content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

14 Nis

Yem Ham Maddesi Gdo’lu Ürün İthalatımız Zorunludur

Yem Ham Maddesi Olarak Gdo'lu Ürün İthalatımız Zorunludur

Dört milyon ton civarındaki mısır tüketimimizin zaman zaman tümü iç üretimle karşılanırken, bazı yıllar üretim miktarı kadar ithalat gerekmektedir.

Gelişen hayvancılığın yem gereksiniminin ithalatla karşılanması ticari bir olgudur. Türkiye'nin tarımsal ürün ihracatının 14 milyar doları aşması beyaz et ve benzeri hayvancılık yatırımlarının da sonucudur. İthal edilen yem ham maddeleri, dünya pazarlarında genel olarak transgenik olanlarla olmayanların ayırımının yapılmadığı mısır, soya gibi ürünlerdir. Ne var ki GDO üstünden popülarite kazanmak isteyen bazı sivil toplum kuruluşları (STK), hiçbir bilimsel sava dayandırmaksızın, bu ticari olaya karşı çıkmaktadırlar.

Bu tavır yalnız burada da kalmamakta, oluşturulan platformlarla, "Ulusal Biyogüvenlik Yasası"na karşı çıkmışlardır. Hâlbuki onların fikir babaları olan AB'li ülkelerin tümü, GDO'lu ürünleri tüketmekle kalmayıp, birçoğu tarımına dahi başlamış, hatta Almanya ıslah ettiği transgenik patatesi tescil etmiştir. Bir diğer ifade ile tarımsal biyoteknolojiden yararlanmaya başlamışlardır.

Arjantin ürettiği soyanın yüzde 90'ı transgeniktir. Yine ABD'de üretilen mısırın yüzde 70'i GDO'ludur. İşin ilginç yanı, ekilen arazide çevre canlılarını koruma adına ekilen belirli yüzde alanlardan elde edilen GDO'suz ürünle diğer ürün ayrılmaz.

Peki nedir bu transgenik ürünün avantajları. Arjantin'de transgenik soya işlemesiz tarımla (anıza ekim; no till) kombine edilerek, buğday tarımından hemen sonra aynı tarladan, o yılın ikinci ürününü kaldırma şansı veriyor. Arjantin böylece milyonlarca hektar yeni üretim alanına kavuşmuş oluyor. Anıza ekimde yabancı ot savaşı yapılmadığı için normal soya çeşidi gelişemezken, yabancı ot ilacına dayanıklı transgenik çeşitlerle bu ekonomik kazanç sağlanıyor. Bu karın dağılımı grafikte sergilenmiştir. Üreticisinden tüketicisine bir çok kesim bu kardan payını almıştır.

Son 15 yıllık transgenik ürün tarımının sağladığı 34 milyar dolar artı değerin aslan payın doğal olarak onları üretenlere kalacaktır. GDO'lu ürünlerin ekonomik avantajlarından, Türk çiftçisinin, Türk
tüketicisinin yararlanmasını istememek, hatta onu engellemeye kalkmak niye!  Toplumun sağlığı mı düşünülüyor? Yıllardır ithal edilen transgenik mısırdan, soyadan kaynaklanan herhangi bir olumsuzluk dile getirildi mi?

Dünyada üretilen 134 milyon hektarlık GDO'lu üründen insan sağlığı ile ilgili herhangi olumsuz bir saptamaya mı rastlanmış?

Burada, karşıtların, toplumun bu konuda henüz sağlıklı bilgilenememesinden yararlanarak, popülarite kazanma fırsatçılığı mı öne çıkıyor acaba?

Düz mantıkla, olayın ticari boyutu ele alındığında çarpıcı bir yanılgı ortaya çıkar. Bütün dünya hammadde olarak GDO'lu ürünü kullanırken, Türk hayvan besleme sektörüne, "hayır GDO'lu hammadde kullanamazsın" demenin nasıl bir açıklaması olabilir!

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank