content

28 Mar

Radyasyonlu Japon Gıda Ürünlerini Bize Kim Yedirdi?

Çernobil felaketi Karadeniz kıyılarını vurduğunda Anavatan Partisi iktidarda idi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral’ın milletlin gözünün içine bakarak radyasyonlu çayı içip ‘’ ben içiyorum, siz de için ‘’ mesajını nükleer sızıntı yaşayan Japonların Sanayi veya Tarım bakanı taklit etmedi.

Burası Türkiye. Neler gördük neler! Yaşar isek daha neler göreceğiz.

Devlet Bakanı Sayın Zafer Çağlayan’a bağlı Dış Ticaret Müsteşarlığı 24 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazetede 2011/38 numara ile yayınladığı ‘’ Japonya’dan İthal Edilecek Gıda ve Tarım Ürünlerinde Radyasyon Kontrolüne Dair Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği ‘’ gereğince ‘’ Gümrük Tarife Cetvelinin 1-24 üncü fasılları arasında yer alan ve 11 Mart 2011 tarihinden sonra sevk edilen Japonya menşeli ve/veya çıkışlı ürünlerin Türk Gümrük Kontrollerinde ürünlerin radyasyon içermediğine dair Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun düzenlediği uygunluk yazısı aranır.’’ şartını getirdi.

Ne var bunda, isabetli bir karar denilebilinir? İsabetli ama hem geç kalmış hem de teknik olarak eksik bir karar!

Radyasyon sızıntısı Tüm Dünya’ya 11 marta ilan edildi. Bizim dış ticaret müsteşarlığımız 13 gün sonra karar alıp yayınlıyor

Bu karar 11 martta radyasyon sızıntısın Dünya medyasında konuşulduğu gün alınması gereken bir karardı. 24 martta yayınlanan Kararda da deniliyor ki 11 mart tarihinden sonra sevk edilen Japon menşeli bazı ürünlerde (1-24 fasıl) istenecek deniliyor.

11 marta uçağa yüklenip 24 marttan önce Türk Gümrüklerine girmiş ve gümrükten çekilmiş Radyasyonlu Japon gıda ve tarım ürünlerini afiyetle yedik veya gıda reyonlarında tarafımızdan satın alınmayı bekliyor. 11 Mart 2011 ve 24 mart tarihleri arasında Japon gıda ve tarım ürünü ithal edilmediğini kimse iddia edemez.

Sanayi ve Ticaret Bakan’ı Sayın Cahit Aral’ın radyasyonlu çayı bizlere içirmesinden yıllar sonra Devlet Bakanı Sayın Zafer Çağlayan’a bağlı Dış Ticaret Müsteşarlığı bu tebliği 13 gün geç yayınlamakla bize radyasyonlu Japon Tarım ve Gıda Ürünlerini yedirmiş oldu.

Dış Ticaret Müsteşarlığında neler oluyor?

Dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamınca zaten süt tozu, süt çamuru (süt konsantresi), tereyağı, tüm gıda ve gıda dışı ürünlerin ithalatında gümrük vergilerine sıfır vergi uygulaması her zaman ve halen geçerli iken geçtiğimiz yıl Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın bağlı olduğu Devlet Bakanlığı (Sayın Zafer Çağlayan’ın Devlet Bakanlığı)’nın teklifi ile 2000 ton süt çamuru, 2500 ton tereyağı ve diğer tarım ürünleri ithalatında bakanlar kurulu kararı ile sıfır gümrük kararı uygulatılmış olması bize o malları daha önce dahilde işleme rejimi çerçevesinde ithal edipte dahilde işleyemeyip ihraç edemeyip ‘’ ağır gümrük vergisi cezası ile karşılaşmanın kurtuluşunu’’ akıllara getiriyor ve o Bakanlar Kurulu Kararının kıyak bir kararname olduğu değerlendirmesini geçmişteki yazılarımızda yapmıştık. Bu konu medyaya yansıdığında Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker ‘’bu mallar dahilde işlenecek ve yurt dışına ihraç edilecek ‘’ beyanları havada kaldı. Sayın Mehdi Eker’i dahilde işleme rejimi konusunda bilgilendirmek gerekiyor. Dış ticaret bilgisi olanların o kararnameyi okuduğunda ihracat ve dahilde işleme rejimi ile alakasının olmadığını görecektir. O kararname bir firmayı kurtarma operasyonudur. Bu operasyonu bakanlar kuruluna teklif eden de Sayın Zafer Çağlayan’ın Devlet Bakanlığı’dır.

Dış Ticaret Müsteşarlığı Japonya’daki Nükleer sızıntı karşısında ne yapmalı?

AB ülkeleri ve ABD sadece bu Japon felaketinden dolayı ve şimdilerde değil geleneksel olarak tüm gümrüklerinde ülke ayrımı gözetmeksizin gıda ve tarım ürünlerinde diğer tetkiklerin yanı sıra ‘’ Radyasyon Tetkiki’’ yıllardır yapıyor!

Bizim Dış Ticaret Müsteşarlığımız ise Japon nükleer felaketinden sonra hem de 13 gün sonra radyasyon sızıntısını başlatmış durumdadır.

Japon tarım ve gıda ürünleri AB, ABD pazarına zaten giremeyecektir. Bu felaketten sonra diğer ülkeler de Japon gıda ve tarım ürünlerine fren yaptıracaktır. Biriken ve fiyatı düşen radyasyonlu Japon gıda ve tarım ürünlerini Japonya’nın imha edeceğini düşünmek saflık olacak ve bu mallar mahreç ve menşei değiştirilerek ikinci ülke firmalarınca diğer ülkelere satılmaya çalışılacaktır. Bu yüzden ülkemizin Dış Ticaret Müsteşarlığı ikinci ülkelerin radyasyonlu gıda ve tarım ürünlerinin kesinlikle menşei belgeleri değiştirilerek yurt içine sokulamaması için Gıda ve Tarım Ürünlerinin, orman ürünlerinin ithalatında (1-24 sayılı liste) Radyasyon raporu aranmasını gerektirecek bir tebliği yayınlamalıdır.

İleri sürdüğümüz olabilecekler bir komplo teorisi değil  canlı hayvan ithalatında benzeri yaşanan ve yaşanmakta olan gerçeklerdir.

https://groups.google.com/group/cigsutureticileri

Etiketler : , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

6 Kere Cevaplanmış to “Radyasyonlu Japon Gıda Ürünlerini Bize Kim Yedirdi?”

  1. 1
    mehmet Says:

    japonların dünya pazarına sürdüğü tarımsal ürünler nelerdir ?Ham ,mamül, yarımamül olarak.Bunların yüzde kaçı türkiye ye gelmektedir ?.

  2. 2
    ADAL Says:

    Bu pazarın çok büyük olduğunu düşünmediğimden yazınızı okuyana kadar sızıntının bizi etkilemeyeceğini düşünüyordum. Ama dediğiniz gibi Japon ekonomisinin ayakta durabilmesi için bir şekilde bunları satması gerekiyor. Ve gelecek yıllarda yaşanacak bir gıda krizinden bahsedildiğini de duyuyorum ki zaten gıda fiyatları arttı ve herkesi alım gücü belli. Şimdi merak ettiğim birşey var, araştırmama rağmen istediğim bilgiye maalesef ulaşamadım. Biz Japonya kökenli hangi gıdaları ne kadar ihtal ediyoruz bu pazar ne kadar büyüyebilir? Yani, tehlikenin boyutu ne kadar?
    Çin ve Kore'nin de risk altında olduğunu düşünürsek gelecekte bizi ne bekliyor?

  3. 3
    Veli GÜNER Says:

    Sayın Kanat,

    Kaleminize sağlık.
    "Arı kovanına çomak sokmuşsunuz". Ama bunlar bir çoklarınca bilinen ve dillendirilmeyen şeyler. Öte yandan risklerin gerçekleşmesi sonucu sorumluların akibeti de ortada. "Ağaç-Balta hikayesi".
    Bunu sistem üretiyor. Bunu görmek ve göstermek gerekiyor. Çünkü risk algılaması "Tüp Gaz ile Radyasyon" aynı anlamda değerlendiriliyor.
    Zaten "meret"de gözle görülmediği için "yutturmak" kolay oluyor.
    Ama bunu anlatmak kolay değil.
    Kolay gelsin.
    Veli GÜNER

  4. 4
    Gönül ÜNAL Says:

    Faciayı,zaten dehşetle izliyordum.Başımızdaki büyüklerin(RADYASYONLU HAVA DAĞLARI AŞIP BİZE GELEMEZ)demelerinden ne kadar cahil ve vurdum duymaz olduklarını anlamıştım.Bizler yediklerimize dikkat ediyoruz,ya çocuklar!onlar dışarda ne olsa tüketiyorlar.Ayrıca hayvan yemi,tohum ve gübre olarak da gelebilir mi?Ne hallere geldik ve ne kadar sahipsiz bir ülkede yaşıyoruz.Saygılarımla.Gönül Ünal

  5. 5
    Tekin Göktekin Says:

    Aydınlatıcı bilgileriniz için teşekkürler.

    Tekin Göktekin
    Bina Yönetimi ve İşletimi editörü

  6. 6
    bayram Says:

    tamam herkes cok guzel yaziyorda hersey biliniyor herkes bilmiyor ama yani bunlari burda yazmakla birsey olacaksa yazalim ama sanmiyorum ya halki bilinclendirelim yada yetkili makamlara yazalim zaten yapan bunlar diyeceksin ama mutlaka yapacak birsey vardir eminim kolay gelsin



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank