content
30 Kas

Sevgi-Dili (miz)(niz)

Genellikle ikili ilişkilerde, insanların en çok duymak istediği şeyler arasında sevgi sözcükleri gelir. Sevgi öyle bir şey ki tarifi her insana göre değişmektedir. Kimisinin tuzu çoktur, kimisinin suyu, kimisinin kabartma tozu fazladır, kimisinin az…

Sevgi her insana göre değişmekte ve bu değişimin örf ve adetlere göre yaşanılan yere göre artısı ya da eksisi olmaktadır. Eğer sevgi ortamında size sevgiyi yaşatabilmişlerse sizde doğal olarak bu elde edilmiş sevgiyi göstermeyi doğal bulursunuz, eğer sevgiden çok,  disipline edilmişseniz,  ya da korkutularak büyütülmüşseniz, sevgiden çok senaryo üretmeye başlarsınız.

Her insan yaşamış olduğu ortama göre sevgi dilini geliştiriyor. Bazıları sevgisini söylemeye çekinirken,  bazıları bunu her fırsatta dile getirebilmekte. “Beni fark etsin, bana şimdiye kadar hiç seni seviyorum demedin.” diyenler sadece sevginin bir şubesine başvurmakta ve fiili olarak yapılan hiç bir şeyi önemsememektedirler.

Önemli olan, sadece söylemek değildir. Eşler arasında ki en büyük tartışma kaynaklarından bir tanesi sevginin eksik verilmesi ile ilgilidir. Bir tatlı söz duyabilmek için, çeşitli çeşitli maharetler gösteren hanımlar bu sevgi açlığının kurbanları diyebiliriz. Eşlerinden sözlü olarak güzel sözler duymak isteyen kadın ve erkeğin,  sözden çok fiili olarak neler yaptığına bakmaları gerek.

Sevgi, sadece sözlerle ispatlanmaz. Sevdiğiniz insan tarafından önemsendiğinizi anlamak için bir bakışın, iki sözün anlatamayacağı bin “–ler,-ce” sözcüğü anlatmaya yeteceğini unutmayın.

İşte bu sevgiyi, sadece sevdiğinin iki satır şiir yazmasına bağlayan bir erkeğin şaşırtan hikâyesi…

Hikaye şöyle;

Adam ayrılmak için kız arkadaşı ile buluşur. Ayrılmak isteyişinin sebebi, kız arkadaşının ona hiç duygusal anlamda mesaj çekmeyişidir. Kendisi hep yazmakta ve kız arkadaşından da bunu beklemektedir. Bu mesaj çekmeyişini de kendisini sevmediğine bağlamaktadır. O gün buluşurlar ve adam kız arkadaşına, ayrılmak istediğini söyler.

Kız arkadaşı da bunun nedenini sorar. Fakat adam hiçbir yanıt vermez ve buz gibi olan ortamda iki yabancı gibi el sıkışıp ayrılırlar. Kız arkadaşı eve döner. Ve gecesi zor geçer. Tabi erkek arkadaşı da yatmakta zorlanır. Ve nihayet uykuya dalar. Sabah kalktığında telefonuna bakar. Mesaj ve 10 cevapsız arama… Çok sevinir ve mesajı okur. Mesajda şunlar yazılıdır.

“Sadece onları sevmeyi sevdim,

Hepsini onlarsız yaşadım da

Bir seni sensiz yaşayamıyorum,

Bu aşkı tek kalpte taşıyamıyorum.

Sana yemin güzel gözlüm,

Bir tek Seni sevdim

Ve seni severek öleceğim,

Elveda bir tanem…”

Tabi adam şaşırır. Çünkü bu, kız arkadaşının onunla tanıştığından beri yazdığı ilk mesaj ve ilk şiirdir. Hemen kız arkadaşını arar. Ağlayan bir ses vardır telefonda.

- “Nalânla görüşmek istiyorum,” der genç adam.

Ben onun annesiyim yavrum. Kızım bu sabah intihar etti. Gece sabaha kadar birilerini arayıp durdu. Sabah odasına girdiğimde, yavrum kendini asmıştı…

İşte bu örnekte de görülmekte, sevdiğine iki satır mesaj yazmadı diye, sevdiğinin onu sevmediğini düşünen, yanılgılar içerisinde bir erkek… Keşke “seni seviyorum” sözcüğünün idrakine herkes vakıf olabilseydi…

 

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank