content
01 Oca

İnsan

Bir menzile ateşlenmiş de, duracağını bilirken bilmezden gelir insan. Saati güne satar, günden haftaları alır, haftaları aylarca taçlayıp, seneleri boynunda taşır da, zamanın kıymetini bir türlü bilmez insan. Bir tutam rüzgârda saklı binlerce çekirdeğin, tohumun, kokunun, sihrin yerli yerine konup kalmasını görür de, gözlerini sımsıkı karanlığa açar yine de insan. Bu dağ nasıl yükselmiş, nehir nereden fışkırmış, önüne katıp götürdüğü çamurlardan neler taşınmış göçmüş hepsini ölçer biçer de insan, bir sıcak merhaba binlerce kilometreyi nasıl eritir, ölçemez insan.

Cevaplarını aradığı bütün soruların cümlesini yaratan insan… Kendi döndürdüğü yumağın topakları arasında boğum boğum dolanıp çıkamayan insan. Bir damla suyun içinden hayatı çekip çıkaracak keskin dimağı ile bir bardak suyu bile paylaşamayan insan. Tarihini oluşturan savaşları, kıyımları, bombaları, manevraları, mermileri, siperleri ezber etmiş de, hiçbir sulhun huzurunu bir asır bile taşıyamamış zavallı insan.

Fırçasından gölgeler, boyasından bin bir hayaller dökülen, tiradları ezberlenmiş, ete kana bürünmüş oyuncuları övülmüş, nesilden nesile masallarını, destanlarını, şiirlerini, manilerini taşımış insanlardan bize kalan; bir kuru kalem ve kâğıtmış. Tezenesi simli bir bağlamayla ağlamışız. Göğü yıldızlı bir gecede parlayıp yanmışız. Üç harfin peşinden pervane olmuş, ateş böceklerini peşimize takmışız. Bizi Hintliler anlatmış. Ramayana demişler, Gılgamış olmuşuz, düşlerde kalmışız. Bizi Çelebiler yazmış. Hadi’ler Hüdalar’ına, Heredot’lar başkalarına anlatmış. Goya’nın gördüğü, Monet’in boyadığı bizdik. Fuzuli’nin destanlaştırdığı, hakikatle yalanın bir olup ebrulara sarıldığı bizdendi. İşte menzile ateşlenmiş, durağına dosdoğru koşanlar da bizdik.

İnsan insana sebeptir demiştik. Bize yıldız nameler hafif geldi. Ebcetlere sığmadı hesabımız. Hiçbir harfin hakkını yemeden, bir virgülün bile kuyruğunu incitmeden, dünyanın en sessiz, en ahlaklı, en namuslu cümlelerini semaya dizdik. Korkutmadık, müjdeledik. Ayıplamadık, sevdik. Ne olursan ol gel dedik…

İlk emirden beri okuması emrolunmuş insan. Sırtına vurulmuş semerlerine yük üstüne yük koyup, na-çare dizlerine derman arayan insan. Kini, kibiri, haseti ‘strateji’ diyerek öven, masumiyeti, saflığı, adabı yerle yeksan eden insan.

Senden vazgeçilmez insan. Büsbütün kavuşmamışız, büsbütün terk edilmezsin sen. Biraz daha umut, az daha gayret insan.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank