content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

16 May

İşbirlikçi Çevrelerin HDP (PKK) Aşkı!

Aslında bu bir aşk değil, çıkarların zorladığı bir olgudur.
Merkez medyanın aylardır, HDP(PKK) propagandası, artık herkesin dikkatine gelmiştir.
Anket kuruluşları, PKK’nın barajı aştığı ile alakalı anketler yapıyorlar.

Vatansız solcular, PKK’lılar, sözde entelektüeller ekranlarda, PKK adına siyaset yapıyorlar.
 Siyasetin, savaşın bir devamı olduğunu hatırlatarak devam edelim.
Aleviler de oy veriyor, solcular da oy veriyor, partisinden bıkanlar da oy veriyor diye propaganda yürüyor.
PKK özgürlüklerin partisi oluyor. Eşitlik savunucusu oluyor.
Aslında ekranlardan halkımıza ateş ediliyor.
Önce merkez medyadan, ne anladığımızı ifade edelim.
Kestirmeden söylersek; Amerikancı, Batıcı medya dememiz, eşyanın tabiatına uygundur.
Emperyalizm ve onun ülkemiz içindeki uzantıları, neden “kimlik” üzerine siyaset yaparlar, bunu bilmemiz gerekir.
Öncelikle aydınımız, kendini solcu sanan aydınımız bunu bilmek zorundadır.
Gerçek solcular kimlik üzerinden siyaset yapmazlar. Kimlik siyasetinin kuyruğuna takılmazlar.
Gerçek solcular, yapsa yapsa toplumsal sınıflar üzerinden siyaset yapar.
Türkiye her şeyin çarpıtılmışını, manipüle edilmişini yaşadığından, bizim solcular çalışanlar üzerinden, sınıflar üzerinden siyaset yapmak yerine kimlikler üzerinden siyaset yaparlar.
Çünkü emperyalizm sadece böyle bir siyaseti kendi çıkarlarına uygun görür.
Küreselleşme döneminin(yeni emperyalizm) kimlik siyaseti savunucuları, neoliberal muhalefetin yeniden tanımlanması peşindedirler.
Kimlik siyasetinin savunucuları, milli birliğin(ulusal birliğin) inkârına dayanan bir yol izlerler. Milli devlet, küresel mafyanın sermayesinin sınırsız dolaşımı önünde, hala engel teşkil eder.
Aslında milleti bölerken, çalışan sınıfların egemen sınıflara karşı birliğini de bölmüş olurlar.
Zaten işbirlikçi azınlığın Kürtçülük sevdası da buradan kaynaklanır.
Tekelci ortakları Kürt kimliği üzerinden siyaset yaparsa, içerdeki ortakları da ( merkez medya) tabi ki kimlik siyaseti yapacaktır.
Çalışanların birliğinden korkan, işbirlikçi azınlığın, tutunacağı tek dal vardır. Etnik kimlik üzerinden halklara siyaset yaptırtmak.
Halkın(çalışanların) hak ve menfaatleri üzerinden değil de, etnik dinamiklerin kullanılması, bir bütünü parçalara ayırma siyasetidir.
İşbirlikçi egemen odaklar, halk arasında, siyasetin dilini, kimlik merkezli hale getirmek suretiyle, sömürü sistemine karşı olma potansiyelinden uzaklaştırır.
Milli devlet emperyalizm çatışması, aslında çalışanlarla, egemen azınlıklar arasında bir çatışma olarak sürer. Egemenler kimlik siyasetini özgürlükler ve eşitlikler üzerinden koyarak, çalışanların birliğini kırar.
Oysa egemen azınlık için, eşitlikler ve özgürlükler, varlıklarına ters bir olgudur.
Özetle söylesek; işbirlikçi egemen çevreler,  kendilerine karşı olabilecek, çalışanların birliğini kırmak ve kendi çıkarları doğrultusunda işleyen düzenin tartışılmasını engellemek için, kimlik siyasetlerini savunurlar.
Bu kadar ince siyaset stratejilerini, bizim egemenlerimiz bilmez. Sokma akıl ile hareket ettikleri için sadece söyleneni uygularlar. Bülent Esinoğlu bulentesinoglu@gmail.com ulusalkanal.com.tr

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank