content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

25 May

Yarı(m) Başkanlık İyidir -2-

Yazımızın dünkü bölümünde başkanlık sistemi modellerini ifade etmeye çalışmıştık. Bugün ise başkanlık sisteminde erklerin ayrılığı ve başkanlık sisteminin avantajlarını kısaca izaha çalışacağız.

Erklerin ayrılığının sıkça ihlale uğradığı Türkiye’de bu ihlalleri parlamentarizmle aşmak oldukça güçtür. İdeolojik bağı güçlü yargı ile popülist olması kaçınılmaz olan siyasilerin iktidarı aynı endişeleri taşımayabilir.

Erklerin “alan” genişletmelerinin sıkça yaşandığı (ör. Anayasa mahkemesinin baktığı davalardaki usul-şekil tartışmalarında yasamanın alanını daraltma girişimleri) sistemimizde başkanlık, yapısal değişikliklerle buna son verecektir.

Ayrıca,

Ülkemizde çok tartışılan bir diğer alandaki “kuvvetler ayrılığı”nı tahkim kılmak, yürütme/kabine üyelerinin parlamentoda görev almayacak olmaları sebebiyle başkanlıkla mümkün olabilir. Bu da yasama ile yürütme erklerini ciddi bir şekilde bağımsızlaştırıcı özelliğe sahiptir.

Başkanlık sisteminde ayrıca iktidar partisinin ‘önerge avantajı/üstünlüğü’ de tarihe karışacaktır. Zira başkan, sorumluluğu gereği büyük bir kitleye hesap verme pozisyonundadır. Milletvekillerine, bağımsız yargıya, halka karşı birinci derecede sorumludur başkan. Yaptığı düzenlemeyi önce halka kabul ettirmesi gerekir başkanın. Sonra Meclisin onayına sunar ve bu vekilleri daha güçlü kılıcı bir uygulamadır.

Hasan Celal Güzel’den alıntılayacağımız maddelerle yararlarını sıralayacak olursak;

1. Yürütme yetkisi esas olarak Başkan'a ait olacağı için, 'dinamizm' sağlanabilecektir.

2. Merkezî İdare ile Mahallî İdare'nin dengelenebileceği ve üniter devletin rahatlıkla uygulanabileceği bir sistemdir. (Sayın Güzel’in gereksiz endişesi. A. AY)

3. Yerinden yönetime engel değildir.

Sayın Güzel sakıncalarına örnek olarak da “yarı Başkanlık Sistemi uygulamasında Parlamenter Sistem özellikleri ağır basarsa, sistem kolaylıkla yozlaşarak kısır döngülü bir 'parlamentarizm' hâline dönüşebilir” kaygısını belirtmiştir.

Bugünkü şartlarda ve uygulamalarına bakıldığında başkanlık sistemleri arasında bize uygun düşecek olanın yarı başkanlık sistemi olduğu kanaatindeyim. Yeni anayasada nasıl yer alır veya yer alır mı bilmiyorum ancak başkanlık sisteminin mevcut pek çok soruna deva olacağına inanıyorum.

Türkiye gibi hızlı değişim sergileyen ülkelerde siyasi istikrar, seri karar verme ve inisiyatif alma, güçlü temsil (koalisyonların rant kavgalarından dolayı bizlere çektirdiklerini unutmadık) kuvvetler ayrılığı gibi konularında başkanlık veya yarı başkanlık sisteminin gerekli olduğu kanaatindeyim.

Keza yarı başkanlık sisteminde karakteri gereği parlamentodan kopuk kalınamayacağı için bize daha uygun düşer.

Ancak Taha Akyol’un belirttiği ve unutulmaması gereken bir realite var;

Bugüne kadar “parlamenter sistemden başkanlık sistemine normal usullerle geçen bir ülke yoktur. Anlayacağımız ülkeler ya kuruluş aşamalarında, ya da eski komünist ülkeler gibi, sistem bütünüyle çöktükten sonra yeni baştan kurulurken başkanlık sistemini inşa ediyorlar.”

Yani,

Yanisi şu,

Cumhuriyetiniz bütün cumhurun olacak şekilde yeni baştan inşa edilecekse -ki yeni anayasayla bu mümkün olacak- o zaman yarı/başkanlık sisteminiz hayırlı olsun.

Benim için başkanlık veya yarı başkanlık sistemi cumhuriyetin 100. yılında 9. yılını bitirip 10. yılına girmesi apayrı bir anlam ifade edecektir.

Yok, aday olmayacağım,

Bir “10. yıl marşı” güfte ve bestesini düşünüyorum da…

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank