content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

06 Oca

Herikli Kız İsteme Adet Ve Usulleri

HERİKLİ KIZ İSTEME ADET VE USULLERİ:
Bütün türkmen aşiretlerinde benzeri şekilde olmasına rağmen Herikli aşiretinde de kız isteme adet ve usulleri elbette vardı. Bunlar ufak tefek değişikliklerle Tüm herikli aşiretinde uyulan ve gözetilen adet ve usullerdir.

Bütün Türkmen aşiretlerinde olduğu gibi ve islamın kabülünden sonra ortaya çıktığı tahmin edilen Perşembe gecesi kız isteme gitmek adetti. Çünkü eskiden Cuma günleri tatil ve islamda kutsal gün sayıldığı için Cumanın gecesi yani perşembe gecesi kız istenmesi uğurlu ve hayırlı sayılıyordu. Bunun için perşembe günleri kız istemeye gidiliyordu. Daha sonraları Perşembe günlerine pek uyulmadığı görülmüş, ama genelde de perşembe kutsiyeti hep akıllarda kalmış ve uygulanmaya çalışılmıştır.

Kız istemeye genelde köyün yaşlı ve sözü dinlenen büyükleri ile yakın akrabaların büyükleri ile kız isteyecek ailenin ileri gelenleri ile köy imamı, köy öğretmeni, muhtar, aza gibi kişilerin de kız isteme heyetlerine katıldıklarını görmekteyiz.

Bilmiyorum ne zamandan başlamıştır ama daha önceleri kız ailesinin özellikle kız anasının ağzının aranması, yani ne düşünüp düşünmediği, olumlu mu olumsuz mu düşündüğü şeklinde bir araştırmanın yapıldığını da bilmekteyiz.
Kız istemeye genelde perşembe akşamları gidildiğini ve bu günün uğurlu ve hayırlı olacağının düşünüldüğünü daha önce belirtmiştik. Ancak kız istemeye giden heyetin en önemli konusu da lafı nasıl döndürüp dolaştırıp kız istemeye getireceklerine karar vermek ve bunu kimin yapacağını daha önceden tesbit etmektir.

İkramlar yapılıp, çay ve kahveler içildikten sonra bu görevi almış olan imam, öğretmen veya heyetteki yaşlı kişi ve tabii ağzı iyi laf yapan bir kişi olması da önemli bir özellikti. Lafı döndürüp dolaştırıp uygun bir zamanı kollayarak "Gelene niye geldin diye sorulmaz ama biz Hayırlı bir iş için geldik" diyerek söze başlar ve arkasını da "Kızınız Ayşe’yi oğlumuz Ahmet’e Allahın emri peygamberin kavli ile istiyoruz" diye getirir ve herkes rahatlar, böylece de top ev sahibine atılmıştır artık. Oradan gelecek cevap çok önemlidir.

Ev sahibi dediğimiz de ya kızın babası, dedesi veya o ailenin en büyüğü olan erkek kimsedir. Eğer erkek yoksa bu mutlaka o ailenin en büyüğü ve yaşlı kadınıdır.

Tabii ev sahibi kızın babası hemen de cevap vermez. Çünkü bu mümkün değildir, hem de önceleri kız ailesinintöre böyledir. Mutlaka ileri bir tarihe atılacak, "biz bir danışalım da, Kızın gönlü var mı yok mu bir de ona soralım da, Biz kendi aramızda bir danışalım da" gibi değişik ifadelerle top bir sonraki tarihe atılır. Çünkü gelenek böyledir, usul böyledir. Hemen tamam denmez. Kız evi biraz naz evidir çünkü. Sonuç da "Biz size sonra haber veririz" diyerek bu merasim böylece tamamlanmış olur. Ama tabii hemen kalkılmaz gene sağdan, soldan ölüden, diriden, köyden, işten, memleketten sohbetler edilip, sorular sorulur ve düğürcü heyeti müsaade isteyerek ayrılır kız evinden.

Düşünme müddeti de öyle fazla uzun sürmez. Müddetin sonunda eğer kızı vermeyeceklerse yani ailenin, kızın veya büyüklerin gönlü yoksa, yani kız verilmeyecekse bir sürü bahaneler uydurulur. Direkt bizim size verilecek kızımız yok denilmez yani. Mesela, Bizim kızımız daha küçük, önünde daha büyük abisi veya ablası var gibi gerekçeler öne sürülür. Çünkü Herikli aşiretinde önceleri önünde ağabeyi varken kızın verilmesi, yani köy tabiri ile satılması zaten mümkün değildir. Önce abisi önünden çekilip nişanlanacak ki ancak ondan sonra sıra kıza gelebilsin. Hatta önünde büyük ablası varsa gene mümkün değildir küçük kızın verilmesi, yani nişanlanması.. Çünkü ablası önce nişanlanmalıdır ki sıra küçük kıza gelebilsin.

Daha sonraları görüyoruz ki bu sert kuralların yumuşatıldığı ve önünde abisi ve ablası olduğu halde bazı kızların verildiği, nişanlandığı, evlendirildiğini ben bizzat biliyorum ve yaşadım. Şimdiler de ise zaten bu kurala hiç kimse aldırmıyor ve uymuyor bile..

Reddedilme gerekçeleri yoksa eğer kusura bakmayın nasibinizi başka yerde arayın, yitiğinizi başka yerde arayın, bu iş olmayacak, kızın gönlü yok gibi sebeplerle de kız verilmediği oluyordu.

Eğer kız verilecekse daha önceden bir haber gönderilir ve filan gün gelin buyrun denilir. Tabii o gün de kahvesi içilmeli ve söz verilmelidir. Bazen de kız evi naz evi kabilinden birkaç kez düğürcülerin gelmeleri özellikle istenir ve yaptırılırdı ki biraz naza çekilsin, kıymeti bilinsin o kız zor alınmış olsun gibi gerekçelerle birkaç kez düğürçü gelindiği de bilinmektedir.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank