content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

31 Eki

Vırrek Genel Başkan Olabilir

Kabiliyetsizliği yüzünden hiçbir vasfa uymayan kişilikler var; cesur dersiniz korkak çıkar, mert dersiniz; uymaz, merhametli dersiniz gaddar kimliğiyle kan kusturur. Kılıçdaroğlu da tam böyle.Gandi Kemal demişlerdi, uzun süre yandaş basın, Hindistan dolaylarından çıkan gazı verdi tutmadı. Bunun üzerine boşluk oluşmasın diye Che Kemal yakıştırmasıyla kamuoyuna servis ettiler. Ancak Gandi Che Kemal öyle yanlışlar, akla ziyan çelişkiler yaşattı ki utanmasalar Kılıçdaroğlu için mukallit Kemal diyecekler.


En son, Bayram ziyaretinin ikinci gününü Diyarbekir'de geçirdi Che Gandi Kemal. Diyarbekir'de aklımızla alay edip alay konusu olan Che Gandi’nin söylediklerinin eleştirisine geleceğim ama önce ziyaretlerindeki komik, basit ve de taklit kokan kısmı anlatmak istiyorum.

Hani başbakan sık sık bir garibanın evini ziyaret edip içinden geçtiği gibi misafir olunca halk bunu büyük bir sempatiyle karşılıyor ya, işte Gandi Che Kemal de Baydemir'i ziyaret etikten sonra önceden fizibiliteyle belirlenmiş bir aileye misafir oluyor. Yere bağdaş kurup kucağına aldığı küçük çocuklarla kameralara pozlar veriyor.

Gandhi'den bozma Che Kemal amca da çocukların Kürt sorunundan kaynaklanan mağduriyetlerini görmüş! ve onların bu mağduriyetlerine çare olmak için ‘siyasi hayatını’ ortaya koyuyor!

GandiKemalChe bu kadar taklitçiliği dahi başaramıyor ve Tayyip Bey’in ziyaret ettiği evlerden ayrılırkenki duygulu halini taşıyamadan ‘yalan makinesi’’ faslına geçiyor.

Gelelim GandhiChe Kemal'in Kürt sorunu ile ilgili söylediklerindeki samimiyetsizliğine.

Kemal CheGandi, Kürt sorunu ile ilgili olarak varlığının sebebi statükocuların dahi gerisinde kaldığının farkında olmadan konuşmasına;

"Hayatıma mal olsa da" diye başlayıp devamında söyleyeceklerinin hiçbir inandırıcılığı kalmayan cümleyi sarf ediyor. Sorarlar adama, bugüne kadar boş ve iki geri bir yine geri konuşmaktan öte ne yaptın? Birden bire ne oldu da 'hiçbir zaman olmayan siyasi hayatını' ortaya atma gereği duydun? Kılıçdaroğlu’nun buradan kendisine ekmek çıkmayacağını bile bile bu cümleyi söylemesini mukallit olmaktan öteye bir şeye bağlamayız.

“Diyarbakır'a gelişimizin bir anlamı var. Biz bu ülkede topraklara herkesin birbiri ile kucaklaşmasını istiyoruz. Barış içinde yaşmasını istiyoruz. Kucaklaşmanın yollarını oluşturmalıyız. Güçlü bağlarımız var ayırmak istiyorlar, ayıramıyorlar, ayıramazlar” diyor Sayın Kılıçdaroğlu. İyi tamam da ne ile, nasıl, ne zaman, kimlerle..? Bu saydığınız güzellikleri yaşamamız için ne yapmayı düşünüyorsunuz? “Diyarbakır’a ziyaretim yeter” diyorsanız başka kapıya, bunun bizim için zerre kadar kıymeti harbiyesi yoktur.

Dedim ya, Kılıçdaroğlu sadece taklit yapmaya çalışıyor ama ne yazık ki onu da başaramıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, başkalarının ölmemesi siyaseti bırakmasından geçiyorsa, siyaseti bırakabileceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bu sorunun çözümü siyasi hayatıma mal olacaksa siyasi hayatımı feda ediyorum” dedi. Hangi siyasi hayat demeyeyim ama insanımızın kucaklaşması için ne yapacağını merak ediyorum.

Sahi sizin kast ettiğiniz kucaklaşma Kürt sorununun çözümü ile mümkün olduğuna göre, bu sorunun kucaklaşmaya vesile olması için projeleriniz olması gerekiyor; ama her konuda olduğu gibi bu konuda da bir projeniz yok.

Mesela hazırlanmakta olan yeni anayasada Kürtlerin vatandaşlığıyla ilgili olarak “Türk vatandaşlığı” ısrarınız bu söylediklerinizi dövmüyor mu? Israrla öne sürdüğünüz “Türk vatandaşlığı” kucaklaşmanıza nasıl vesile olsun ki. Çünkü Kürtler, Türk vatandaşlığını değil, Türk-Kürt kardeşliğini istediklerini ve vatandaşlığı “Türk-Kürt” olarak tanımlamanın kardeşliği tokatlayacağını yıllardır dile getiriyorlar. Kürtlerin sağduyulu büyük çoğunluğuyla Türk kardeşleri de bunu söylediği halde bu dayatmayla 75 milyonla kucaklaşacağınızı dile getirerek siz artık komik dahi olamıyorsunuz.

Mesela sayın başbakan aylardır size “kardeşim projeniz nedir getirin üzerinde tartışalım” dediği halde dut yemiş bülbüle dönmeniz bu kucaklaşmayı kör, sağır, topal kılıyor.

Mesela başbakanın “akan kardeşkanının durması için gerekirse yetkililer Öcalan’la görüşebilirler” ifadesi üzerine Zaloğlu Rüstem’in en kötü kopyası gibi çıkıp kucaklaşacağınıza kucaklaşmayı kundaklıyorsunuz.

Şimdi de hiçbir zaman olmamış ve asla olmayacak “siyasi hayatınızı” feda edeceğinizi söylüyorsunuz. İnsanoğlu sahip olmadığı bir şeyi kolaylıkla gözden çıkarabilir sahip olduklarını çok zor. Dolayısıyla sözüne güvenmedik, güvenmeyeceğiz.

Açlık grevini sonlandırmak için bir öneriniz de yok ama bol kesden savuruyorsunuz.

Kılıçdaroğlu bütün inandırıcılığını yitirmiştir. Artık "ben şeriatçi oldum" da diyebilir.

Kılıçdaroğlu bir şaka mı ne?

Twitter: @ahmetay_

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank