content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Nis

Onuncu Köye de Gidelim

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar derler, ne kadar da güzel demişler büyüklerimiz. Sanki doğruyu söylemek suç gibi görülür bizde hep. Fakat yalancının mumunun da yatsıya kadar yanabildiğini bilir herkes. Doğruyu söylemek bazılarının işine gelmese de söylemek iyi insanlık örneğidir. Doğru söyleyenin içi rahattır ve yüzü kızarmaz.

Onuncu köye gitmek zorunda kalsak bile doğruyu söylemeli insan. Menfaatlerimiz için ya da işimizi gördürmek için ikiye üçe katlanmanın hiçbir anlamı yoktur. Bir yerlere ulaşabilmek için el ayak öpmeye de gerek yoktur. Sıcak ta kalmış diş macunu gibi oyana bu yana eğilmemeli insan. Bir duruşu, bir bakışı olmalı. Bir şahsiyeti, karakteri olmalı, oturmuş bir kişiliği olmalı. Gerekiyorsa onuncu köye bile gidilmeli.

Adam gibi adam diyoruz işte böyle olanlara, özü bir sözü birdir onların. Ne kendi menfaatleri için birilerine kölelik yaparlar, ne de elde etmek istedikleri mevkiler için el ayak öperler.

Bilmezmiyiz bu yollarla bir yerlere gelenlerin daha sonra kendilerini bile unuttuklarını, makam mevki sevdasına düşüp kendi öz değerlerinden uzaklaştıklarını. Seni beni tanımadıklarını. Elbette özü doğru olmayanın sözü de doğru olmayacaktır.

Söz konusu vatan millet bile olsa onlar için fark etmeyecektir, onlar sadece görmek istediklerini göreceklerdir, olmak istedikleri gibi olacaklardır. İşte işin kötü tarafı da bunların eline düştüğümüz zaman vay halimize.

Bunların sözlerine güvenilmediği gibi samimiyet ve dostluklarına da güvenilmez. Biliriz ki dost acı söyler ama doğru söyler. Dostlukta pazarlıkta olmaz doğrular ne ise yerini bulur. Takdir ederiz ki doğruluk dürüstlük bir erdemdir, bir duruştur ama ne yazık ki buda herkeste bulunmuyor. Dün nerde gördüklerimiz bu gün nerdeler, ya da neden ordalar.

İşte özünde doğruluk ve dürüstlük olamayanlardan beklenen budur. Kendisini üç kuruşa sattığı gibi başkalarını daha kolay ve daha ucuza satarlar onlar. Şaşırmamalıyız, bunları bu tutum içinde gördükçe.

Çünkü bunların yapabileceği budur zaten. Yalan dolanla işini yürütmek, birilerine şirin görünebilmek için insanlığını bile pazara çıkarır onlar.

Nitekim bunun örnekleri çok görülmüştür. Bin bir türlü vaatlerle bir yerlere gelenlerin bu gün sultanlara selam vermediğini de biliyoruz. Ana, babasını ev yakın çevresini tanımadığını da biliyoruz.

Daha da önemlisi vatan, millet için neler düşündüklerini de biliyoruz. Bilmesine biliyoruz da bunların ikinci yüzlerini görünce ne yapıyoruz bu çok önemli. Neden bunlara aynı şansı tekrar veriyoruz. Onca yalanlarını duyduktan, onca rezilliklerini gördükten sonra neden bunların insan içine çıkmalarına izin veriyoruz.

Bizi dokuz köyden kovsalar da hatta onuncu köye ulaşamayacağımızı bilsek bile asla doğrulardan ayrılmamalıyız. Eğer çağdaş ve medeniyet seviyesine ulaşmaksa amacımız çıkarlardan uzaklaşıp özümüze dönmeliyiz. Rehberimiz doğrular olmalı.

Yalan dolanla kendi işimizi görmek yerine vatan millet duygusu olmalı içimizde. Bize emanet edilen değerlerin kıymetini bilip, geriden gelen nesle aynı şekilde teslim etmeliyiz.

Bu topraklar üzerinde yaşıyorsak, aynı ülkenin vatandaşıysak hepimiz doğrudan yana olmalıyız ki dengeler yerini bulsun. Aksi halde yakınmaktan kurtulamayız.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyorsan, o yılan yarın sana da dokunacaktır.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank