten yasal kuruluşlardır.

‘’ Yasal Hile’’li katkı maddelerinin takipçisi, önleyicisi tüketiciler olmalıdır.

Nasıl mı? Yasal hileli ürünleri kimse yemez ise, içmez ise endüstriyelleşen gıda fabrikaları hiçbir katkı maddesini koyamaz.

Ey tüketici: Ekşiyen yoğurt, bozulabilen çiğ süt iste!

Senin ömrünü kısaltan uzun ömürlü değil senin ömrünü uzatan kısa ömürlü gıdaya ulaşma çabasında ol. Sen istersen bu bir hayal değildir.

*işaretli kısım Sayın Yavuz Dizdar’ın Dünya gazetesi yazısındaki cümlesinden alınmıştır.

http://groups.google.com/group/cigsutureticileri

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

4 Kere Cevaplanmış to “Süte Bir Yasal Hile Daha!”

  1. 1
    ayfer Says:

    Çapar bey,iyi, temiz, adil gıda peşinde koşmaktan yorulmayan biz kullanıcılar, yasadışı hile ve yasal hile ile boğuşmaktan yorulduk. Bu yorgunluğun bezginliğe dönüşmemesi adına yaptığınız uyarıları ve çabaları kutlarım.

  2. 2
    ilker Balyemez Says:

    Sayın Kanat,
    Bizlere bu uyarıları ulaştırdığınız için teşekkür ederim. Sesinizin herkese ulaşması dileklerimle...

  3. 3
    Veli GÜNER Says:

    "Süte Katkı"

    Sayın Kanat, Merhabalar.

    "Tüketiciler", özellikle "Süt Tüketicileri" adına gösterdiğiniz çabadan dolayı teşekkür eder, sizi kutlarım.
    Daha önce "Süt Grevi" üzerine düşüncelerimi ifade etmiş, konuyu "Sütte"ki tarafları göz önünde bulundurarak kimin yanında ve tarafında bulunacağımızı, taleplerimizi ona göre dile getirmemizi belirtmiştim.
    Bu gün için ülkemizde "Çiğ Süt Üreticileri" dediğimiz kesim, "Süt Sanayicileri"ne ve küçük işletmelere meta üreten üreten küçük meta üreticileridir. Sanayiciler ise kapitalist türde üretim yapan kapitalist meta üreticileridir. küçük meta üreticileri ile kapitalistler arasındaki çıkar çatışmaları genellikle küçük meta üreticilerinin yenilgisiyle sonuçlanan bir süreç izler. Ki bu gün bu sürecin belirleyicileri uluslar arası (çok uluslu) emperyalist sermayenin güdümünde ve denetiminde olan bir sektörde olmasından dolayı uluslar arası bir boyutta kazanmıştır. 1980'li yıllarda Ege Bölgesinin Büyük Sanayi Şirketlerinden birinin (PINAR) Orta Doğu ülkelerine ihracat yapa bilmek için Hollanda tekelleriyle ortaklık anlaşması yapmak zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdi. O günden bu güne 30 yıl geçti. Şimdi "kural koyma" sırası onlara geldi. Şimdi yaşanan bu. Artık emperyalist çok uluslu şirketler egemenliklerini ulusal sınırlar içinde sürdürmek aşamasından çoktan uluslar arası aşamaya geçtiler. Dolayısıyla sektörleri, sektör ilişkilerini, yasal ve ticari yaptırımları uluslar arası ölçekte sürdürmektedirler. Sözüm ona sağlık yönünden, ticari yönden ortaya çıkan "yasal hile", "adi hile" ile ilgili dayatmalar eninde sonunda nihai tüketicilerin başında patlamaktadır. En tehlikeli katkıların bile gıda ürünlerinde bulunması sadece yüzde oranıyla ilgilidir. Oysa sağlık açısından bunun hiç olmamasıdır. Melamin örneği de böyledir. Süte "lezzet katan" diğer katkı maddelerinin durumu da bundan ibarettir. Yani bir oran, (%) meselesidir.
    Sermayenin derdi imanı "para"dır. Sermayeye Parayı sağlayan her yol mübahtır. Daha akşam haberlerinde Dilovası sanayi işletmelerinin havaya ve çevreye yaptığı kirlenmeden dolayı (sözüm ona Avrupa Birliği'nin en üst sınır değerlerden 30 kat daha fazla ağır metal içeriyormuş ) insanlardaki anne sütünde bile ağır metallere rastlanmış. Kanser hastalığının en çok rastlandığı bölge imiş.
    Aklıma bir hikaye geldi yeri gelmişken özetliyeyim: Büyük bir şehrin orta yerinde büyük bir saat kulesi varmış. Kulenin tam karşısında da posta idaresinin binası varmış. Her gün saat 12'ye 5 kala posta idaresine telefon gelir, saati sorarmış. Telefona bakan memur da karşıdaki kuleden saati bakar 12'ye beş var der telefonu kaparmış. Bu her gün böyle devam edermiş. Bir gün Posta idaresindeki memur sabredemeyip "merakımı mazur görün, siz her gün arayıp saati soruyorsunuz, kimsiniz? saati neden soruyorsunuz?" demiş. Telefon eden kişi de gayet sakin:"Ben karşıdaki kulenin saat ayarcısıyım, kulenin saatini ayarlıyorum efendim" demiş.
    Biz saatlerimizi (pardon) yasa ve yönetmeliklerimizi, kuleye (pardon) Avrupa Birliği mevzuatına bakarak ayarlıyoruz. Onlar da (AB) kime bakıp ayarlıyorlar gelin siz karar verin.
    Doğrusu bilime, bilimsel araştırma ve raporlara göre hareket etmek ama, "sanayiye", "paraya" bulaşmamış bilime inanmak ama onuda arayıp bulmak zor.
    Öyleyse çözüm "Tüketici"de.
    Saygılarımla.

    "SÜT GREVİ" ÜSTÜNE:

    Sayın Süt Tüketicileri ve Süt Üreticileri ,

    Ben şahsen "Süt Grevi"ne Karşıyım. Süt Sanayicilerini de desteklemiyorum.
    Çünkü eylem Süt Üreticileri "Sanayicileri" ile Süt (işleyicileri ) Sanayicileri arasındaki çıkar, menfaat kavgasıdır.
    Süt Tüketicileri bu kavgada kendini boğazlamak isteyen tarafların yanında yer alması mümkün değildir.
    Süt Tüketicileri ucuz, erişilebilir, sağlıklı ve güvenli bir ürün talep etmektedir. Süt'e ilişkin her iki grupta bu talebi desteklememektedir ve desteklemesi de çıkarları gereği mümkün değildir.
    Dünyadaki Süt üretiminin, Süt İşleme ve Dağıtımının büyük sermaye grupları tarafından yapıldığını biliyoruz. Kendi çıkarları için Süt'e neler "kattıkları"nı da biliyoruz.
    Bu üretim ve dağıtım sisteminin sürdürülemez olduğunu, iflas ettiğini de biliyoruz. Bu şartlar altında kasabın elindeki bıçağın hem kasaba hem kuzuya hizmet etmeyeceğinin bilincinde olarak, halkın doğrudan denetiminin olmadığı bir süreçte çözümün de mümkün olmadığını duyurmak isterim.
    Çünkü "Para Maymunu bozar", çıkarlar, menfaatler ilişkileri belirliyor.
    Hepinizin sağlığına.
    Sağlıklı, ucuz, erişilebilir süt için.

  4. 4
    Nihal Sayar Says:

    sağlıklı beslenmeyi önemseyen biriyim...

    Bilgilendirmenizden dolayı çok minnettarım...

    Tüm dostlarıma ileteceğim...

    Çoook teşekkürler...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank