content

08 Şub

Tıp Derneklerinin Nesi Çıktı?

Tıp dernekleri bana göre ilaç firmalarının “pazarlama kuruluşları” dır. Onların desteği ile kurulur, hayatını onlar sayesinde sürdürür ve böyle olunca da elbette onların istekleri doğrultusunda faaliyet gösterir. Bunun aksi de zaten eşyanın tabiatına aykırıdır. Bu dernekler aynı zamanda ilaç firmalarının hatta endüstrinin diğer firmalarının reklamlarını da yaparlar. Dolaylı veya dolaysız.

Hekimler arasındaki bir haberleşme platformunda yeni kurulan bir tıp derneğinin bildirilmesi üzerine birkaç meslekdaşımla aramızda geçen yazışmaları sunuyorum:

Hüseyin Kandemir:

Akademik Solunum Derneği uzmanlık eğitiminde önemli bir işlev görecek. Yeni kurulan Akademik Solunum Derneği’nin solunum camiasına dinamizm getireceğini söyleyen Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, “Amacımız sadece göğüs hastalıkları branşında değil solunumla ilgili tüm branşlarda solunum sağlığı konusunda farkındalık yaratmaktır. Uzmanlık eğitimine büyük önem vereceğiz” dedi.

**

Ben: Derneklerin boku çıktı artık.

**

Filiz Küçük: Bu lafı sizden duymak çok hoş ve umut verici.

Argo kullanacak hale gelmeniz de güzel.

..

Ama n’ olur siz de muhalefetin bokunu çıkarmayın.

Size de ihtiyacımız var.

**

Berna Serdar Dilbaz:

Ahmet Rasim Bey,

Biz bu platformda bu tip terminoloji ile yazışmıyoruz, hekimler olarak bize yakışan şekilde kendi aramızda, medeni bir şekilde, kendi uzmanlık ve/veya bilgi alanımıza giren konuları popülist yaklaşımlardan uzak bir şekilde tartışıyoruz. Herhalde bu mesajınızı kendi okur köşenize gönderecektiniz, yanlışlık oldu.

**

Ahmet Rasim Küçükusta:

Tıp dernekleri hakkında söylediğim “boku çıkmak” ifadesi Argodur ama dilimizde maalesef bu durumu bundan daha iyi anlatacak bir söz yoktur. Veya en azından ben bulamadım.

Argodan da bu kadar korkmanızı da anlayamadım. Bu halkın dilidir ve ifade kapsamı en geniş olan dildir.

Bu mesajı da dediğiniz gibi kendi okur kitleme yazdım. Onların büyük çoğunluğunu da hekimler oluşturur.

Tıp dernekleri bana göre ilaç firmalarının “pazarlama kuruluşları” dır. Onların desteği ile kurulur, hayatını onlar sayesinde sürdürür ve böyle olunca da elbette onların istekleri doğrultusunda faaliyet gösterir. Bunun aksi de zaten eşyanın tabiatına aykırıdır.

Bu dernekler aynı zamanda ilaç firmalarının hatta endüstrinin diğer firmalarının reklamlarını da yaparlar. Dolaylı veya dolaysız (1).

Bizde mesela -kanserle ilgili, sayısını bilemediğim dernekleri saymıyorum- bir “Türk Akciğer Kanseri Derneği” ve bir de “Akciğer Kanserleri Derneği” vardır(2, 3).

Bunların her ikisinin de ayrı ayrı başkanları, yönetim kurulları, ıvırları zıvırları vardır. Her ikisi de birkaç ayda bir ayrı ayrı kongreler, sempozyumlar, toplantılar düzenler.

Nedir, ne oluyor yahu? Bizde kanser konusunda kim ne araştırma yapıyor da bunlar mı tartışılıyor, paylaşılıyor Allah aşkına? Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur!

Neyse, burada kesiyorum. Dernekler böyle bir mektupla anlatılacak gibi değil.

Argo ifadem için son bir söz söylemek isterim. Daha doğrusu bir gözlemimi aktarmak isterim: “En iyi cerrahlar en iyi küfür edenlerdir”. 

İtirazı olan varsa “ötsün”!

Tüm meslekdaşlarımı muhabbetle kucaklıyorum.

KAYNAKLAR

1.  http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2011/12/12/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/turk-kardiyoloji-dernegi-ilac-endustrisiyle-iliskilerini-aciklamalidir/

2. http://www.takd.org.tr 

3. http://www.akad.org.tr/

**

Hüseyin Aydın Turan:

Ahmet hocanın hemen hiç bir fikrine katılmıyorum ancak argo kullandı diye terbiye şampiyonu kisvesi altında saldırmayı da çok çocuksu buluyorum. Ahmet hoca yaramaz kreş talebesi ağzıyla konuşuyor, verilen cevaplar da iyi aileye mensup kreş çocukları havasında. Sanırım Ahmet hocanın mesajlarındaki fikirler yanlış bulunuyor, cevap verilmeye cesaret edilemiyor ve üslupla ilgili şikâyette bulunuluyor. Fikir ve cesaret eksikliği ortamında şahsen üsluba hiç önem vermiyorum.İnsanların fikir yarıştırmasını istiyorum, kestane kebap acele cevap.....

**

Kenan Ertopçu:

Değerli Ahmet Rasim hocanın ''En iyi cerrahlar en iyi küfür edenlerdir'' cümlesine itiraz ederek onun tanımıyla ötmeye başlamak istiyorum.

Tüm cerrahi disiplinlerde çalışanlar günümüzde başarının uyumlu bir ekip çalışmasıyla olduğunu bilir. Operasyonda durumun zorluğuna veya katılan ekiptekilere yansıtılan herhangi bir küfür operasyonun veya cerrahin başarısını veya büyüklüğünü artık günümüzde etkilemiyor.

Tıp dernekleri ilaç firmaları desteğinde kongre ve sempozyum yapsalar da, Türk tıbbına katkılarını küçümsemek doğru değildir. Güncel tıptaki gelişmeler sponsor desteğiyle de olsa ne kadar çok dernekle ne kadar çok hekime yansıtılabilirse o kadar iyidir.

Kongre ve sempozyumlara katılan hekimler bilgilerini geliştirirler ve günlük pratiklerinde hastalarının sağlığı için uygularlar. Sponsor firmaların seçenek olarak sundukları ilaçları ister reçetelerine yazar ister yazmazlar. Sponsor firmaların hekimlere yeni piyasaya sundukları veya çalışma sonucu ortaya çıkan ürünlerindeki herhangi bir gelişmeyi hekimlerin hak ettikleri güzel bir ortamda yansıtmalarının sakıncası nedir?

Kongrelerde veya sempozyumlarda sponsor toplantıları genelde çok küçük bir yer tutar ve kesinlikle Türk ve yabancı bilimsel çalışmalar yansıtılır.

Medimagazin’ de yayınlanan ''ülkemizde bilimsel çalışma yapılmıyor'' yazınıza Pubmed den son 10 yılda Türkiye’ den ve gelişmiş birçok ülkeden sizin de bilimsel çalışma olduklarını düşündüğüm randomize kontrollü çalışmaların sayılarını ve oranlarındaki değişmeleri yazarak yorumlamıştım.

Birçok gelişmiş ülkeye oranla oldukça yüksek olan bu sayılar son on yılda giderek azalıyor fakat yine de oranlar henüz kabul edilebilir düzeyde. Ülkemiz hekimleri de dünyadaki diğer meslekdaşlarına yakın oranda bilimsel çalışma yapıyorlar, lütfen bunları küçümsemeyiniz.

Cochrane de kanıta dayalı tıptaki birçok meslekdaşımızın çalışması dünyaca kabul edilen tanı ve tedavi algoritmalarını etkiliyor.

Ben hekimlerimizin küçümsenmemesini ve tıbbi derneklerimizin desteklenmesi ve yaygınlaşmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

**

Ahmet Rasim Küçükusta:

Tıp dernekleriyle ilgili eleştirilerime kimseden "çıt çıkmaması" herkesin hâlinden memnun ve mutlu olduğunu gösteriyor.

Bu durumda da "Yazıklar olsun" demekten başka bir söz gelmiyor aklıma.

 

 

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank