content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Kas

Türkmen Kardeşlik Ocağı Ve Milli Mücadele Davamız Yolunda Önemli Rolü

Irak Türklerinin Milli Mücadele davaları uzun bir tarihe dayanarak, tüm Irak başına gelen rejimlere karşı topraklarına, bayraklarına, yaşamış oldukları Türk yurtlarına karşı kanlarını, canlarını hiçte geçinmeden, korku bilmeden adamışlardır, dillerini, milli kimliklerini koruyarak binlerce kardeşlerini, babalarını, çocukları şehit vermişlerdir.Örgütleriyle, milli teşkilatlarıyla varlıklarını ön planda göstererek uzun yıllardan beri çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Irak Türklerinin Milli Mücadeleleri yolunda Türkmen Kardeşlik Ocağının rolü, katkısı çalışmaları çok önem taşımaktadır. 1960 yılında kurulan Türkmen Kardeşlik Ocağının var oluşu, Milli Davamız yolunda unutulmayan bir özelliği, üstün değeri bulunmaktadır.

Bizim için Türkmen Kardeşlik Ocağı büyük bir Anne okul sayılmaktaydı. Her gün çalışmalarının olduğu gibi, haftalık tören, eğlence, her yıl Mezuniyet töreni, yeni öğrenciler için, şiir geceleri, tanışmaları, Bahar aylarında piknik, şenlikler, okul tatilinde aile gezintileri yapılmasıyla, Türkmen aileleri birbirleri ile kaynaşarak tanışırdılar, aralarına milli duygu, sevgi kardeşlik bağlantıları kurulurdu, ilgi sağlamaktaydı.

Üniversite, Fakülte, Enstitüsü öğrencileri olan Irak Türkleri için, özellikle yoksun ve Saddam rejimine bağlı Baascı olmayan, bağımsız öğrencileri için, Şehit Rıza Demirci tarafından denetilen, ve çabasıyla kurulan Kardeşlik Ocağında bedava 12 odalı 36 öğrenci kalmakta olan Bir Türkmen yurt bulunmaktaydı, Bağdat’ta okuyan Türkmen öğrencilere her türlü yardım, destek, ve daha önemlisi milli duygu, sevgi verilmekteydi. Irak Türklerinin kalmış oldukları Güzel, temiz öğrenci yurdu olarak, Her bir Eğitim gören, öğrenim gören Üniversite öğrenciler yataklı olarak, burada öğrenim hayatını okuyarak, çok başarılı olmasıyla tam olarak bir millet sevgisiyle yetişmekteydi.

Ve üzerine düşen görevini sürdürmekteydi. Ayrıca Türkmen Kardeşlik Ocağında Edebiyat, Kültür, Sanatla ilgili, Türkçe, Arapça Kardeşlik adında aylık bir dergi yayınlanırdı, Bu Dergide çok önemli Irak Türklerini ilgilendiren yazılar, araştırmalar, Hikâye, Hoyrat, Şiirler yayında her bir konuna bilgilere ışık tutmaktaydı. Ben bu Milli davaya Türkmen kardeşlik Ocağı yoluyla, ilk defa 1968 yılında ilk şiirim yayınlanmıştır, çocuk yaşlarında ilk defa adımı görünce çok sevinmiştim. Sayın ağabeyim şehit Abdullah Abdurrahman beni kutlayarak, 1969 yılında en küçük yaşta olarak Türkmen kardeşlik Ocağında şehidimizin İmzasıyla üye olmuştum. Şimdiye kadar saklamış olduğum Türkmen Kardeşlik Ocağının Kimliği Şehidimizin İmzasıyla yazısıyla durmaktadır. Tam olarak kimlikte öyle yazılmaktadır IRAK CUMHURİYETİ TÜRKMEN KARDEŞLİK KULÜBÜ BAĞDAT 1960 Adı: sadun Osman Ateş Köprülü Mesleği: öğrenci Adresi: Emani lisesi /Kerkük Kimlik No: 370 O zaman her ay Irak parası olan abone 3 ellik vermekteydim her ay paranı bizden Saddam Rejimi tarafından şehit Olan Cevdet Avcıya kardeşimize vermekteydik böylece sürekli olarak her kes bu normal yardımı bile içten ödemekteydi. Bende bulunan Kardeşlik ocağının kimliği hala saklamaktayım, Türkmen kardeşlik kimliğini aldıktan sonra yazmaya sürekli olarak başladım ve Türkmen Kardeşlik Ocağının başka bir sevgisi gönlümde yaşamaktaydı. Bu sevgiyle küçük yaşlarımdan çalışmaya başladım 1973 – 1974 yıllarında iki kitap yayınladım. İlkokul, ortaokul öğrencisiydim, bu sıralarda çok sayıda şiirler, hoyratlar hikâye yazmaya başladım ve sürekli olarak Kardeşlik dergisinde yayınlamaktaydım. Ve derginin bir an önce çıkmasını dört gözle bekleyerek çoğunluk Bağdat şehrine Kerkük’ten giderek kardeşlik Dergisine kavuşurdum. Kardeşlik dergisinde çok aydın kültürlü, milliyetçi insanlarımız çalışmaktaydı, yazmaktaydı.

İlk kuruyucularından Şubat 2000 yılında Hollanda’da Allah’ın rahmetine kavuşan Yargıtay Mehmet Hac İzzet, Milletsever, temiz Türk’ü biri olarak, milleti için çok baskı sürgünlük görerek, hiç bir zaman korku bilmeden çalışmaktaydı, davasını milli bir görev bilerek sürdürmekteydi. Sonradan Türkmen Kardeşlik Ocağı başına Emekli yarbay 16 Ocak 1980 dava Soydaşları Dr: Necdet Koçak, Adıl Şerif, Dr: Rıza Demirci ile Türklük, Türkiye’den, dolayı şehit edilen Abdullah Abdurrahman başkanlık etti.

O sıralarda değerli ağabeylerimizden Abdulkadir Süleyman, Dr İhsan vasfı, Habib Hürmüzlü, Emekli Yarbay Hakki İsmail, Dr Ali Merdan, Tahsin Behçet, Necmettin İzzettin, Büyük ses sanatkârımız Fahrettin Ergeç, Celal Nakip ve başka ağabeylerimiz, dilimize, Tarihimize, Kültürümüze durmadan tüm engellere karşı çalıştılar, yoruldular. Önem verdiler kimi şehit oldular, kimi Allah’ın rahmetine kavuştular, kimide hala davalarını sürdürmektedirler.

Türkmen kardeşlik Ocağı milletimizin genel temsilcisi sayılırdı, düşmana Basçılara Saddamcılara gelince, uyumamış halde bam başka bir gözle aydın, çalışan insanlarımıza bakıyordular, gözetiyordular, her türlü oyunlara baş vurarak hazırlıktaydılar her türlü baskılarla çok Türkler gözaltına alınarak türlü işkenceye maruz kaldılar, Arap BAAS rejimi Irak Türklerinin her türlü baskıyla, asimilasyonla hiç, yok etmeye uğraşıyordular. Ama nasıl Türkleri ve Ocağa gönül birliğiyle bağlı planları yok edecekler, tüm Irak Türk milleti, Ocakla el gönül birliğinde çalışıyordular, korku bilmeden, ölüm ile karşı karşıya durmaktaydılar. Arap Baas dikta yönetimi ise, kendi yanlışı olan insanları Ocağa sokuyordu, yaklaştırıyordu, nasıl olursa Ocağı Milliyetçi, Türkçü insanların elinden almak için, tüm çabaları sarf etmekteydi, işte yalancısına uydurmayla seçimler yapmaya başladı ve kendi elemanlarını, militanları olan aslında Türkmen olmayanları, zorla Arapları Ocağa yerleştirdi, iş başına getirmeye çalışmaktaydı, Saddam yanlılarının adları belli olunca hükümet yanlışı olanlarının, adlarını adreslerini elde ederek geceli, gündüzlü gönüllü olarak birkaç soydaşlarımızla iş başına geçtik, Onlarla görüşmeye katıldık ve konuştuk tüm rejimin kötü planların onlara bildirip, anlattık konuştuktan sonra birçoğunu bu acımasız plandan uzaklaştırdık. Saddam yanlıları olanlar birçoğu bu davranışın haksız olduğunu anlayarak, bizimle iş birliği yapmaya başladılar, seçime bizlerle birlikte katılarak Şehidimiz Yarbay Abdullah Abdurrahman için ses vereceklerine söz verdiler.

Böylece hükümetin Saddam rejiminin planı çöktü, boşa uğradı, hayâları kırıldı, Irak Türklerinin seçimde kazanacaklarını anlayınca Irak hükümeti başta Saddam olmak üzere her türlü baskı gücüyle bizleri yok etmeye, zorlu olarak seçimi yapmadan, iptal ederek kendi seçmiş olduğu adamlarını militanlarını Türkmen kardeşlik Ocağı başına getirerek, bizim ağabeylerimizi Türkçü milliyetçilerimizi iş başından Türkmen Kardeşlik Ocağından uzaklaştırılmıştır. Bu uğurda yanılmada mücadelemizden vazgeçmeyerek Benimle bir kaç arkadaş Yarbay Abdullah Abdurrahman için, sesler kazanmaya ve tüm insanlarının mücadele yapmaya çağırdık çalışmalarımıza başlayarak tüm Türkmen kasaba, köy, ilçe bucaklarımızı.

Bölgelerimizi gezerek, dolaşarak, oy kazanmaya çalıştık, çok sayıda gönüllü olarak kardeşlerimizi toplayarak, Irak hükümetin yanlışı olanları bile yanımıza alarak, bizlere ses vermelerine, neden olduk. Kerkük’ten dört saat uzak olan Bağdat şehrine, çok sayıda otobüsler kiraladık, işçi, öğrencilerle, kahraman, yiğit kadın, kızlarımızla yaşlılarla birlikte Bağdat’ta oy vermeye kullanmaya geçmelerini düşündük ve sağladık, başımıza düşen bu bir milli görev olarak gördük, Irak hükümet bunu duyunca çok şaşırdı kaldı ve çaresiz kalarak, seçimi ertelemeye kalktı, bir hafta sonra seçimi iptal ederek, kendi yanlılarını, Arap Baas rejimine bağlı olanları iş başına getirdi.

Böylece baskılar, işkenceler, artarak bizim temiz sağlam Türkçü insanlarımız tutuklanarak 16 Ocak 1980 yılında idam ederek, birçok soydaşlarımız kurşuna dizmeye başlanmıştır. o sırada ocağın başkanı, şehit Abdullah Abdurrahman ve dava arkadaşları Necdet Koçak, Dr, Rıza Demirci, Adil Şerifi yakalanarak idam edildikten sonra, Irak Diktatörü Saddam Türkiye’ye karşı televizyonda kendisine ve rejimine güvenerek bu cevabı vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti bu günlerde, Türkmenlerle ilgili konuşarak onlara sahip çıkmaktadır, Türkiye bunu iyice, bilsin ki, onun bizlerde hiçbir hakkı yoktur, eğer Irak’ta adamları ve Türklerin var olduğunu söylerse iddia ederse gelip götürsün? Tehdit ettikten sonra Ve birkaç gün bekletmeden liderlerimizi, kıyıcı Saddam idam edilerek, ve birçok Irak Türklerinin tutuklamaya başladı bizleri ve başka kardeşlerimizi Abu garip hapishanesine atarak tutuklayarak, bu olaylar baskılar, işkence idam tutuklamalar tam 1976 yılından başlamıştır.

Ve liderlerimizden sonra, 24 Türkmen öğrenci tutuklanarak birçoğu idam olmuşlardır. Aynı dönemde Bağdat’ta Kerkük’te Türk kültür merkezinde okuyan Türkmenlerin çoğu gözaltına alınmıştır, bunlardan ben ve şehit izzettin Terzi, Cengiz paşa, Ercan oğuz, Sami Hattat, Seyfettin Çakmakçı, Yasin Kebapçı ve başkaları, korku nedeniyle birçok insanlar, Türk Kültür Merkezini bırakarak, uzaklaşmıştır. Birkaç yıl okumuş olduğumuz Türk Kültür merkezinde çalışan öğretmenlerin katkı, görevleri çok kutsal idi, milli duygu, Türkçülük davamıza yardım, destekleri çok olmuştur, bizlere her alanda her konuyu öğretmeye çalışmışlardır. Sayın hocamız Mustafa Kafalı, Aydın koran, Hadi güzel, Selçuk bey, Güzide hanım, Gülçin hanım ve başkalarının yerleri gönlümüzde, her zaman yer alarak unutmayacağız. Sürekli olarak, Türkçe kitap, dergi, gazete yanınla bizi milli davayla, aydınlatarak, gözlerimizi açtılar her şeyi bizlere yorularak öğrettiler.

Bağdat’ta öğrenci olduğum sırada Türkmen Kardeşlik ocağının yurdunda dört sene yatılı olarak kaldım, çünkü Saddam rejimi beni Üniversite öğrenci diye yurtta alamadı Arap Baas partisine, öğrenci birliğine katılmadığımdan dolayı. Bir sene Necat, Kerkük, Atlas otelinde kaldıktan sonra, son yıllarımı Türkmen Kardeşlik yurdunda geçirttim, çok mutluydum temiz dava arkadaşlarımla, birbirimize inanırdık, birbirimize davamıza gönülden yakın olarak bağlıydık, birlikte her bir alanda çalışarak, gezilere, eğlence törenlere katılırdık, Türk köylerimizi, bucaklarımız gezerek, sürekli Türkmen ailelerini ziyaret ediyorduk.

Türkmen kardeşlik öğrenci yurdunda Türkmenlerin her bir bölgesinden, köyünden, yerinden öğrenciler bulunmaktaydı.

Öğrenim Üniversitede okumamız yanında Kardeşlik dergisinde çalışırdım, dergiye katkıda bulunuyordum, Mezuniyet töreninin sözünü hazırlayarak, ilk yıl Üniversitede Ben okumuştum, çok heyecanlı olarak okumaktaydım, Sayın Dr Ali Mardan ve Dr Fazıl Bayatın ve Bağdat Türk Kültür Merkezinin, Sayın Mustafa Kafalı, Aydın Koranın asla yardımlarını bizlere vermiş oldukları çapalarını unutmayacağız.

Türkmen kardeşlik önceleri Bağdat İvaziya semtinde, sonradan Bağdat El Muntesiriye semtinde taşınmıştı, güzel bir yer olarak, o caddede sabaha kadar okumak üzere uyumadan kalırdık, Unutmadığım burada arkadaşlarla bir hatıramda vardır bu semtte gecenin son saatlerinde okurken tam saat 5 sabah büyük arabaların durduğu görünce, içinden yüzlerce siyah giyimli insanların çığlık seslerini duyunca Arabadan inmelerini görünce arkadaşlarla ağaçların arasına gizlenerek, ne olduğunu bilmek istedik, hemen zincirle bağlı insanları gördük, onları vura, vura caddenin yan tarafında bir cami gibi görünen yere kümbet içine götürüyorlardı. Sayıları çok sayamadık, binlerce olurdu, iki yıl sonra milli davadan dolayı Hapishane girdiğimde buranın bir kapalı kadın hapishanesi olduğunu anladım ve tam olarak o hapishanede 25 bin siyasi nedenlerden tutuklanan Saddam’a karşı olan kadın hapisler imiş meğer.

Kalmış olduğum Türkmen kardeşlik yurdunda, benimle o yıllarda 36 Irak Türk öğrencileri bulunmaktaydı, bunlardan Abdullah Tütüncü, Mehmet Dönmez Kifirli, Ayet Gülemen, İlham Tuzlu, İhsan Terzi Erbil’li, Cemal Öksüz Erbilli, Mehmet, İmad Korkmaz, Sabit Abbas, Erdem Köprülü, Şehit Celil Terzi, önceleri Şehit Yaşar Cengiz, ve başkaları kalmaktaydılar. Biz Türkmen öğrencileri olarak sürekli Üniversite Okumak yanında bir halay ekibi takımımızla her bir faaliyetlere, etkinliklere törenlere gezilere, tanışma çayına bulunarak, katılmaktaydık, Ayrıca Bağdat’ta yayınlanan gazetelerde şiirler, yazılar yazarak, gizli konularla milli görüşmelerimiz davamızı anlatmakla ve Bağdat Radyosu Türkmence bölümünden şiirler okuyarak, programlara katılmaktaydık, bunun yanında Türkiye sesi radyosu ve Amerika Türkçe sesi radyosundan sürekli yazdıklarım şiirlerim okunmaktaydı. Milli davamızı milletimize anlatmak üzere haftanın iki günü toplantılarımız çalışmalarımız sürmekteydi, her hafta sözleşerek gizli olan yerlerde toplanarak birbirlerimizi aydınlatmaktaydık.

Yıllar boyu milli davamıza fazla katkısı olan Bağdat’ta büyük ağabeylerimizle görüşmekteydik. O dönem ağabeylerimiz başkaydılar, bizlere karşı milli sevgi besleyerek her zaman yanımızdaydılar, tüm korku, baskıya rağmen çalışmalarımız sürekli olarak tüm hızıyla günlük olarak sürmekteydi. Çoğunluk önemli bir bölüm toplantılarımız Bağdat Meydan semtinde Ömer (Umuş)Kaytavan ve İzzetin Kerküklünün gazinosu olmaktaydı, sürekli olarak okuldan sonra Bağdat’ta yaşayan ve Irak’ın her yerinden gelen ister asker, işçisi, görevlisi, öğretmen, öğrencisi olsun milletsever, yiğit Türkmenlerle buralarda toplanarak görüşürdük, birlikte harekette başlayarak çalışmaktaydık.

Esliden olduğu gib Bağdat Meydan Kerkük kahvehanesi bir toplantı yerimiz sayılmaktaydı, o dönem baskılar ise başka olmasına, acı, işkenceye karşı okullarda, Üniversitelerde gaziler düzenleyerek, çok sayıda kardeşlerimizle bir araya gelmekteydik Teşkilatımız kurarak, örgütlenmekteydik. Çoğunluk önemli toplantımız haftanın iki günü beraberce Türkmen Kardeşlik ocağında olmaktaydı, öteki enstitüsü fakülte, Üniversitelerde öğrencilerimiz le tanışarak toplanırdılar Ocakta milli Türkçülük davasıyla ilgilenerek, değerli büyük ağabeylerimizden dava bilgileri almaktaydık.

Türkmen kardeşlik ocağında, ve öğrenci yurdumuzda bizler için her şey bedava idi ve her zaman canımızla özveri olarak yurdumuzu, Türkmen Kardeşlik Ocağımızı korumaktaydık, gecenin son saatlerine kadar birkaç öğrenci uyumazdı yurdu arkadaşlarımız korurduk bu sırada gizli olarak soydaşlarımızla birlikte milli Türkçülük davamızı başarmak üzere öteki üniversite ve fakültelerde olan arkadaşlarla iş birliği içinde olarak kendimiz ve arkadaşlarımızı aydınlatmaktaydık birlikte çalışmaktaydık gizli toplantılar yapmaktaydık.

Ve sürekli başka okullarda Üniversite ve fakültelerde, öteki şehirlerde bulunan Türkler ile tanışmak için olduğumuz yerden uzaklara bile giderek, evden almış olduğumuz günlük paramızı hep bu milli yolda bitirmekteydik ve kitaplar alarak dağıtmaktaydık, özellikle yoksun olanlara her türlü yardım sağlamaktaydık. Ama tüm bu yorgunluğa, baskı, acılara rağmen dünyalarca mutlu idik, umutlu idik çünkü milli görevimizi tam olarak gönülden yerine getirerek başarmaktaydık. Evet, sevgili kardeşlerim Türkmen Kardeşlik Ocağının bizler için çok önemli olarak, başka özellik taşmaktadır.

Günümüzde Bağdat ‘ta milliyetçi kardeşimiz kendisini bu davaya adayarak büyük katkısı vardır, ayrıca Kardeşlik Ocağının Türkmen şehri Kerkük, Erbil, ve Musul şehrinde kollarının bulunması milli Mücadele davamızla yakından ilgilenerek Üstüne düşen kutsal görevini birçok kahraman, yiğit dava adamları kardeşlerimizle, çalışarak başarmaktadırlar.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank