content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

26 Mar

Korkarsam Ölüm Gelmez mi?

Yeryüzünde canlı veya cansız her şeyin bir sonu vardır. Canlıların sonuna ölüm denildiği herkesçe bilinen bir şey. Peki, cansız varlıklar nasıl ölür?

Aslına bakılırsa cansızlara ait yok oluşun kaynağı zaman ve insan.

O zaman şöyle bir geçmişe bir göz atalım.

Etrafımızda bundan 40 sene önceye ait neler duruyor? Peki, 30 sene önceye ait olan şeyler neler?

Yirmi seneye ne dersiniz? Kaç yapı, çeşme, yol güzergâhı yirmi senelik.

İsterseniz on sene önceye gidelim.

Geçmişe göz atınca bazen insan üç gün önce gördüğü bir şeyi de yerinde bulamayabilir. Demek ki neymiş cansız varlıkların da bir ömrü varmış!

Canlıları zaten söyledik. Her geçen gün akranlarımız azalıyor dünyada. Bir gün sıranın bize geleceğini kabul eden çok azdır. Yaşıyoruz öyleyse varız.

Sonlu bir dünya mekanında sonsuzmuş gibi yaşamak nasıl izah edilebilir? Mesela 80 yaşında ev temeli atıp içinde yaşamayı hedefleyen biri bu evi ne kadar kullanabilecek?

Biri çıkıp da “Sen ne karışıyorsun milletin işine” derse yerden göğe kadar haklı. İster 80, isterse 90 yaşında olsun ev yapma hakkı da var villa yapma hakkı da. Kanuni açıdan bakacak olursak kimsenin müdahale etme hakkı yok. Hakkı da yok haddi de değil. Mülk sahibi mülkünü dilediği gibi kullanır. Bizim merak ettiğimiz 80 yaşına merdiven dayamış birinin dünyaya ait özel müdahaleler etme psikolojisi nasıl bir psikolojidir?

Eskiden büyüklerimiz sohbet ederken “ölüm sadece insanın kendisinden uzak” derdi. Hakikaten insanın başta kendisi olmak üzere yakınlarına ölüm yakışmıyor. Hatta “Bula bula seni mi buldu” gibi itikadi açıdan tehlikeli laflar edenler de oluyor.

İşin en tuhaf yanlarından biri de yaşı kaç olursa olsun yakınlarımıza gelen ölümler “aniden” veya “Sırası değildi” sözler sarf etmiş oluşumuzdur. Bunun sırası nasıl olmaktadır ve bu sıra neye göre tanzim edilmiştir? Bu sorulara makul cevap bulmak zordur.

Bu tatsız konu nerden aklına geldi gibi sorular sorabilirsiniz. Etrafımızda milletçe ölümlerle yatıp kalktığımız şu günlerde insan başka bir şey düşünemiyor. Ancak bizim de bazı şeyleri aklımıza getirmememiz bazı şeylerin olmadığı anlamına gelmez.

Madem ölüm var ve hak, hakkında iki satır yazı yazmak normal bir şey olmalı. Yoksa ölümü düşünmeyen birinin ölümden kurtulması da mümkün değildir. Atalarımızın, “Korkunun ecele faydası yoktur.” sözünü boşuna dememiş belli ki.

Bir gün bizi terk edecek canlı ve cansız varlıklarla iyi geçinmemiz lazım. Sonunda ya onlar bizi ter edecek ya da biz onları. Bunun sadece sırası ve zamanı belli değil. Kaçınılmaz son önceden belli.

Gün geçtikçe yol üzerindeki kurumuş bir ağacı bile arayacak gözlerimiz. Kaybettiklerimiz ne ise onları arayacağız bir zaman. Her ne kadar bazılarının yerine yenisi gelse de kaybettiklerimizin yerini tutmayacak. Kaç kişi çocukluğunda dalından meyve yediği ağacın şimdi yerinde olmadığını biliyor? Ya komşuya giden patika yol şimdi niye kullanılmıyor.

İsteseniz de istemeseniz de bazı şeyleri arayacaksınız. Sonunda da bulamadan bu dünyadan çekip gideceksiniz. En iyisi yanımızdakilerin kıymetini bilmeli. Canlı veya cansız fark etmez.

Dünya bir yoldur ve her yolun bir sonu vardır.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank