content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

23 Şub

Mümtaz’er Hocaya Küfür Etmeyi Marifet Sayıyoruz

[b]23 Nisan “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nın yasayla 12 Eylül faşistlerinin ilan ettiğini bilmiyoruz. Zannediyoruz ki, Mustafa Kemal Atatürk armağan etmiş… Ve bilmiyoruz ki, 23 Nisan 1920’de savaş koşullarında ulusal kurtuluş savaşını yönetmiş ve bayram olarak kutlağımız meclis fesh edilmiş. [/b]

Geçtiğimiz günlerde Esenyurt Yunus Balta Kültür Merkezi’nde Mümtaz’er Türköne’nin bir söyleşisi olduğu mesajı geldi. Ve o gün gazeteden Türköne hocayı dinlemek için erken ayrıldım.

Günlük politika ile ilgili konuşma-yacağını söyleyen Hoca, 19 Mayıs ve 23 Nisan törenlerinin kaldırılmasının iyi olduğunu anlatan bir konuşma yaptı. Aynı zamanda sinevizyonla da konuşmasını gazete başlıkları ile desteklemişti.

Her iki törene karşı olmasını çocukluğundan yola çıkarak anlatmıştı. Her iki törenlerinin kendisi için olumsuz anıları olduğunu ifade etmişti. Hatta konuşmacılardan biri özellikle türbanlı bir bayan da, 23 Nisan törenlerinin kendisi için çok önemi olduğunu, o törenlerde mutlu olduğunu çünkü, şiirler okuduğuna vurgu yapmıştı.

Hoca da, kendisinin iyi şiir okuyamadığı için ve aynı zamanda o törenlerin ezber yeteneği olan ve iyi şiir okuyan çocuklar için anlamlı olmasını anladığını da ifade etmişti.

19 Mayıs bayramının, 1937 yılında ilk olarak kutlandığını, gazete manşetleri ile söylediklerini destek-leyen Hoca, özellikle 19 Mayıs törenlerinin 32’den sonra Mussoloni İtal-yasına yapılan ziyaretten sonra hayata geçirildiğine vurgu yapmış; Ata-türk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bay-ramı olarak da 12 Eylül faşizminden sonra kutlandığını belirtmişti.

Hocayı dinlerken, 23 Nisan törenleriyle ilgili 25 Nisan 2011 tarihindeki yazdığım yazı aklıma geldi. ‘Bu ülkede kaç kişi 23 Nisan’ın anlamını biliyor ve bilmedikleri tarih için cumhuriyetin içine ediliyormuş gibi feryat-ı figan ediyorlar?’ diye soruyorum kendi kendime… Sonra 25 Nisan 2011 tarihinde yazdığım yazı geliyor aklıma.

12 Eylül faşizminin ürünü,
Atatürk’ün armağanı değil

23 Nisan 1920’de kurulur Türkiye Büyük Millet Meclisi. Ve ulusal kurtuluş savaşı, dünyada meclis tarafından yürütülmüş tek bağımsızlık mücadelesidir. Ve onun üyelerinin büyük çoğunluğu Osmanlı Mebusan Meclisi’nin üyeleridir. Ve çocuk bayramı olarak kutladığımız bayramın Atatürk tarafından armağan edildiği kocaman bir yalandır. Ulusal egemenlik bayramı olarak saltanatın kaldırıldığı 1922’den itibaren kutlanır.
*****

Bugünkü adıyla Çocuk Esirgeme Kurumu, o gün adıyla Himaye-i Etfal Cemiyeti tarafından 23 Nisan 1927 tarihi “Çocuk Bayramı” olarak ilan edilir. 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılır ve 1 Kasım tarihi Hakimiyet-i Milliyet Bayramı (Yani Ulusal Egemenlik Bayramı) ilan edilir. Aradan yıllar geçer ve 23 Nisan Milli Bayramı ve 1 Kasım Hakimiyet-i Milliyet Bayramı 1935’ten itibaren “Milli Hakimiyet Bayramı” ve “Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya başlanır. Ancak yasa değişikliğinde “Çocuk Bayramı” ibaresi yoktur. Ve 1 Kasım tarihi unutulur.
*****
 1979 yılında UNESCO tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak ilan edilmesinden sonra TRT, dünya çocuklarını kucaklamayı hedefleyen projeyi hayata geçirerek, “TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği” ilan etti.
Bu durum, 1981 yılına kadar devam etmiştir. TBMM’ni, siyasi partileri kapatan, liderleri gözaltına alan, milletin iradesini yerle bir eden, yüzbinlerce insanı işkenceden geçiren, yüzlerce insanın işkencede ölmesine, sakat kalmasına neden olan, yüzlerce insanı sokak ortalarında katleden, faili meçhul cinayetleri, yargısız infazları ve onlarca gencecik insanın idamını gerçekleştiren dönem…
Kitapları yakan 12 Eylül darbesi paşalarının Milli Güvenlik Konseyi, yaptığı bir kanun değişikliği ile kanunen kutlanmayan bayramı, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ilan eder.  Yani 12 Eylül faşizminin bir ürünüdür, bugünkü anlamıyla kutlanan bayram…
*****

Hocanın da gündeme getirdiği her iki törenlerinin kaldırılmasının doğru olduğunu söylemesi karşısında isyan ediyoruz. Değerlerimizin yerle bir edildiğini düşünüyoruz. Cumhuriyetin kazanımlarının yerle bir edildiğini iddia ederek, isyan ediyoruz. Yorumlar yapıyoruz.
Kendi düşüncemi söyleyeyim. Her iki törenlerin kaldırılması olumluluktur. AK Parti’nin en iyi yaptığı uygulamalardan biridir.
Çocukların asker gibi yürütülmesine, onların “Her Türk asker doğar” militarist zihniyetinin beyinlerine kazınmasına, tek tip yetiştirilmesine ‘çağdaşlıktan’ söz edenlerin öncelikle karşı çıkması gerekmez mi?
*****

Bu tür törenler size ne anımsatı-yor. İtalya, Almanya faşizmini hatırlatmıyor mu? Hiç mi film izlemediniz, hiç mi fotoğraf görmediniz. Bu tür törenlerin tamamı devlete biat etme kültürünün, çocukluğumuzdan itibaren kafamıza zorla sokulmasıdır. Bugün kim ki, bu törenleri kaldırıyordur, ileri bir adım atıyor. Bundan korkmanın da anlamı yoktur.
*****
O gün Mümtaz’er hocaya şunu sordum. ‘Muhafazakar kesimin tüylerini diken diken edecek bir soru sorayım. Her iki törenlere karşısınız, ya her Pazartesi okullar açılırken ve Cuma günü okullar kapanırken okunan İstiklal Marşı törenleri için ne diyeceksiniz? Bunun örneği başka ülke-lerde var mı? O’da aynı militarist zihniyetin ürünü değil mi? Ben 12 Eylül döneminde cezaevindeydim. Sopayla ve döverek bizlere İstiklal Marşı söyletilirdi. Her İstiklal Marşı okunduğunda bu aklıma gelir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?’  Ve kendisi topu taca atmayı tercih etti.’
*****
Bu ülkenin topraklarında her çocuğa andımızın okutulması, Türk olmayan çocuklarda hangi kırılmaları yaratıyor? Türk olmayan çocuklar; çalışkan, doğru, ülküleri; büyüklerine saygı duymak, küçüklerini korumak değil mi? Türk olmayan unsurların çocukları, tembel, ahlaksız ve saygı duymayan nesiller midir?
*****
Korkmayın, konuşacağız bunları. Ve yine korkmayın bu devlet yıkılmaz. Cumhuriyet yerle bir olmaz. Aksine sorgulayan, militarist bir zihniyetle yetişmeyen ve düşünen çocuklar yetiştiririz. Bundan da hiç zararımız olmaz.
Keşke bunu, bu ülkenin çağdaş olduğunu söyleyen insanları önerselerdi… Acaba çağdaş olduğunu söyleyenlerin, kullandığı bu kavram karmaşa mı yaratıyor? Ne dersiniz?
Son söz: 23 Nisan törenlerinin kaldırılmasına karşı çıkanların, darbe girişimlerine de karşı çıkmaları gerekmiyor mu? Neden törenler kaldırıldı diye isyan edenler, Ergenekon sanıklarını destekliyorlar? Ve 12 Eylül faşizminin, milletin iradesini TMBM’ni fesh ederken aynı zamanda 23 Nisan tarihini ulusal egemenlik bayramı olarak ilan etmesinin arkasındaki ironiyi görmüyorlar?

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank