content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Eyl

Kürtler (Yine) Kaybediyor mu?

PKK silahlı terör örgütü vasıtası ile ulusal mücadelelerini yapan Kürtler yıllar içerisinde amaçlarına ulaşacaklarmış gibi görünseler de gelinen noktada bir daha kaybetme yoluna girdiler. Zira gelinen nokta itibarıyla bütün dünya ve çevre faktörleri PKK’nın dolayısıyla Kürtlerin aleyhine gelişmektedir.
Geçmişe dönelim;
Özellikle bin dokuz yüz yirmilerden sonra sayısız isyanlar yapan Kürtler büyük devletlerin(özellikle İngiltere’nin) kışkırtmaları sonucu isyanlara kalkışmıştır. Bu isyanlar İngiliz devletinin Osmanlı veya genç Türkiye devletinden istediklerini alıncaya kadar sürmüştür. İstekler alınınca Kürtler yüzü üstü bırakılıp terk edilmişlerdir. Bu Irakta da böyle olmuştur, İran’da da ve Suriye’de de. Elbette her etnik gruplarda olduğu gibi Kürtlerin ruhlarında da özgürlük ateşi yanabilir. Ayrı devlet, ayrı bayrak hayali kurulabilirler, bana göre bu gayet normaldir. Lakin bir de gerçekler vardır. Bu gerçekler en azından günümüzde buna izin vermemektedir.
Bu gerçekler nelerdir diye sormadan önce Kürtler neden seksenlerden itibaren bağımsızlık mücadelesine hız verdiler? Ve PKK’yı kurarak bu güne kadar nasıl geldiler? Bilindiği gibi seksenli yıllar Sovyetler Birliğinde birtakım hareketlenmelerin başladığı yıllardır. Bunu bizler yıllar sonra anlıyoruz ki; dünyanın iki kutuplu sistemden vazgeçmeye hazırlandığı, otoriter devletlerden çok bireysel özgürlüklerin arttığı yani artık dünya vatandaşlığı kavramlarının değer bulduğu ve etnik grupların inanç, dil ve kendi kendilerini idare gibi bir takım haklarının azami ölçüde kullandırılmaya başlandığı yıllardır. Hal böyle olunca Kürtler de bu akımdan nasiplerini alarak mücadelelerine hız verdiler.
Bunun için PKK eliyle silahlı mücadeleyi seçtiler. Bana göre bunun üç nedeni vardır. Birincisi Kürtlerin demokratik mücadeleyi yürütecek entelektüel birikimleri yoktur. İkincisi organize olacak şehirli nüfusuna sahip değillerdi. Üçüncüsü ise geçmişlerinde böyle bir alışkanlıkları yoktu. Onlar hep dağlarda mücadelelerini sürdürmüşlerdi. Nitekim öyle de oldu.
Mayasında bugünün tabiriyle gerilla anlayışı olan PKK uzun yıllar sivil kanadını oluşturamadı. Şimdi ise sivil kanat(BDP) silahlı kanadın yani PKK’nın emrindedir. Hâlbuki tersi olması gerekirdi.
Nitekim bundan dolayıdır ki PKK kendini silahlı mücadelenin gayr-i ahlaki boyutu olan şiddet ve terör üzerine inşa etmiştir. Bu tür mücadeleyi seçen örgütlerin çeşitli güçlerin taşeronluğunu yapmaları kaçınılmazdır.
Zaten mayası itibarıyla terör örgütü olan PKK’nın zaman-zaman anlaşılmaz şiddet eylemleri de bu yüzdendir. Kazançları gayr-i meşru, yöntemi gayr-i ahlaki olan bu örgüt elbette zamana ve zemine göre çeşitli güç odaklarının taşeronluğunu yapacaktır.
Gelelim başlığımızın sorusuna “Kürtler neden kaybediyor”?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi özgürlük furyasından nasiplenmek isteyen Kürler bu güne kadar başta ABD olmak üzere bölgeye ilgisi olan, Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyen devletlerin çeşitli biçimlerde taşeronluğunu yaptı. Nitekim ABD’nin Irak’a yerleşmesinde önemli rol oynayarak Kuzey Irak’ta “fedailik” yaptılar. Barzani ve Talabani’nin güçleri Kuzey Irak’ı kontrol etti, PKK Türkiye’yi PJAK ise İran’ı sıkıntıya sokmak için kullanıldı.
Bugün Amerika Akdeniz havzasında Türkiye ile bir takım operasyonlara girişiyor. Ve elbette Kuzey Irak ve PKK bu operasyonların bir parçasıdır. Haliyle “Arap Baharı”nda rol üstlenen Türkiye Kuzey Irakta bir Kürt devleti istememekte doğal olarak da PKK’nın tasfiyesini istemektedir.
Hiçbir devlet (ki ABD) Akdeniz havzasında yapmış olduğu operasyonda partnerini (Türkiye’yi) Kürtler için kaybetmek istemez. Kürtler de bunu anlamış durumdalar. Kürtler şu anda tarihte bir kez daha aldatılmış olmanın sıkıntısını yaşamaktadırlar.
Seçimden sonra PKK terörünün artması ve BDP’nin hırçınlıkları bundan dolayıdır. Nitekim Hatip Dicle olayını bahane ederek Diyarbakır’a çekilmeyi denemişler, orada(siyaseten)kurtarılmış bölge oluşturmaya çalışmışlar, fakat bu blöf tutmamıştır.
Burada şunu da unutmamak gerekir “ otuz yıl gibi uzun süren savaşlar düşmanlıkları ortadan kaldırır, gerçek amaçlar ya da idealler en aza iner. Buna karşılık “menfaat birlikteliği” oluşur. Çünkü tarafların içerisinde rant odakları baskın olmaya başlarlar.
AKP devlet içersinde odaklanmış bu “kirli çamaşırları” büyük bir oranda temizledi, tasfiye etti. Fakat bunu Kürtler gerçekleştiremedi, gerçekleştirmeleri de mümkün değil.
Eğer barış olacaksa ve Türkiye’nin ve Orta Doğunun yeni düzeninde PKK’nın (sivil-askeri) mevcut yöneticilerine yer yoktur. Dolayısıyla tasfiye edilmeleri gerekmektedir. Nitekim devletin Güneydoğudaki külliyatlı tutuklamaları bunun göstergesidir.
Diyelim ki, bu da benim komplo teorim…

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Kürtler (Yine) Kaybediyor mu?”

  1. 1
    Uğur ÖZALTIN Says:

    Çok akılcı,mantıklı görüşlerinizi okudum ve aynen bende görüşlerinize katılıyorum.

    Said Nursi KÜRTLERİN VE ARAPLARIN DEVLET KURMA VE YÖNETME KABİLİYETLERİNİN BULUNMADIKLARINDAN DOLAYI TÜRKLERLE BİRLİKTE OLMALARININ ÇOK AKILCI BİR İŞ olduğundan bahsefer. Bunu Said Nursi nin kiaplarını yıllardır okuyan bir akrabama doğrulattım. EVET SAİD NURSİ BÖYLE YAZMIŞ dedi.

    Kürler Türklerin tarihte neden hiç devletsiz kalmadıklarına bir baksınlar, bir incelesinler. Türkler tarihte hiç bir dönemde birilerinin tasmalı köpeği olarak yaşamamışlardır. Dünyada her devlet başkasını kukla olarak kullanmak ister. Kürtler ve araplar her zaman kukla olmayı tercih ediyor ve Türklere nankörlük ediyor. Nankör kardeş rolünden kurtulamıyorlar. Nankörler hç bir zaman kazanamazlar.

    Kürtler ve araplar genetiklerinde bulunan nankörlük geninden kurtulmalıdır. Terörle kurtuluş mücadelesi yapılmaz. Bizim kurtuluş savaşımız kendi halkımızı katlederek olmadı. Vatana saldırana savaş yapılır. Kendi halkına silah tutan şerefsize ne denir ki ?



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank