content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

13 Eki

Günlük- Kopya Kadınlar

Kopya Kadınlar, bir kitap ismi. Bir ara elime geçmişti. Okurum diye bir kenara koymuştum. Fakat okumadım. Yakın bir zamanda evde baktım sağa sola, kaybolmuş. Deniz Spatar'ın bir kitabı. Daha sonra, kitabın içinde neler vardı diye hatırlamaya çalıştım. Hatırlayamadım. Internet'ten baktım. Hım, dedim. Yani, konu-eksen itibarıyla bakıldığında geçmişlerini inkar eden kadınlarla ilgili bir kitap. Bu inkar sorununu, sanırım, toplumsal değişimlerin etkileri çerçevesinde, öykülerle işleyen bir kitap.

Kopya kadınlar deyince benim de aklıma bir şeyler geliyor tabii.

Kadın kimliği üzerine zaman zaman benim de birkaç söz söylediğim oluyor: kadın figürünün farklı şekillerde yüceltilerek erkek kimliğinin karşısına konduğu ile ilgili düşüncelerim bunlar. Hem insan figürünü parçalamış veya insan figüründen uzaklaşmış oluyoruz hem de ek olarak zıtlığı andıran bir karşıtlık-erkek figürü de yaratmış oluyoruz, şeklinde düşünürüm.

Bir yandan kadın figürü yüceltilirken, öte yandan erkek figürünün zıtlık olarak oluşması her sahada; cinsel hayattan tutun sosyal ilişkilere, iş ilişkilerine kadar ayrışmalar oluşturuyor. Erkek, Ataerkil konumunda zaten hakimken-otoriterken zamana ve şehir hayatına uyum sağlamakta daha da gecikince, yüceltilen kadın figürü ile çatışmalar doğması normal. Erkeklerin zaman ve değişime karşı daha inceyargılı olduğu ve değişime daha açık oldukları sanılsa da durum böyle değildir. Çünkü, erkek, ataerkil yapısıyla, baskı altındaki kadın kadar değişim-özgür olmak isteği potansiyeline sahip değildir.

Aslında maço bir toplum olmadığımızı söylerim. Ne kırsalda ne ilk kasaba-şehir yaşantısında kültür yapısında ben böyle bir şey görmedim. Köyler dolaştım, şehirler dolaştım..temellere baktım hep, eskilere, eski iletişim biçimlerine... bugün bildiğimiz anlamıyla maçoluk, ki kravatlı olsak da vardır bu, işte bu bahsettiğim kadın figürünün yüceltilmesi sebebiyle karşımıza çıkan bir sorun. Erkek, “değişim” denen şey karşısında başarısız olduğunda bunu kabullenmez ve bunu en pratik ve kestirme yol olan maçoluğa döker. Hangi gelir gurubunda olursa olsun, hangi kültür seviyesinde olursa olsun erkek bu uzlaşmaz davranış modelini mutlaka bir şekilde uygular.

Maçoluk, derken kast ettiğim şey sadece ilk akla gelen maço tipi değil. Dinci maço, sosyal maço, iş maçoluğu, vd. de işin içine giriyor. Yani maçoluk kendini tek şekilde göstermez.

Yüceltilen kadın figürü tarafında ise şöyle bir sorun daha vardır: kadın çalışmak ister, ayaklarının üzerinde durmak ister, gezmek ister, sosyal etkinliklere katılmak ister, türlü türlü giyinmek ister.. fakat bunu, kendince-kendine kurduğu kadın figürünü, kendisine kadın figürü sunan güçlerin sağladığı çerçeve ölçüsünde yapabilir. Kadının bunu sorgulamaya zamanı yoktur çünkü zaten çokça zaman boşa-baskı altında harcanmıştır. Sorgulama için zaman harcamak yerine kendini bu deli akışa bırakarak, kendine “sunulan” çerçeve çapınca yapabilir. İşte bu deli akış içinde, sorgulama olmadığı için çoğu kadın birbirine benzer, birbirini kopyalar. Her bilinç düzeyinde olur bu kopyalama. Bu tür kopyalamaları her yerde görmeniz mümkündür: Internet'te, günlük hayatta, giyim konusunda, çalışma istekleri konusunda, gezmek tozmak konusunda, siyasi sahalarda veya sivil toplum kuruluşlarında...

Erkekler bir açıdan şanslıdır. Maçoluğu seçmek yerine farklı bir yol seçip, bu kadın-erkek sorunlarına “insan” üst bakış açısıyla bakarak daha etkileşimli bir yol seçebilir erkek. Bütüncül bir yaklaşım.

Kopya kadınlar... Erkekler daha kopyacı aslında. Fakat uzun zamanlardan beri biz erkekler olarak aynı birkaç model dışına çıkamadığımız için, ki bu aynı modelleri kopyaladığımız anlamına geliyor, bu açıdan bakınca kanıksanmış bir kopyacılığı da biz yaşıyoruz demektir.

 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank