content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
10 Kas

Sen Ağlama! “Hansa Hatun”

Sahabe hayatlarını klasikleşmiş detaylarından çıkararak, sahabelerin neden, hangi doğrultuda yaşadığını ve dönemlerinde ne ile anıldıklarını bilmek hafızalarımızda daha kalıcı olacaktır.

Özellikle kadın sahabelerden bahsedilme oranının azlığı, beni son derece mutsuz ediyor. Ayrımcılık o dönemlerde yapılmadığı halde şimdilerde neden bu kadar bariz şekilde yapılıyor, anlamak bile istemiyorum. Anlatmak istediğimiz insanların yaşama verdikleri kattığı hangi çağda yaşarsa yaşasın vermek zorundayız. Yakın zamanlarda yaşayan halkça tutulma kişilikleri sizlerde okumaktan sıkılmışsınızdır, artık. Öylesine bir sürece soktular ki bunu anlata anlata anlatacak bir şey bulunamadığı için olaylar ve kişilerin hayatları çarpıtılmaya başlandı artık.

“Sözlerin çarpıştığı, Kabe sırtlarında

Susuzluğa boyun eğmiş, bir çift göz.

Dalgın ve kendinden habersiz yürüyüşlerde,

Düşünüyor, Mekke beni de alır mı yanına?” AYSUN GÜL

İşte ben, bu süreçten çıkmak ve size bu hafta peygamber dönemi yaşayan ve onun hayati ikliminden nasip alan, bir kadın sahabeyi tanıtmak istiyorum.

Bu kadın sahabe, "ŞAİR HANSA'dır." Arap yarımadasında gelişen ve şiirin edebiyatın hayat tadında yaşadığı çağlarda,  Hansa'da  methiyeleriyle bilinen kadın şairdir. İslam’ın da o dönemde yaşayan ilk ve tek kadın şairidir. İslam öncesi putperest anlayışın kalbinde yaşayan ve tanrıları için yapılan savaşlara katılanlara kahramanlık şiirleri söyleyen bir kadın, söz sanatı ustasıydı. İlahi aklın göçebe olduğu dönemlerde, Arap yarımadasındaki zevki sefa içinde edebiyatın çığlık çığlığa yaşandığı anlarda, Kabe duvarlarına asılan şiirlerin arasında onun sözleri baş köşede yer alırdı. Birçok Tanrıyı kişileştirmek onların dillerin aklına yazılmıştı. Methiyeler yağdırdığı ilahları bir gün terk edeceğini düşünmeden yaşayan, cesur  bir kadındı, "Hansa."

Karanlığa azıcıkta olsa kelimeleriyle yağmurlar yağdıran Hansa, gerçeklerin farkına vardığında silkinerek, sözlerine dualarla devam edecekti peygambere baktığında. Tövbelerini yeşertecekti, kıta aralıklarında. Nakarat olacaktı rahmete yaklaştıkça artan, ellerine de biriken cümleleri. Bedenindeki ağrıyan tarafına merhemi bulacaktı, asrısaadete gül olmak ve asrısaadette gül kokmak adına. Uğruna şiirler yazdığı putları kırıyordu artık, "Şiirlerin Sesi Hansa"

“Adına cümleler bitmeyen hira gözlüm

Dualarının çığlığında senin için

Yakaran şiir yürekli bir kadın ağlıyor

Cihadın sen kokan illerinde

Senden bir parçada dem olayım

Diyerek yanıyor…” AYSUN GÜL

Bir yürek dirilişinin kutsandığı kutsallıkların gölgesinde serinlemeye yol alıyordu, şiir yürekli kadın. İslam’ın şerefli çizgisinde, peygamberin ellerinin değdiği ve gözlerinin baktığı her yer vardı hansa  için. Savaşan bir mücahideydi o dört oğlunu peygamber aşkıyla şehid veren. Bir tek göz damlası dökmeyen oğulları için.

Hansa'nın dudaklarından okuyalım, onun büyük yürekliliğini ve hikayesine damgasını vuran anları;

Hansa Hatun, Kadisiye muharebe meydanına giderek,  çocuklarını şu tarihi sözleriyle coşturmuştur:
“-Benim kahraman evlatlarım! Allaha yemin ederim ki, Ondan başka ibadet edilecek bir mabud yoktur, Siz aynı ananın ve aynı babanın çocuklarısınız Ben kocama ihanet etmiş bir kadın olmadığım gibi, babanız da mazisi lekeli bir insan değildir Hem de ben, zorla değil de kendi isteğimle İslâmiyeti kabul ettim. Ve yine kendi arzumla hicret ettim. Sizler işte böyle tertemiz bir maziye sahipsiniz
-Sizden; gireceğiniz savaşta bu asaletinize uygun bir cesaret ve kahramanlık bekliyorum, Din düşmanlarına ilk hücum eden sizler olmalısınız Sizlerin arkada değil, daima en ön safta çarpıştığınızı görmeliyim. Çünkü bu harp, eski savaşlarımız gibi adi, basit çıkarlar uğruna yapılan çapulculuk ve yağmacılık hareketi değildir.
-Elleriyle yaptıkları putlara tapan, kız çocuklarını diri diri gömecek kadar vahşete devam eden putperestlere, doğruyu ve hakkı gösterme hareketidir. Kısaca bu cihadda emir Allahtan, kumanda da Resulullah efendimizdendir.

-Başka söze ne hacet?”
Bu sözlerden sonra çocuklarını ayrı ayrı kucaklayan Hz Hansa, ilave ederek diyor ki:
“Ya İslâmın zafer bayrağını Kadisiye’de dalgalandıracaksınız yahut da din uğruna şehit olduğunuzu duyacağım!"
Bir annenin çocuklarına karşı böyle kahramanca konuşması, orada bulunan diğer mücahidleri de coşturuyor ve Kadisiye’de İslâmın zafer bayrağının dalgalanmasına sebep oluyordu.

“Tek kelimelik teselli sana geliyorum

Zamanı yokların zamandaki aykırı

Ve zamanı alıştıramamış-lığımla.

Gün tövbelerde niyetli kaç gündür güneş görmemiş

Secdeye eğildikçe dirilen ve direnen

Hey ruhuna acı düşmüş Hansa yürekli

İçime işlediğin gergefi karıştırdım

Tek kelimelik haylazlığımla.” AYSUN GÜL

Şehit anası Hansa Hatun:
Nitekim öyle de olmuştur, Hasta yatağında yatarken dört oğlunun da şehadet haberi getirilince, haberi getirenlere sordu:
- Yani ben, şehit anası mı oldum şimdi?
- Evet, şehit anası, hem de dört şehit anası
- Zafer kimlerde?
- Zafer, müslümanlarda Şimdi Kadisiye’de İslâmın bayrağı dalgalanıyor!
“İslâmın bir zaferi için dört oğlum da feda olsun!” diyen Hansa Hatun, ellerini kaldırarak şöyle yalvarıyor:
- Ya Rabbi! Bana emanet ettiğin dört kahramanı, yine senin dinin uğrunda feda etmiş bulunuyorum Artık beni şehit anaları defterine kaydet! Benim için şehit anası olmak kâfi ikramdir Bunu bana nasip eyle!

Gül kokulu Peygamberimizin Hansa için söylediği sözler, Hansa’dan sonrada devam etmiştir. Asrısaadetin çiçeklerindendir ve İslam için doğan, İslam için yoğrulan ve ölen koca bir yürekti.

Selam ve dua ile

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank