content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

05 Tem

Madımak’tan Başbağlar’a Yanan Biz Olduk

Aradan 18 yıl geçmesine rağmen hala televizyon programlarında kör dövüşüne dönen “kimler yaptı” tartışmalarını dinleyince aklıma (hedefi bulmamayı esas alana sitem için söylenen) bir Kürt Atasözü geldi; “ez dibéjim hırç vaye, tu dibéji réç vaye/ben, işte ayı diyorum, sen, işte izi diyorsun”.

Programlarda genellikle birilerini karalama, birilerini aklama; bir kesimi töhmet altında bırakıp “bağcıyı dövmek” gibi amaçlar ön plana çıkıyor.

Yeter artık, neyi örtmeye çalışıyoruz?

Derin devlet ve taşeronlarının hangi zulmünü, rezilliğini, caniliğini gizleyebilir, kapatabiliriz? Leblebi kadar aklı olan biliyor ki son 50 yılın faili malum-meçhul cinayetlerin, kayıpların, eylemlerin kahhar ekseriyetini GLADYO, derin devlet, kontralar, ETÖ’ler, SUSURLUK’lar, (ÇATLI’lar, İ.ŞAHİN’ler, V. KÜÇÜK’ler, A. ASLAN’lar, O. SAMAST’lar, A. Kadir AYGAN’lar, Yeşil’leri kullanarak yapmışlardır) bunu bilmeyen yok ama bilip de kabullenemeyenler çok… Hani devlet hala kutsal ya, hani devlet ana, bazen de babadır ya; hiç kıyar mıymış evlatlarına? Kaldı ki biz devletin içine çöreklenmiş ve kendilerini “devletin asli ve asıl sahipleri” gibi gören bir çeteden, derin devletten söz ediyoruz. Bu derin devlet kıyar mı kıyar, hem de en inanılmazına kıyar. Başbakanlarına kıyan, generallerine kıyan, 19 yaşındaki 15 günlük askerine kıyan derin güç herkese kıyar. Yeter ki onların mevzileri muhkem olsun. Bu uğurda kim giderse gitsin. Onlar için bir ağacın dalından bir yaprak kopmuş kadar ucuz ve basit…

İşte bu derin güçler Madımak’ı yakıp ateşiyle Başbağlar’ı da tutuşturdular. Biliyoruz, Başbağlar PKK tarafından yakıldı. Bunu kendileri üstlendi. Madımak nasıl yandı, kim yaktı konusunda söyleyeceklerim çok yeni ve farklı değil. Ancak şunu vurgulamakta fayda görüyorum:

Madımak ile Başbağlar olayları aynı merkezce ve merkezde karara bağlanmıştır. Bunu kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, iddia ediyorum; Başbağlar’ı PKK’ya havale eden güç, Madımak’ı da kendilerinden olan bir güruha havale etmiştir.

Süreç belli;

Adnan KAHVECİ’yi kazaya kurban eden, Uğur MUMCU’yu öldürten güç, Orgeneral Eşref BİTLİS’i de katletmiştir. T. ÖZAL’ı yok eden güç ile Süleyman DEMİREL’i köşke çıkartan da aynı güçtür. Bingöl baskınında istihbaratın tehlikeyi/saldırıyı bildirmesine rağmen 33 eri silahsız ve önlemsiz yola koyan güç ile Şemdin SAKIK’a yem eden aynı güçtür. Dolayısıyla Madımak ve Başbağlar’ı da bu güçlerle beraber düşünmemiz gerekmektedir.

Ancak çok tartışılan bir konu da cami cemaatinin çoğunluğunu oluşturduğu kalabalığın Madımak yanarken tekbirlerle yangını seyredişindeki garabeti nasıl açıklamamız gerektiği konusudur.

Şimdi insanlardan bahsediyoruz; duyguları ön planda olan, galeyana gelen, panikleyen, korkan, dolduruşa gelen, kitle psikolojisinin etkisiyle kendisi olmaktan çıkan, kalabalıklarla hareket ederken doğru-yanlışı fark etmeyen, etse de “boş veren” insanı esas almalıyız. Yoksa mantıklılığı, muhakemeyi her ortamda ve şartta esas alan, itiraz etmenin bedelini ödemeyi göze alabilen, kitle psikolojisini bilen ve bundan uzak durabilen insandan değil. Bu eleştiren, itiraz eden insan ile kendini kaybedip kitlelerin küçük bir parçası olmayı kayıtsız, şartsız, kararsız ve itirazsız kabul eden insan aynı özelliklere sahip değildirler. Bunlar Müslüman veya başka bir inançtan olsunlar hiç fark etmez.

Bunun için o gün orada “ateşe üfürenler maalesef dolduruşa gelen dindarlar olmuşlardır” demekle bütün bir İslam dininin müntesiplerini töhmet altında tutmak aynı şey değildir. Yoksa büsbütün Müslümanların bu iğrenç ve cani olayın failleri olduklarını söylemek olur ki bu büyük bir bühtandır. (Bu satırların yazarı böyle bir iftiradan Rabbine sığınır) ama o gün önceden planlandığı gibi görevli bir grup provokatör tekbir getirerek, zaten dolduruşta olan kitlenin de tekbirlere eşlik etmelerini sağlamışlardır.

Oysa “silm-sulh” olan esenlik ve barış dini “bir insanın öldürülmesini bütün insanlığın öldürülmesiyle eş tutarken” nasıl olurda öldürmelerin en ağırı ve en iğrenci olan ateşte öldürmeyi –bırakın teşvik etmeyi- hoş görsün. Bunun için “Madımak’ı Müslüman dindarların yaktığı” iddiası uluslar arası GLADYO ve derin devleti temize çıkarma anlayışından kaynaklı olduğunu belirtmek istiyorum. Ama Allah aşkına Müslüman böyle bir durumda tekbir getiren provokatörlere eşlik edebilir mi?

Müslüman dindarlar bu iğrenç katliamda yanmaları pahasına da olsa Madımak’ı söndürmek için nasıl olur da çabalamazlar?

(Büyük çoğunlukla Sivas halkını tenzih ederek) Müslüman Sivas halkı Aziz NESİN’in bütün tahriklerine rağmen karşılığın ölüm olamayacağını, hele hele kitleyle beraber ateşte yakılmayacağını bilmiyor muydu? Dedim ya kitleye teslim olunca “ben”in bitmesi söz konusu olmaktadır.

Sözün özü;

Sivas katliamı insanlığın yüz karası bir katliamdır. Dünya durdukça unutulamaz, unutturulmamalıdır. Bu iğrenç caniliği, bu ülkenin GLADYO’su, bugün adına ERGENEKON denilen “terör örgütü” ve diğer kollar yapmışlardır. Dindar kitle önce demokratik tepki için toplandı. Ama işin içinde derin komplo ve katliamın olabileceğini düşünemediğinden her slogan ve tepkiyi kendilerinden bildiler. Sonra derin güçler devreye girerek Madımak’ı ateşe verip tekbir getirdiler. Orada bulunan dindar topluluk provokasyonu göremedi. Yangını engellemekle mükellefken, ateşin yanmasıyla beraber canı pahasına söndürmeye çalışmalıyken provokatörlerin yönlendirmeleriyle önemli bir grup tekbir getirerek hem olayı onaylamış ve hem de alevlerin şiddetini arttırmışlardır. Ama bunu Müslümanlara mal etmenin de insafa sığmayacağını bilmemiz gerekmektedir.

Biliyoruz ki MADIMAK'I YAKANLARIN ARKASINDA DERİN GÜÇLER VARDI, AMA MADIMAK'IN ÖNÜNDE DE PROVOKATÖRLERİN TEKBİRLERİNE TEKBİRLERE EŞLİK EDEN DİNDAR BİR KİTLE VARDI.

Peki, tarihin bu iğrenç olayını gerçekleştiren derin güçlerin asıl amaçları neydi? Bu soruya net bir cevap vermek için Madımak’ı yakan güçlerin 2 gün sonra da dindarlığıyla bilinen Başbağlar’da masum köylüleri canice katlettiklerini hatırlamamız gerekmektedir.

2 Temmuz Madımak’ta Alevi vatandaşları yakarak katledenler iğrenç amaçlarına ulaşabilmek için 4 Temmuzda da Sünni ve dindar olan Başbağlar köyünü yaktılar. 29 kişi kurşunlanarak öldürüldükten sonra ateşe verilen evlerde 4 masum vatandaş yanarak can verdi.

Şimdi dikkatli bakıldığında amaç belli, Alevi-Sünni ayrıştırmasını iki kesim arasında savaş çıkartmak…

Maraş’ı, Çorum’u ateşe verenler 12 Eylül darbesini hızlandırmışlardı. Sivas’ta yapılmak istenen de aynı şeydi. Bu anlayış darbeyi gerçekleştirmek için her türlü yolu –ne kadar canice ve iğrenç olursa olsun- meşru, hatta mecbur addeder. Yoksa Madımak’ta hayatını kaybedenler gibi Başbağlar köyü sakinleri de masum insanlardı.

Burada bir çift sözüm de PKK için;

Başbağlar katliamını hemen Madımak sonrası yapmakla kimlere hizmet ettiklerini gördüler mi?

Eğer bu olay PKK tarafından derin güçlerden bağımsız ve habersiz gerçekleştiriliş ise o zaman olayın zamanlanmasının nasıl bir açıklaması olabilir? Hiçbir şekilde şiddeti tasvip etmesek de Madımak ile Başbağlar katliamlarının zamanlamasını “öncede planlanmıştı” deyip geçiştirilemez. Kaldı ki örgütün önemli isimleri konu ile ilgili yaptıkları açıklamalarda Başbağlar katliamının Madımak olaylarının intikamı olduğundan söz ediyorlardı.

Bir son sözüm de Başbağlar katliamını alkışlayanlar, Madımak’ın intikamı olduğuna sevinenlere;

Sizin dininiz-dinsizliğiniz, mezhep ve siyasi düşünceniz ve insanlık aidiyetiniz belli mi?

Bu tür insanlık dışı olay ve cinayetleri red eden, "insanlık onuru ve yaşamı kutsal ve dokunulmazdır" diyen herkese selam olsun.

İblisin yeryüzündeki insan kılıklı taşeronlarına ise lanet olsun.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Madımak’tan Başbağlar’a Yanan Biz Olduk”

  1. 1
    xelil Says:

    kaleminize sağlık. yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum.
    herşey kendi karşıtını da yaratır. madımakın sancısı başbağları doğurdu. fırsattan istifade ideolojileri, dinleri, mezhepleri, halkları karşı karşıya getirme senaryosunu uyguladılar.
    hayatımda ençok etkilendiğim olaylardan biri madımak yanarken sivas belediye meclis üyesi bir yobazın çığırtkanlığı ve öfkeden köpüren pis ağzıyla kitleyi ajite edişidir. Allah bu tür pisliklerden toplumu korusun



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank