content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

16 Haz

Zekât ve Önemi

Zekât, lügatta; nemâ (büyüme, artma) ve "Ekin büyüdü" mânasına da gelir. Sadece bitki için değil mal için de kullanılır. Zekât ayrıca, temizlenme mânasında da kullanılmıştır. Fıkhen/ilmihali her iki mânâya da gelir. Birinci mânâya göre, zekâtın verilmesi, infaktan ötürü malın artmasına sebep olur. Kişinin sevabı, zekât sebebiyle artar demektir. Zekât düşen mallar, ticâret, ziraat gibi artmaya açık mallar anlamını da taşır. Bu mânâları içeren âyet ve hadisler de mevcuttur.

Temizlik mânasına gelince: Hadisler, zekât vermenin insanı, nefsinin cimrilik kirinden ve günahlarından temizleyeceğini ifâde etmiştir. Âlimler, Kur'ân-ı Kerim'de zikri geçen vâcib ve mendub sadakalara ve aynı şekilde nafaka, hak gibi kelimelerle belirtilen sadaka çeşitlerine zekât denildiğini belirtirler. Şöyle ki: "Üzerinden bir yıl geçmiş nisab miktarı maldan bir kısmını Hâşimî ve Muttalibî olmayan bir fakire vermektir." Zekâtın rüknü ihlâs; şart ve sebebi ise nisaba ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçen mala sâhip olmaktır. Bu mala sahip olanın da Müslüman, âkil, bâliğ ve hür olması şarttır. İhlâs; Allah rızası için vermektir.

Zekâtın önemi: İslâm'da namazdan sonra gelen ve yerine getirilmediğinde dikkate değer cezai mueyyideleri de beraberinde getiren farzlardan birisidir. Bu sebeple Fukeha "Zekât İslâm' ın üçüncü rüknüdür" demişlerdir. Kur'ân-ı Kerim, namazla zekâtı yan yana zikreder. "Namaz kılın!"emrinin hemen ardından da "Zekâtı verin!" diye emreder.

Zekâtın namazla aynı ehemmiyet çerçevesinde emredilmesi, İslâm dininin, sadece uhrevî hayat ve ibâdetle meşgul olmayı emreden bir din olmayıp bir medeniyet ve günümüzde dahi arzu edilen sosyal devlet anlayışını haiz bir din olduğunu gösterir. İslam dünya hayatını ahiret hayatından, ahiret hayatını da dünya hayatından tecrit etmeyen bir dindir. Hatta iyi okunduğunda, ikisini bir maçın iki devresi gibi değerlendirip bir sayan bir anlayış ve hayat dini olduğunu da görmek mümkündür.

Zekât verilerek iki cihanda mutluluğu elde etmek mümkündür.  Hem maddî/dünyevi hayatımızda ‘Veren Elin' hazzını yaşayarak kalbi huzura ulaştırarak dünyada mutlu olmak… Hem de Allah'ın rızası elde edilerek ebedî hayat kazanarak mutlu olmak... Görüldüğü üzere zekât, Rasûlullah'ın (s.a.s.) ifâdesiyle İslâm'ın köprüsüdür:  Âhiret ile dünya arasına kurulmuş; fâni ile bâkiyi, fakirle zengini, madde ile mânâyı, Allah ile kulu birleştiren bir köprüdür.

Evet, zekât, “Nefsini temizleyen kurtulmuştur. 91/9”  “Kendinizi temize çıkarmaya kalkışmayın. 53/32” temizlik anlamına ve övme anlamına gelmekle beraber ilmihali anlayışa göre; belirli kişilere belli malların belirlenen bir miktardan belli bir miktarının verilmesine denir. Bu miktarın zekâtının çıkartılması ve onu alanın duasıyla bu zekâtı verenin malına bereket gelir. Bu zekât, vereni günahtan temizlemesi,  mal sahibinin imanının tam olduğunu göstermesi ve bir nevi ‘övülmesine' de sebep olduğundan zekât ismini almıştır. Vacip oluşunda icmadan önce “Zekâtı da verin 22/78, 24/56” ve “Mallarından sadaka al. 9/103” ayetleri ve çokça hadis bulunmaktadır. Bu hadislerden birisi de “İslam beş şey üzerine bina edilmiştir. Onlardan birisi de zekâttır”,  meşhur hadisidir.
Zekât, inkârı insanı küfre götüren İslamın rükünlerinden birisidir. Kişi zekâtı verse dahi inkâr etse yine kâfir olur hükmü vucubu ittifak ile sabit olan bir hükümdür. Ama vucubunda ihtilaf olan ticaret, rükkaz, haricilerin memleketinde yetişen meyve ve ziraat ile henüz mükellef olmayanın malındaki zekâtın inkârı ile kâfir olunmaz. Çünkü bunlarda zekâtın farz olup olmadığında âlimlerin ihtilafı vardır. Bu farz zekât hicretin ikinci senesinde fitre zekâtından sonra farz olmuştur.

Zekât, tüm özellikleriyle beraber malı korur ve tabiri caizse manevi sigorta görevini de üstlenir. Şöyle ki Peygamberimiz (s.a.s.); “Malının zekâtını verirsen, malının özerindeki şerri de gidermiş olursun.”[1] buyurmuşlardır.

Malımızı şerden, kendimizi de malımızın şerrinden korumamız dileğiyle…

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank