content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

07 Nis

İki Kere İki Dört Eder Demeyi Unuttuk!

Uzun zamandır köşe yazılarımdan uzaktım. Hiç sormayın… Türkiye''de Kadına Şiddet konusunu öyküleştirdiğim ve senaryosunu da Faik Ahmet Akıncı''nın yapacağı, çekimlerinin de haziran ayında başlayacak olan dizi, yeni sezonda FOX TV''de “SONRASIZLAR adıyla yayımlanacak!
Bu dizinin öykülerini ben ayrıca kitaplaştırmak için yazmaya devam ediyorum. Şu anda 22''nci öykümü tamamladım.

Dizi ise sanırım 13 bölümle sınırlı olacak. Öykülerimi tamamladıktan sonra iyi bir yayınevinden “SONRASIZ KADINLAR adı altında kitaplaşarak kısa zamanda okurların beğenisine sunulacak.
Yine bu gelişmeler içinde “Vallahi Öptürmem adlı kitabımdan sonra “Mor Gözdeki Hüzün adlı öykü kitabımda çıktı.

Bursa TÜYAP Kitap Fuarı''nda Edebiyatçılar Derneği Standında okurlarımla buluşarak bu kitabıma imza verdim. İşte bu nedenlerle uzun bir süre köşe yazılarıma ara vermiştim. Umarım bundan sonra sık sık yine birlikte oluruz…
Reklamlardan sonra isterseniz yazıma geçeyim (!) Mart ayı geçti şükür!  Neydi o kedilerin anlamsız hareketleri!  Bırakın damları köşe başlarında bile burun buruna gelip acı acı miyavlamaları!  Şu baharın ilk ışıklarında havanın serinliğinden nereye gireceklerini şaşırdılar! Kimisi arabaların kaputları içine kimisi de tam oyların sayılacağı zamanda trafolara girerek ortalığı karanlık içinde bıraktılar!
Mart ayı dert ayı diye atalarımız boşuna söylememiş! Sırf bu kediler yüzünden oy verenler bir birine giriyor! Olacak iş mi bu? Bir oyun bile önemli olduğu ortamda şu kedilerin yaptıklarına bakın!  Bakın,  dedim de Enerji Bakanı aklıma geldi. Elektriklerin kesilmesini kedilerin üstüne atan bakanın bu beyanı İngiltere''de 1 Nisan şakası olarak listelere girmiş!  Seçim ertesine gelen 1 Nisan şakasını bile unuttu insanlarımız!  Seçim öncesi yolsuzluk, rüşvet, tape iddiaları derken, Twıtter ile Yotube''un kapatılmasının ardından AKP''nin hezimete uğrayacağını tahmin edenler, AKP''nin aldığı oylarla hala büyük şok içindeler,  şaka zannettiler! Kendisini hala rüyada zannedenler, belki de “beni çimdikle diyenler bile olmuştur!  Artık devletin ajansına da güvenen kalmadı! Doksan yıllık Anadolu Ajansı''nın da hükumetten yana tavır aldığı söylemleri,  kulaktan kulağa yayıldı!  Seçim günü açılan sandıklarda AKP''nin oyu yüksek gösterilme iddiasına muhalefet, “1 Nisan şakası dese de,  kemikleşmiş AKP seçmen kitlesinin olduğunu bir türlü tahmin edemediler!
Neyse, çalınan, yakılan oylar ile türlü türlü yapılan şaibe söylentilerinin yarattığı olumsuzlardan sonra oylar tekrar tekrar sayıla dursun, Yüksek Seçim Kurulu''nun vereceği kesin kararın ardından herkes önüne düşen kıllarla uğraşacak! Keli görünenler kamuflaj için tekrar çabalayacak! Muhalefet kemikleşen iradeyi değiştirmenin yollarını arayacak. İktidar ise “Alo Fatih hattı ve özgürlükleri kısmaya alıştığı seçmenine kendince muhalefetin şer düşüncelerini yaklaştırmamanın hesaplarını bıkmadan yapacak!
Onlar uğraşa dursun, önümüzde bir seçim daha yaklaşıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi… İşte şimdi tam bir satrançlık durum… Dengeleri değiştirmek için partilerin hamleleri bekleniyor.

Şu an görevdeki Cumhurbaşkanı Gül bakalım adaylık konusunda ne karar verecek? Başbakan bu makama talip olacak mı? Muhalefetin iki kanadı CHP ile MHP birleşip, bir adayda uzlaşabilecekler mi? BDP, AKP''den mi taraf olacak yoksa kendi kafalarında bir Cumhurbaşkanıyla mı seçimlere girecek? Başbakan Erdoğan ayrıldığında AKP''nin başına kim geçecek? Parti eski gücünü bulabilecek mi?  Bunları yakın zamanda hep birlikte göreceğiz?
Ama bana sorarsanız bir Cumhurbaşkanında şu kriterlerin kesin olmasını isterim:
Önce,  güler yüzlü olacak,
İyi eğitim almış, dünyada beynelmilel olan İngilizceyi iyi konuşacak.  (Hatta birkaç yabancı dil bilmesi de fena olmaz.)
Ayrıştırıcı değil, toplumu kucaklayan olmalı,
Şaibesi,  kesin olmayacak,
Hukuk konusunda bilgisi olursa, (özellikle Anayasa ve İnsan Hakları ) daha da iyi olur.
Hadi hayırlısı bakalım!
Hukuk demişken peki hukuk gelecekte ülkemizde nasıl işleyecek? Hukukun üstünlüğünü ile erkler ayrılığının yazboz tahtasına çevrildiği bir ortamda hukuk yürütmenin kıskacından kurtulacak mı?  Mecliste bekleyen dört bakan hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili fezlekelerinin görüşmeleri hangi boyutlara taşınacak? Halkın büyük bir bölümünün artık öğrendiği yolsuzluk ve rüşvet iddialarının detaylarını iktidar meclisten ve kamuoyundan ne kadar uzaklaştırabilecek? Ve bu konuda yine maç devam ederken, yeni Torba Kanunları devreye girecek mi? Kısacası sonunda adalet, istenildiği gibi sağlanacak mı?
Bunları da yine büyük bir çekişme içinde hep birlikte yaşayacağız.

Ancak kimlerin bunlardan ne kadar haberi olacak? Önemli bir soru da bu… Örneğin, Ayşe teyzem ile Ahmet amcam tarlalarından yorgun-argın evlerine döndüklerinde yemeklerinin ardından şekerlenen vücutlarıyla televizyonun karşısına geçip açtığı ve hepsinin bir ağızdan anlaşmışçasına yayın yaptığı yandaş kanallardan neyi öğrenebilecek? Tam muhalefetin birkaç cümleye sınırlı konuşmasını uykuya geçen beynin, nelerden haberi olacak? Ahmet amcam İnternet ve akıllı telefon kullanabilecek mi?  Hadi kullandı diyelim,  bu kez de yasaklarla hangi bilgilere ulaşabilecek? Veya köy camisinin çay ocağına giden Ahmet amcam masalarda serili olan yandaş gazetelere bakıp,  hangi bilgilere ulaşabilecek?
İşte mesele bu!
Muhalefet,  Ahmet amcayla Ayşe Teyzemin kulaklarına gerçeği fısıldamadığı sürece AKP her seçimi böyle götüreceğe benziyor. Çünkü oyları kemikleştirdiler bu ülkede!
Hukuktan söz etmişken Başbakan dâhil mecliste milletvekillerin nasıl bir yemin ettiklerini önce bir hatırlayalım. Sanırım,  “… Hukukun üstünlüğüne ve Anayasa''ya sadakatten ayrılmayacağıma… diye devam eden türde bir yemin etmişlerdi… Şimdi, Atatürk Orman Çiftliği''nde yapımı devam eden Başbakanlık Sarayı için hukuk, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Hukuk bu kararı verince Başbakan gazetecilerin uzattığı mikrofonlara ne söylemişti? “… Her şey bitmiş,  sizin aklınız sonradan mı başınıza geliyor? Sıkıysa gel durdur! demişti.

Bu söyleme göre hukukun üstünlüğü nerede? Atta!
Ve şu günlerde Anayasa Mahkemesi Twıtter''in derhal açılması için karar çıkardı. Bakalım Türkiye İletişim Başkanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı Başbakanlarına bakıp,  bu kararı tanıyacaklar mı? Başbakan bu konuda neler söyleyecek, onu da bekleyelim…Ülkemize konferans vermeye gelen 84 yaşındaki Nobel ödüllü ünlü matematikçi John Nash,  ülkemizin matematikte dünyada sondan ikinci olduğumuzu öğrenince büyük bir tepki vermiş ve şunları söylemiş, “İyi matematik bilmeyen toplumlarda adalet yoktur.

Yoksa bizim beynimizi siyasetin saçmalığı ile doldurarak  “iki kere iki dört ederi unutturmaya mı çalıştılar?
Şu meşhur pire hikâyesini bilirsiniz, hani, kavanozdaki pireyi kapağına hapsetmişlerdi. Nefes almak istediğinde zıpladı ama kapağına toslamıştı! Kapağını açtıklarında alıştırıldığından ve korktuğundan zaten kapağa kadar sıçrayabilmiş, ne yazık ki,  kavanozdan dışarı, özgürlüğüne fırlayamamıştı…
Mesele bu!
Kavanozun dışına korkmadan çıkmanız ve özgürce yaşamanız dileğimle,
Sağlıcakla kalın,
Ertuğrul Erdoğan

Nisan 2014/

Bursa

www.erdoganlaedebiyat.com

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank