content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Tem

İstanbul Kıyısından Notlar

Galata aynı sularda. Sultanahmet'e gireyim dedim, adım attım, içim sıkıldı, geri çıktım. Ayasofya yine aynı. Yerebatan'a baktım, yerebatsa da olur dedim.31. Kitap fuarına gittim, her yan din kitapları dolu, dinden bol birşey yok. Taksim'de sabah akşam kavramı yok, güzel gibi. Klise çanları çaldı, umrumda değildi; ezanlar da öyle. Yüz bin yüze baktım, yüz bin İstanbul. Meydanlarda güvercin kovalayan çocukların gözlerindeki İstanbul... en güzel İstanbul oydu.

***
İfade edebilecekleri şeylerden evvel, örnek ve işlenebilir ifade etme şekillerini öğretmemiz gerek. Metod disiplini, uygulama disiplini de gerek. Disiplinsiz olmaz kesinlikle. Tabiat, kaotik gibi görünen bir disiplinden ibaretken insanın düşünme şekillerinin, ifade etme şekillerinin de disiplinsiz olması beklenemez. Bu bir özgürlük kısıtlaması değil. Nihayetinde, gerekli olanı, kendini gerçekleştirmeyi başarabilmektir özgürlük. (...) Eğitim-öğretim ortamı. (...) En çok da, duygu ifade edişlerden bahsediyorum. Duygusal ifade zorlukları, bizim gençlerimizin en belirgin sorunlarındandır. Acıdır ki, şimdi bu bahsettiklerimden çok uzakta, öğretim sahasında meteryal geliştirmenin-teknolojik imkanları artırmanın, eğitimin ve öğretimin kendisi sanılması tek yönü güya gelişmiş insanlar yaratmamıza yarar. Pekiyi, insanı kim yetiştirecek?

***
Kültür'den kasıt, o anki, bilgi artırımı yönüyle kasıt ise, boğuyor artık kültürlü olmak. Sadelik, sadeleştirme, ve daha sonra biçimlendirme, bilgiyi işleme, va fakat yine mutlaka sadeleştirme... bilgiyi kullanmak da değil, bilgiyi var olan değerinden daha üst düzeye çıkarmak anlamında kullanmak. Yoksa, bilgi bilgi bilgi, kullan kullan kullan.. boğulmaya niyetimiz nedendir? Bu çağ, Bilgiyi Kullanma Çağı da değil. Kullan kullan nereye kadar.

***
Sanal fişlemeler yapılıyor. Bunu biliyoruz. Fişli bloggerlar. Ben de sizi fişliyorum, ne olmuş yani! Ümit böyledir, şöyledir… Ee, zaten ben öyle olduğumu söylüyorum. 4 yıla yakın zaman diliminin içinde 1000'i geçkin yazı yazdım, bir o kadar da halihazırda bekleyen var; benim nasıl biri olduğum hakkında siz de not tutuyorsunuz. Diyorum ya, maksat fişse-fişlemekse ben kendi fişlerimi hayatın orta yerine asıyorum zaten; siz ise böcekler gibi zihinlerinizle karanlık odalarına asıyorsunuz fişleri. Öncelikle aramızdaki farkı öğrenin; bunu öğrenin, anlayın, mümkünse tabii, bu size yeter. Siz radyasyon yemiş böceklersiniz, ben ise insanım.

***
Şerefsizin depar atanı ve dolayısıyla en önde gideni. Evet. Haliyle. Elbette. Önde gitmek... bir de depar atanlar. Zaman değişti.

***
Basit ve kendinde bir yol; istikrar, derinden akan dev bir nehir; bütün tarihi gezmiş, ve geziyor olan. İstikrar, basit yoldan ilerler. Çoklu dolanan kendine dolanır.

***
"İstanbul güzel ama sahipleri pek yaman." Aslında İstanbul'un bir sahibi yok. Miras hukuku bile işlemez. Bizim şu Süleyman bile sahiplenemedi. Herkes kertebildiği kadarını kertiyor. Bir azalma dahi olmuyor; aynı çirkin İstanbul, aynı güzel İstanbul, aynı orta halli İstanbul.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank