content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

19 Oca

Hrant, Güvercinim!

Ey Ferat, Feraaaat! Diye başlardı Kürtçe bir stran.

Ben de ey Hrant Hraaaaant! diyerek mi başlasam?

Ey Hrant! Hraaaant!

Güvercinim(iz)!

Sana hasretimizin 4. yılını yaşayamıyoruz biliyor musun?

Utancımızdan;

Sana nasıl kıydığımızdandır utancımız.

Koca 4 yıl geçti,

Bu sadece 4 yıl olarak ifade edilemez;

16 mevsim değil,

48 ay değil,

208 hafta değil,

1460 gün de değil;

35.040 saat hiç değil

2.102.400 dakika da değil

126.144.000 saniye de değil

1.261.440.000 salise de değil…

Milyarlarca “an”lar sığmıyor hasretini ifademize…

Güvercinim!

Sana nasıl hitab edeyim bilmem ki,

Diyarbekir’in dediği gibi

“Hangi Bağın Bağbanısan Gülüsen” diye seslensem duyar mısın?

Sana kıydığımızın utancını, hasretini nasıl aynı yazıda yazayım bilmem ki… bu utançla sana nasıl seslensem?..

İyisi mi, sana “güvercinim” diyeyim. Zira en sevgilin öyle seslenmişti.

Güvercinim,

Kanatlarını kırdığımız günden beri “uyku tutmuyor geceleri”.

Sana hasretimizi anlatırken nasıl zorlandığımızı anlatamam;

Hem öldür, hem hasret çek;

Bu nasıl bir çelişki?

Bu ne yaman çelişki?

Bu nasıl bir ikilem?

Güvercinim,

Biliyor musun?

Hep beraber Hrant olduk, olduk da ne oldu? Hepimiz yaşıyoruz güle eğlene eli kanlı katillerle. Hepimiz sen olduk, olduk da ne oldu? Sensiziz işte!

Hepimiz sen olduk, ama sen yine yoksun ve sen yine olmayacaksın.

Biliyor musun güvercinim?

Senden sonra karalar bağlayanımız oldu. Hala kapkara, hala “karadan daha kara” tülbentlerimiz.

Güvercinim!

Seni vuranlar bizi düşman etsinler diye, kalanlarımız da ayrışalım diye vurdular. Oysa ne oldu biliyor musun?

Hepimiz Hrant olduk, hepimiz sen;

Tıpkı sen biz olduğun gibi...

Güvercinim!

Sana Eyüp Sultan’dan dua yolladık, Ararat’ta ağıt yaktık,

Sana Ağrı Dağı’nın karını getirdik yarana koyasın diye;

Bize magmanın yangını bile azken…

Güvercinim,

Seni kaybetmenin acısı yıllar yıllar hatta yıllaaaaaar bile geçse taptaze. Sana hasret sevgiliye hasret sancısı, dinmek nedir bilmedi.

Güvercinim,

Bütün ayrılıklar “ayrılık” olarak kalsa dayanırız elbet.

Ama senden ayrılık “gayrı”lıktandır iliklerimizi sızlatan. Hiçbir ağrı kesici kâr etmiyor; hekimler çaresiz, eczacılar biderman.

Güvercinim! Bu dermansızlara sen derman bilir misin?

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank