content
23 Mar

Kabede Osmanlı Revakları

 KABEDE OSMANLI REVAKLARI

Kâbe gibi tarihi ve otantik olması gereken bir tarihi mabette, Osmanlı revakları hem tarihi andırıyor hem de mimari süs teşkil ediyor. Bu revaklar aynı zamanda tarihi sanat eseridir.Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Sinan'ın hazırladığı planlar, 1590'da Mimar Mehmet Ağa tarafından uygulanabildi. Avlusu genişletilmiş revaklardaki sütunlar yenilendi, yenileri eklendi. Tahta kemerler taş ve tuğlaya çevrilerek üzerlerine Türk üslubunda beş yüz küçük kubbe yapıldı.

Kâbe’de Osmanlıdan kalan son eser bu revaklardır.

Kâbe ye gelen hacı sayısı arttıkça tavaf alanı da yeterli olmaktan çıkmıştır.

Suudi yönetimi de bunu çözebilmek için Revakları yıkarak bu alanı da tavaf alanına katmayı düşünmektedir.

Yıkmak kolaycılıktır. Yıkmadan yapmanın, sorunu çözmenin yollarını aramakta fayda vardır.

Neler yapılabilir?

Revakların bulunduğu alan ile ondan sonrası kısım olduğu gibi korunarak tavaf alanı haline dönüştürülebilir.

Yaşlılar, hasta olanlar, yürüme engelli olanlar, kadınların bu alanda tavaf yapması sağlanabilir.

Bu alanın üzerinin kapalı olması, güneşten insanları koruyacağı için bu insanların daha rahat tavaf yapmaları sağlanılmış olur.

Bu düzenleme yapılırken mevcut tavaf alanına en yakın yere Kâbe imamının namaz kıldırma yeri düzenlenebilir.

İhtiyaç duyulduğunda tüm zemin kat tavaf alanı olarak düzenlenebilir. Yapılacak düzenlemelerin ileriye dönük olmasında yarar vardır.

Kâbe’nin dış alanında yapılan düzenleme yerinde bir düzenlemedir. Orada bulunan Kraliyet saray’da kaldırılır bu alana katılırsa bu alan iyice büyümüş olur.

Bu durumda mevcut kapalı alan zemini tamamen tavaf alanı, onun dışındaki alan namaz kılma alanı olacaktır.

Kabe ile bütünleşmiş olan Revaklardaki bir taşın bile önemli olduğunu düşünerek; Osmanlı Revaklarının yıkılmamasını hepimizin dedelerinin buradaki hatırasına hürmeten Revakları korumayı bir borç olarak kabul etmeliyiz.

Mühendislik çözüm üretmektir. Suudi mühendis meslektaşlarımızın bu çözümü en kısa sürede üreteceğini düşünüyoruz.

Gerekirse bu konu İslam konferansı Örgütünün teknik şurasına getirilerek burada çözüm yolları aranabilir. Buradan çıkacak tavsiye kararı Suudi yönetimince değerlendirilerek işleme konulabilir.

Batılı ülkeler kendi kültür tarihlerine mal olmuş hiçbir esere dokunmamaktadır. Onlara sahip çıkmaktadır, daha sonraki nesillere bu eserleri taşımak gayreti içindedirler.

Bizim ülkemizde de çağlar öncesinden kalan eserler gün yüzüne çıkarılarak insanlık âlemine sergilenmeye çalışılmaktadır.

Mekke ve Kâbe bütün Müslümanların kıblesi ve ortak sevgilerinin birleşme mekânıdır. Müslümanların gözlerini yumduklarında düşünce âleminde kendisini bulduğu, olmayı arzu ettiği ortak mekânlarıdır.

Suudi yönetimi de burada Müslümanlara elinden gelen her türlü hizmeti yapmaktadır. Bu herkesin ortak kanaatidir.

Milyonlarca insan oraya gittiğinde hiçbir şeyin yokluğunu çekmemektedir. Her türlü hizmet sunulmaktadır. Bu takdire şayan bir durumdur.

Mekke ile Arafat arasında, Mekke’nin çevresinden Kabe’ye kolayca ulaşımı sağlayacak metro hattı düzenlemesi yapılırsa ulaşım sorunu da ortadan kalkacaktır. 

Bu durum merkezdeki yığılmayı da önleyecektir. İnsanlar çevreden kısa sürede Kâbe ye ulaşacaktır.

Bu sürüce Mekke Medine arası hızlı tren çalışması da katılabilir. Böylece İslami mekânlar kolaylıkla görülüp, kutsal duygular tekrar yaşanır hale gelecektir.

Bu yapılanlar kutsal görevini yapmak için oraya giden insanlara kolaylık olacak,  bu hizmeti yapanlarında yaratanın katında büyük bir sevaba nail olmasına vesile olacaktır.

MUSTAFA YOLCU

20.03.2010

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank