content

19 Oca

Trakya’da Şap

Trakya’mız hayvan hastalıklarından ari bölge ilan edilmişti. Hayvancılıkta ‘’hastalıktan ari  bölge‘’ hastalığın olmadığı bölge anlamına geliyor. Ari bölgenin hayvan hareketleri yönetmeliği ile ari olmayan bölgenin ki farklılık taşımaktadır.

Sıfır faizli kredilerde  damızlık ve besi hayvanı temininde ‘’Ari Bölge‘’ ayrıcalığı konulabilmiş olsa idi Trakya’daki hayvan fiyatları ile ülkemizin Anadolu yakasının fiyatları farklı olurdu.

Birkaç yıldır Avrupa Birliği Hazretleri’ nin direktifleri ile Trakya hayvan hastalıklarında ‘’ ari ‘’ bölge haline getirtildi.

SONUÇ; F-i-y-a-s-k-o

Gazetelerdeki ‘’ Bulgaristan’ daki görülen şap hastalığına karşı  İspala ilçemizde şap ile ilgili tedbirler alınıyor ‘’ haberleri sizi yanıltmasın.

Doğrusu: İspala’da şap var!

İpsala , Edirne ilimize bağlı bir ilçe olup Trakya’dadır..

Et ve canlı hayvan fiyatlarının yükselmeye başladığı geçen yılın başlarında ilk Şap Kars’ta görüldü. Kars ilimiz etin, canlı hayvanın fiyatının ucuz olduğu Ermenistan’a sınır! Kaçak yolla getirilen şaplı canlı hayvanlar Kars’a bu hastalığı taşıdı. Kars’tan sonra safha safha diğer illerimiz şapı gördü. Her selam verdiği il veya ilçede hayvan pazarları kapatıldı. Şap ordusu Adapazarı önlerinde durduruldu.

Anadolu’dan Trakya’ya hayvan geçişi yasak olduğu halde Trakya’da, üstelik Anadolu yakasına değil de Avrupa Birliği Hazretleri’nin sınırına yakın ilçemizde görüldü!

Şapın Anadolu’dan aradaki il ve ilçeleri atlayarak İpsala’daki hayvanlara bulaşması imkansız.

Şap İpsala’ya Bulgaristan’ dan geldi. Alınan tedbirler Bulgaristan’dan şap girmemesi için değil girmiş şapın Trakya’nın diğer il ve ilçelerine dağılmaması içindir.

Bulgaristan’daki şap sınır ilçemiz İpsala’ya kaçak geçişlerden mi yoksa kamyon üstünde yasal ithalattan mı geldi bu çok da önemli değildir. Yunanistan’dan da gelmiş olması da önemli değildir.

Trakya’nın hayvan hastalığındaki arileştirilmesini fiyaskolaştıran Trakya’ya da yapılan canlı hayvan ithalatıdır. Trakya’ya kurbanlık hayvanlar nereden geldi? Yurt dışından. Önemli olan budur. İthalat ve yasal olmayan geçişler durdurulmalıdır.

Hayvan ithalat kapısını  açtığınızda dış ülkelerin veterinerlik belgeleri, menşei şahadetnameleri fasa fiso’dur. Hayvan hastalığı olmayan ülkeden getiriliyor görüntüsü altında en yakın ülkenin hayvanlarına gerekli menşei vs. giydirirler ve ülkeye sokarlar. Bunları 14 Agustos’ta ‘’ Buffalo Et İthalat Girişimi ‘’ başlıklı yazdığımız yazıda özel sektöre verilecek et,canlı hayvan ithalat izinlerinin bu sonuçları doğuracağını belirtmiştik.

Dünya sağlık örgütü WHO hayvan hastalıklarında ayrımcılık yapıyor. Afrika, Asya ülkelerinde yıllar önce görülen hastalıkları, bu ülkeler who listesinden kaldıramaz iken Avrupa Birliği Hazretleri en tehlikeli ‘’ Deli Dana ‘’ hastalığına bile bir güzel kulp takıp adına ‘’ sürdürülebilir deli dana hastalığı mevcut ‘’ belgesi adı altında ithalat kapılarını bize açtırarak  ‘’ sürdürülebilir deli dana hastalığı mevcut ‘’  et ve canlı hayvanlar ile ülkemiz tüketicisi ve hayvan varlığımız riske sokuluyor.

Avrupa Birliği Hazretlerine siz öyle medya da ‘’ içinize almıyorsanız almayın biz hasta adam değil siz hasta adamsınız ‘’ denildiğine bakmayın!

Güç; Hayvanlarımız hastalıklı olsa da alacaksınız dayatmalarına karşı durabilmektir,

Güç; Üretim imkanı ve üreticin var iken üretmektir, ithal etmek değil.

Güç; Tüketicini el alemin hastalıklı hayvan etlerine muhtaç etmemektir.

Zengin, güçlü ülkelerin hayvanlarının en tehlikeli hastalıklarının bile önemi yok ‘’ yenilebilir ‘’ kılınmakta iken fakir ülkelerin hayvan hastalıklarında ‘’nezle’’ sinin bile önemi var, yenilemez! deniliyor.

Ne  nezleli hayvan etlerine ne de deli danalı etlere bu ülkenin tüketicileri layık değildir. İşin üzücü tarafı 2010 Nisan ayında Tüketici Derneklerimizin ‘’ Hayvan,et  ithalatı yapılabilir ‘’ görüşünü Tarım Bakanlığı’na vermiş olmasıdır.  Tüketici Derneklerimiz ‘’ hayvan ithalatı yapılmasın ‘’ görüşünü Bakanlığa sunmuş olsalardı bile yine siyasi iradenin kararıyla et ve canlı hayvan ithalatı açılmış olacaktı. Tüketici dernekleri, Tüketicilerin ticari mal ve hizmetlerde tüketicilerin aldatılmaması için öncülük etmelerinde isabetli çalışmalar yaparken et fiyatlarının yükselmesi, tüketicileri göreceli aleyhine olsa  da ithalat yolu ile getirilecek hayvanların, etlerin toplum ve hayvan sağlığımızı etkileyeceğini düşünebilmeli idiler.

Ucuz et mi, sağlıklı et mi? Elbette ki sağlıklı et!

Veteriner Hekimler Odalarının ta başlangıçtan bu yana ve halen et ve canlı hayvan ithalatının hem toplum, hayvan sağlığına hem de ülke hayvancılığımızın geri kalmasına sebeb olacağı beyan ve demeçlerini Tüketici Derneklerimiz artık duymuş ve anlamış olmalılar ve 2010 Nisan ayındaki ‘’ et, canlı hayvan ithalatı yapılmalı ‘’ görüşünden vaz geçtiklerini açıklamalıdırlar.

Tüketici  Derneklerinin bu yanlıştan dönmeleri bir fazilettir. Bir süt ineği besleyen köylü onu kendi için, birkaç süt ineği besleyen ise onu tüm ülkenin tüketicileri için beslemektedir. Evimizin önündeki süt ineklerinin, buzağıların, ineklerin memelerinden akan sütlerin mülkiyeti bizim ama onların tüketim hakkı bu ülkenin tüketicilerinindir. Biz bu ülkenin tüketicileri için üretim yapıyoruz.

İpsala’da görülen şap ülkeye ithalat yolu ile sokulmuştur.

Tüketici Derneklerini üreticiler yanında görmek istiyor!

Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi

https://groups.google.com/group/cigsutureticileri

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

5 Kere Cevaplanmış to “Trakya’da Şap”

  1. 1
    sezai özgören Says:

    sn.ç.kanat
    yazınızı okudum.ulke hayvancılıgı hususunda
    hassasiyetine ulkemiz adına tesekkur ederim.
    slm/syg

  2. 2
    tevfik altan Says:

    İpsala Yunan sınırındadır ve Bulgar sınırına uzaktır. Komşuluk yoluyla bağlantı kurulamaz.
    Diğer iddialara bir sözüm yok.

  3. 3
    Cem Domac Says:

    Uzun cok uzun zamandir takip ediyorum yazilarinizi ve bana ilham kaynagi oluyorsunuz.
    Sorum su bu kadar yetkili kisiyi rahatsiz ettiginize gore onlarda sizi rahatsiz ediyordur muhakkak.
    Kendinizi nasil olumlu yonde motive ediyorsunuz?PAYLASIRSANIZ MEMNUN OLURUM.
    Saygilarimla

  4. 4
    cuneyt Says:

    Yazılarınız ve cevaplarını izleyerek, bu yolla konu hakkında doğrudan bilgilenmemize yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim. Elbette konunun masaya yatırılacak bir dolu boyutu var. Üretim, depolama,dağıtım, satış, sağlık vb bir çok konu insanımız için hayati öneme sahipler. Elbetteki çok boyutlu sorunların ve çıkarların bulunduğu bu alanın siyasi bir temeli olmak gerekir. Dolayısıyla bu tartışmanın bir tarafında da siyasi karar vericilerin olma şartı da bulunmaktadır. İthal et konusu bir siyasi parti için (hele köylü nufusun hala rekabet edilen ülkelere göre çok yüksek olduğu ülkemizde)hayati bir öneme sahiptir. Buna karşılık, buradaki katılımcıları tenzih ederek belirtilmeli ki konu son derece sınırlı bir içerikle, afaki bilgilerle tartışılmış, iktidar partisi, ithal ete karşı duruşunu kolaylıkla mafyaya karşı duruş şeklinde sergileyebilmiştir. Toplumsal ihtiyaç; bu duruşu meşrulaştırarak siyasi muhalefetin önünü de kapatabilmiş, zaten muhalefet konuya yetersiz, sınırlı bir yaklaşım içine girmiştir. Hal böyle ise yapılması gereken; sivil toplumun sahip çıkarak konunun ev sahipliğini üstlenmesi gerekmez mi? Yoksa zaten halihazırdaki et üretim, dağıtım ve satış halkalarının içinde savunulamaz vaziyetler mi vardır.

  5. 5
    Ayşe Yaşar Umutlu Says:

    Sayın Kanat;
    Yıllar önce havyan besiciliğinde et kalitesini artırmak için Hollanda'da yapılan bir çalışmayı tesadüfen izlemiştim. Hayvanların kapalı alanda yetiştirilmelerinden dolayı, hastalanmalarını önlemek için yemlerine çeşitli antibiyotikler karıştırıldığını ve bu da et kalitelerini düşürdüğünü de bu vesile ile öğrenmiştim. Enteresan olan ise şuydu; Kaliteyi artırmak için antiibiyotikler yerine balın antibiyotik etkisinden yararlanmaya çalışan özel bir çiftlikten bahsediliyordu. Balın bu kadar kıymetli olduğu bir zamanda elbetteki bunu hayal bile etmemiz mümkün değil... Fakat bu kadar kalitesiz et tüketiyor olmamız ise maalesef çok kötü...
    Yazılarınız ve yorumunuz için teşekkürler



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank