content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Kas

Yanıldık, Ama Yenilmedik…

Önce kendi adıma kabul ediyorum, çoğumuz, hatta tamına yakınımız seçim sonuçları konusunda yanıldık. Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da onar – yüzer katledilirken, kapalı kapılar ardında yapılan hesapları, belki de gözümüzün önünde gerçekleşen politik pazarlıkları doğru okuyamadık. 7 Haziran seçimlerinden sonra bir haftaya yakın sessiz kalınmasını anlayamadık. “Seçim kaybedilse bile, iktidarın yine de bırakılmayacağının” hesabını önceden yapmadığımız çıktı ortaya.

MHP’den Tuğrul Türkeş’in transferini, SP – BBP ittifakının, Kürdistan’da HÜDA-PAR’ın (*) iktidar partisinin etrafında buluşmasını eksik anlamlandırdık, ya da anlamlandıramadık. Anlamlandırsak sonucu etkileyebilir miydik? Pek sanmıyorum, ama bu kadar şaşkınlığa düşmezdik.

Şu anda 70’li yıllardaki MC (Milliyetçi Cephe) hükümetlerinin kitle yapısına benzeyen, ama onlardan farklı olarak 3 parti değil de tek parti çatısında birleşmiş bir “Türkçü – İslamcı” yapı ile karşı karşıyayız. Genç kuşaklar için bu benzetmeyi nasıl yaptığımı birkaç cümle ile açıklayayım. O yıllarda Tayyip Erdoğan’ın hocası Erbakan’ın Milli Selamet Partisi (MSP), Bahçeli’nin hocası Türkeş’in Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve geriye öğrenci bırakamamış Demirel’in Adalet Partisi (AP) bir koalisyon kurmuşlar ve Ecevit’in –kısa- başbakanlığı dışında, yıllarca bu koalisyonu devam ettirmişlerdi. İslamcı, ırkçı ve “liberal muhafazakar” üç partinin ortak özelliği sol ve özgürlük düşmanı oluşlarıydı. Maraş ve Çorum Alevi katliamları bu dönemde yapılmış, binlerce genç, akademisyen, sendikacı bu dönemde öldürülmüştü. Ama bu cinayetler nedeniyle aralarında hiç sorun çıkmamış, hatta bir birlerine daha sıkı sarılmışlardı.

Mevcut hükümetin şu andan itibaren artık eski MC’ler gibi davranacağını söylemek istemiyorum, bunu zaten sürdüremez. Anlatmak istediğim bu sağ partiler ve kitlesi konu iktidar olunca kolayca bir araya geliyorlar. Dün 3 parti olarak duruyorlardı, bugün –bana göre- benzer bir ittifak tek parti altında birleşti. Üstelik tüm bunlar dört bakanın yolsuzluk skandalları, 17-25 Aralık olgularına rağmen gerçekleşti. Bunun incelenmesi benim kapasitemi biraz aşar. Sosyologların, psikologların, tarih araştırmacılarının alanına girer.

Ama yıllardır politikanın içinde olan biri olarak, “inandırıcı ve özgürlükçü muhalefet odaklarının oluşmadığı” ülkelerde buna benzer süreçlerin yaşandığını biliyorum. Hele bizdeki gibi “Sözcü Gazetesi” okuyup kendini solcu ve özgürlükçü zanneden yüzbinlerin var olduğu bir toplumda bunu anlamak daha da kolay.

Tüm bu kanlı sürece ve etrafımızı kuşatan ateş çemberine rağmen HDP ile barajı aşıp, özgürlük ve demokrasi mücadelemizi sürdürebileceğimiz bir partimizin var olması bana umut olmaya devam ediyor.

Yanıldık, şaşırdık, kabul ediyorum… Ama yenilmedik.

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank