content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

11 Ağu

Orucun Felsefesi ve Amacı

HİÇ BU AÇIDAN BAKTINIZ MI?

"Ey iman edenler,

sizden öncekilere de farz edildiği gibi, oruç size de yazıldı.

Bakara Suresi -183

Bu farz, sizin saf ve perhizkar olmanız için konulmuştur. Ve bir sonraki surede de  şöyle yazılmıştır.

"Oruç tutmak sizin hayrınız içindir, eğer faydalarını anlarsanız."

Bakara Suresi - 184

Yukarıda belirtildiği gibi, Tanrı, İslamdan önceki diğer dinler için de bu farzı uygun görmüştür. Ve dikkat ederseniz, ilk Kızılderililer, Yüce Ruhu görebilmek amacıyla oruç tutarlardı. Hz İsa, çöllerde oruçlu olarak kırk gün kırk gece geçirmiştir ve Hz Musa, Sina Dağında oruç tutmuştur.

Ramazan ayı, dinimizde çok önemli bir yere sahiptir. O zaman oruç tutulur, sigara ve içki kullanımı kısıtlanır ve hatta cinsellik konusunda bile dikkat edilir. Fakat yine de istatistiklere bir göz attığımızda, Ramazan ayında en büyük tüketimin gerçekleştiğini ve kilo alan kişilerin sayısında hızlı bir artış olduğunu görürüz. Uygulamada yapılan hatalar ise bize yarar yerine zarar vermektedir. Ve dikkat ederseniz, Ramazan ayı boyunca pek çok kişi daha sakin ve huzurlu olma yerine daha agresif oluyor, çok daha fazla uyuyor, zaman zaman normal iş hayatını sürdüremeyecek kadar halsiz ve yorgun düşüyor, gün boyunca yemeği düşünüyor, akşamları yemesi gerekenden ise çok daha fazlasını yiyor ve dolayısıyla kilo alıyor, vs. vs.

Burada asıl önemli olan orucun felsefesini anlamaktır. Oruç, bir temizleme ve kendini disipline sokma yöntemidir.

Aslında oruç, bedenin, hastalıkları ve ağrıları iyileştirmek için kullandığı doğal bir yoldur. Hayvanlar, doğanın bu çağrısına uymakta ve hastalandıklarında hiç yemek yememektedir. Bizler ise örneğin ateşimiz yükseldiğinde, iştahımızı kaybederiz. Başka bir deyişle, oruç, doğa ananın bize sunmuş olduğu doğal bir tedavi yöntemidir ve aynı zamanda da en iyi iyileştirici ilaçtır. Çünkü;

  • Oruç tutmakla tüm sistemlerimizi dinlendirir ve tamir ederiz.
  • Oruç sayesinde bütün sistem yenilenir ve enerjiyle dolar.
  • Yeni doku ve hücreler oluşur.
  • Beden canlılık ve hayatiyetle dolar,  sinirler ve sinir merkezleri güçlenir.
  • Dokular ve iç organlar bol hayati enerjiyle dolar.
  • Zihin berraklaşır ve güçlenir, irade gücü artar, vs.

“Hocam, yanlışlıkla su içer, bir şeyler ağzıma atar ya da sakız çiğnersem oruç bozulur mu?” ve buna benzer teferruatlar... Tüm bunlardan uzak durun, çünkü onlar kişiyi orucun asıl amacından uzaklaştırır. Fazla kural ya da kısıtlama, başka birçok yanlış uygulamalara da yol açar. O zaman, orucun hedefi ya da felsefesi nedir? Aslında bu konuda anlatılacak çok şey var, ama az ve öz olarak size açıklıyorum. Her gün yemek yiyoruz. Bugün, yarın, hayatımızın sonuna kadar bu eylemi sürdürüyoruz. Başka bir deyişle, sindirim sistemimizi çok çalıştırıyor, buna bağlı olarak da tüm sistemlerimizi yoruyor ve kirletiyoruz. Onların bize uzun süre hizmet edebilmeleri için ise, onları temizlememiz, canlandırmamız, rahatlatmamız ve güçlendirmemiz şarttır. Ve bu da oruç sayesinde gerçekleşir, çünkü enerjilerimizin en büyük kısmını sindirim sistemimiz tüketir. Bu nedenle dinimizde şöyle bir kural ortaya çıkar: On iki ay boyunca sürekli yiyip içiyorsunuz ya... O zaman en azından bir ay oruç tutun ve sindirim sisteminizi dinlendirin. Bunu yaptığınızda,

  • Enerjiniz yükselir ve bu enerji beden tarafından farklı şekillerde kullanılır.
  • Ortaya çıkan bu enerji sayesinde vücut toksik maddelerden arınır ve birçok şikâyet ve hastalık yok olur.
  • Kişinin şuur, bilinç ve bakış açısı değişir.
  • Kişi daha sakin ve huzurlu olur.

Ve bu kural aslında sadece İslam dinindeki Ramazan ayı için geçerli değildir. Baktığınızda,  tüm diğer din ve felsefelerin takipçilerinin Ramazan ayı dışında da haftanın belirli bazı günlerinde oruç tutuklarını görürsünüz.

Orucun ilk üç günü en zor olanıdır. Vücut kendisini zehirlerden temizlemeye çabaladığında baş ağrısı, paslı dil ve ağız ve nefes kokusu gibi durumlardan biriyle karşılaşabilir. Bazı durumlarda da nefes alma güçlükleri bile ortaya çıkabilir, ancak bunlar bazı nefes egzersizleri sayesinde ortadan kaldırılabilir. Ani ve hızlı hareket etme esnasında başınız da dönebilir. Kalp çarpıntısı ya da nefes almayla ilgili problemler devam ederse, orucu bozmakta fayda vardır.

  • Oruç tutmak kan dolaşımını yavaşlatır, bu nedenle vücudunuzu sıcak tutmak için her zamankinden daha kalın giysiler giyebilirsiniz.
  • Oruç süresince toksik maddeler de cilt aracılığıyla dışarı atılır. Bu nedenle gözenekleri kapatıcı makyaj malzemeleri ya da terlemeyi önleyici ilaçlar kullanmayın.
  • Birikmiş toksinlerin parçalanması ve vücuttan atılmasını hızlandırmak için her gün bir seri asana (yoga duruşları) ve nefes egzersizi uygulayın.
  • Orucunuzu kolaylaştıracak en önemli nokta yiyecekleri düşünmemek olacaktır. Onun için yiyecek dışında kendinize başka bazı uğraşlar bulun. Günlük faaliyetlerinizi yapmayı sürdürün. Bu zihninizi meşgul edecek ve açlığınızı hatırlatmayacaktır.
  • Oruç esnasında yürüyüş yapın, bol bol derin nefes alın, meditasyon yapın, dua edin, japa (zikir) yapın.
  • Boş boş oturmak ya da yatakta uzanmak, size hiç bir fayda sağlamayacaktır. Tam tersi, açlık duygusu , kötü düşüncelere yol açacaktır.

Oruç süresince, düşünceleriniz oldukça sebatkâr olacaktır. Birkaç gün sonra mideniz artık yemek yemek istemeyecek ve orucun bazı yararlarını fark etmeye başlayacaksınız. Örneğin koku alma duyunuz güçlenecek, zihinsel enerjiniz ve konsantrasyonunuz artacaktır. Yemek yemekten kaçınmak, ruhsal gelişmeniz için daha çok zaman ayırmanız ve kendi düşünce, davranış, yemek yeme vs. biçimlerinizi kontrol edebilme derecenizi kavrayabilmeniz açısından size fırsat tanıyacaktır. Bütün bu öğrendiklerinizi boşa harcamamak için, orucu uygun ve sistemli bir şekilde açmanız çok önemlidir.

Orucun belki de en zor kısmı, onu uygun bir şekilde bozmaktır. Bu nedenle Bernard Shaw şöyle demiştir: "Herhangi bir ahmak da oruç tutabilir, ancak orucu uygun bir şekilde bozmak akıl işidir." Orucu bozmanın en önemli noktası, midenizi fazla doldurmamaktır. Bunun için

  • Hızlı ve telaşlı yemek yemekten kaçının;
  • Yemeklerinizi iyice çiğneyin. Her bir lokmayı en az 40 defa çiğneyin. Böylece doyma hissi sinyallerinin beyne ulaşmasına zaman tanıyacaksınız.
  • Yemekle birlikte ılık su için. 

Bunlara kesinlikle dikkat edin. Harfiyen söylediklerimi uygulayın ve sonucunu kendinizde görün.

Orucunuz bitince diyetinizi tekrar düzenlemeniz son derece önemlidir. Vücut için zararlı olan besinleri kullanma alışkanlığından vazgeçip sağlıklı bir rejim uygulamaya geçin.

Aslında sadece Ramazan boyu değil, diğer zamanlarda da yemeklerinize son derece dikkat etmelisiniz. İlerdeki yazılarımda size değişik oruçlar hakkında bilgi vereceğim.

Vücudunuzdaki enerjiyi biriktirmelisiniz. Neden? İdrak etmek ve anlamak için. Tüm din ve felsefeler bu nedenle az yememiz ve oruç tutmamız gerektiğini söylüyor. Dolayısıyla, midenizi mümkün olduğunca boş tutun. Enerjiniz yükselince, hem fiziksel, hem zihinsel, hem de ruhsal olarak birçok şey kazanacaksınız. Burada en önemlisi, idrak konusudur. Bu nedenle orucun asıl felsefesini anlayın ve orucu asla rejim yapmakla karıştırmayın. Orucun amacı kilo vermek değil, bedeni ve zihni arındırmaktır. Midenizi, sindirim sisteminizi dinlendirerek enerjinizi yükseltin ve onu daha üstün amaçlar için kullanın.

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank