content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 May

Medeniyet Tasavvurumuz

Güç ve tahakküm kimseye sermaye olmamıştır.

Sürekli ötekileştirerek, suni hedefler göstererek ve toplumu gererek bir yere varamayız.

Adam kayırma, yakın akrabaya kıyak geçme, köylüsüne partidaşına pozitif ayrımcılık yapma helal değildir, toplumumuzun kanayan yarasıdır, insanlık ayıbıdır ve insanlık suçu olmalıdır.

İnsanlık, diğerlerinin hukukunu kendimizden öncelikli ve üstün tutmakla başlar.

Hakiki demokraside; azınlığın hakları sayısal çoğunluğa ezdirilmez, temsil ve seçilme hakkının önündeki engeller kaldırılır, klişe korkularla başkalarına yaşam zehir edilmez. Yıllarca başörtüsü konusu siyasi istismar konusu yapıldı, şimdi bu istismarı yapanlar "yıllarca kendini de toplumuda ne kadar gereksiz ve utanç verici işlerle meşgul ettiklerini" düşünüyorlardır herhalde.

Geçmişte birilerinin en temel insani haklarda bile "güçlüyüm tahakküm ederim", "sizin inançlarınız hassasiyetleriniz beni alakadar etmez, kuralları ben koyarım, benim koyduğum kurallar hukuktur" gibi keyfi davranışlarda bulunması ne kadar çağ dışı ve insanlık ayıbı ise bugün gücü elinde bulunduranların benzer tutum sergilemeleride aynı şekilde kabul edilemez.

Gerilim edebiyatını lütfen devam ettirmeyelim, içinizdeki gerginlikleri topluma yansıtmayalım.

Düşünsenize bizi biz yapan neyimiz kaldı? Sizce bir medeniyet tasavvurumuz var mı?

Yediklerimize, giydiklerimize, binalarımıza, yaşam tarzımıza, birbirimize davranışımıza, inandıklarımızı yaşayıp yaşamadığımıza, kanaat durumumuza, musikimize, farklılıklara saygımıza, tatil anlayışımıza, tüketim alışkanlıklarımıza, daha birçok şeye baktığımızda sizce bir medeniyet tasavvurumuz var mı?

Gücü elinde bulundurup dünyaya tahakküm edenler, unutmayalım bizide bizi yönetenleride yönetiyorlar. Bizi bu kavgalarla uyutarak medeniyet derinliğimizden uzaklaştırıyorlar.

Sürekli bir şeylerden korkutularak toplumun yönlendirilmesinden gerçekten bıktım. Çocukluğum 12 Eylül millete yapılan darbesinin iyiki yapıldığı yoksa memleketin elden gideceği sohbetlerini dinlemekle geçti, saçmasapan konuşmalardı bunlar, sonra inançları hizaya getirme saçmalıkları, 28 şubatlar, kamusal alan iğrençlikleri...

Şimdi ne oldu, mazlum olanlar size soruyorum şimdi ne oldu, hala yıllar öncesini hatırlatarak gerilim edebiyatı yapmanın bu topluma zarardan başka ne faydası olacak?

Toplumu yormak, germek, inançları tartışılır hale getirmek, daha birçok şey bundan önceki dönemdeki siyasetçilere sermaye olmadı ki size olsun. Asrı saadet döneminde zaten bunun örneğide yoktur referansımız o ise eğer.

Müslüman Türk toplumu olarak tarihi reddederek veya kabullenerek son 90 yılda bize ait bir; mimari, estetik, musiki, sanat, edebiyat, yaşam tarzı, ticaret, sosyal yaşam vb. parametreleri içine alan bir medeniyet tasavvuru ortaya koyabildik mi? hayır.

Tek yaptığımız şey kopyalayıp durmak, kimsenin kimseden aman amanda bir farkı yok. Medeniyet tasavvuru ortaya koyma anlamında neler yapabileceğimizi konuşalım. Para ve rakamla ifade ettiğiniz iyileşmeler sevgiyi yok edip nefreti hakim kılarsa hep beraber kaybederiz.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank