content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

16 Ara

Huseyn de Var Olacak Yezid de

Bugün AŞURA,

Bugün insanlık onur ve haysiyetinin zirve günü,

Bugün insan olmaktan gurur duyulacak gün,  Bugün insanımsıların fırsat bulduklarında ne kadar alçak, ne kadar barbar ve ne kadar cani olabileceklerinin açıkça anlaşıldığı gün. Bugün insanlık ailesinin esenliğine kastedenlerin gerçek yüzlerinin din maskesinden/kisvesinden sıyrılarak ortalığa döküldüğü gün, Bugün gurur ve utanç günü. Ciddi bir çelişki; Hem gurur ve hem de utanç… Evet, Nerede durduğunuza ve nereden baktığınıza bağlı olarak değişir durum;Huseyn’in “insanlık ailesinin esenliği için gerektiğinde candan geçilmeli” şiarını kendi canı üzerinden ispatladığı gündür AŞURA.

Kendisi için en sevgili ve en değerli olan ailesinin hayatları üzerinden insanlık ailesine verdiği sözü tuttuğu gündür AŞURA. Ama aynı zamanda en utanılacak gündür de AŞURA günü.

Çünkü Bugün bir dinin en zirve insanı olan o dinin peygamberinin çocukları/ehl-i beytinin yine o dini kabul edenler tarafından (sadece ve yalnızca dünya makam ve mevkii için) hiçbir hayvani duyguyla bile açıklanamayacak boyutta hunharca katledildikleri gündür. Hâlbuki peygambere inananlar peygamberin her fırsatta “benim için en sevgili ve en değerlilerimdir” dediğini duymuş ve o peygamber hayattayken de evladı hep kadir ve kıymet görmüşlerdir. O mübarek insanların katledilişlerinin gerekçesi üzerinde durmayacağım. Zira kedi gerektiğinde yavrusunu fare gibi görüp yeme noktasına geliyor. Bu sebeple kedi ve sair hayvanattan daha cani olabilen “bu insan türünün” gerekçe üretmede hiç de zorlanmayacaklarını biliyorum. Asıl üzerinde durmak istediğim, “koltuk/saltanat sevdası” yüzünden bu cinayet işlenecekti, peygamber soyu ortadan kaldırılıp “tek rakip” bertaraf edilecekti. Ama bu şekilde mi olmalıydı? Dünyanın tanık olduğu en barbar yöntemlerle katledilişin izahı olmadığına göre ne söyleyebiliriz?Hiç… Bu cinayetin adı “soykırım”dır. Bununla adeta peygamberin soyunu bitirmek istediler. Zira her zaman “potansiyel bir tehlike” olan bu mübarek soyun ortadan kaldırılması saltanat için gerekliydi! Ama bu şekilde mi olmalıydı? Biliyorsunuz ki İmam Huseyn Kufe halkı tarafından davet ediliyor ve o da ailesiyle birlikte bu davete icabet etmenin sorumluluğunu yerine getirmek üzere yola koyulmuştu. Davetin sebebi zalim Yezid hükümetine karşı mücadele etmekti. Gerçi yolculuk esnasında Kufe’lilerin mücadeleden vazgeçtikleri haberi ulaşsa da İmam başlatılan yolculuğun sonuna kadar devam edeceğini ilan eder. Bu kararı ailesiyle tek başına kalacağını bildiği halde verir. Toplam 72 kişilik bir kafileyi binlerce techizatlı Yezid askeri karşılar. Dicle’ye rağmen Kerbela’da susuz bırakılan peygamberin çocukları tek tek katledilir ve İmamın başı pak bedeninden kopartılarak Muaviye’nin çocuğunun sarayında zevk ve eğlence topuna dönüştürülür. Önemsediğim bir görüşe göre Yezid’in ordusunda görevli olan askerler karşılarında İmam Huseyn ve çocukları olduğunu bilmiyorlardı. Sadece komutanların bildiği bu durum askerlerden gizlenmişti. Sonradan saray içi konuşmaları dışarıya sızınca işlenen günahın büyüklüğü fark edilmişti. Hiçbir insana reva görülmemesi gereken bu vahşetin peygamber(lerinin) torunlarına reva görülmesi çok anlamlı olsa gerek; Bu sebeple,

İnsanoğlunun makam ve mevki için neleri göze alabileceğinin açık resmi olan Kerbela faciası insanlığın yüce mevkiidir. Ama aynı zamanda utancının da zirvesidir.

Zira insanlık için canından ve evladından geçme insani olarak en zirve nokta ise,

Yezidin alçaklığa rahmet okutturan caniliğinden de ne kadar utanılsa yeridir.

Yeryüzünde insanlık durdukça Huseyn de anılacak Yezid de, her ikisinin taraftarları da var olacak.

Bizler,

İnancı, ırkı ve diğer farklılıklarını sorgulamadan bütün insanların kardeşçe ve özgürce yaşamalarını canımız pahasına arzu ediyorsak Huseyn’ni yoldayızdır.

Yoksa,

Adını siz koyun…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Huseyn de Var Olacak Yezid de”

  1. 1
    Mehmet Salih ÖZALP Says:

    Ben şahsen Hz. Ali ile Muaviye'nin çatışmasını bir saray kavgası, taht meselesi görüyorum. Azınlıkların ve mazlumların "Ehl-i Beyt" kavramına sarılması bir çaresilziktir. Alevilik her nekadar Alici olsada Alisizidir. Çünkü Ali-Ömer-Ebubekir-Osman bunlar zihniyet olarak farklı değiller. Çatışmları ise halk ile iktidar şeklinde değil, imamlar ve halifeler uğruna ölen mazlum halk diyebilriz ki; Hariciler ayrıldıkları zaman sayıları altı bini aşan bir toplu katlimaa uğradılar. Haricilerin dediği ise "imamlar için neden ölelim" di. Saygılarımla...

  2. 2
    Ahmet AY Says:

    Kavganın taht ile ilgili kısmına katılıyorum. Ancak,
    Ehl-i Beyt ile ilgili söylediklerinizi fazla "seküler" buldum. Zira vatandaş Rıza'yı seven biri(leri) çocuklarını da başkalarından fazla seviyorsa bunun en azından ahde vefa olarak anlaşılması gerek.
    Ölen mazlumlar da ölmeyi hak etmediler diye düşünüyorum. Zira yeryüzünde hiç bir savaşın olması -her ne kadar kaçınılmaz ise de-gerekliliiğine inanmıyorum. Saygılar.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank