content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

16 Ara

Gerçek Suçlu Kim?

KAPATACAĞIZ derken tamamen açtık arayı...

‘Eğitimde fırsat eşitliği’ demek dahi nostaljik kaldı...

Yakın bir arkadaşımın hayatı boyunca karnesindeki notlarla toto oynayan oğlu şimdi iç mimar.

Bir tanıdığımın her yıl teşekkür getiren çalışkan kızı iki yıl üst üste sınavlara girdi, kız delirecek ne yapsa puanı bulunduğu kentte istediği bölüme yetmiyor.

Tabii devlet üniversitelerine.

Özel üniversiteler bu kızımızı yüzde 50’lik bursla almak istedi ama ailesinin geri kalan parayı karşılama ya da başka kentte okutma imkanı yok.

‘Nasılsa hırs yaptı, bu yıl kazanır Devlet’i diyorlar.

Son örnek de benden...

Oğlumun ne zaman notlarına kızsam, “Ya az harcar, beni özel üniversitede okutursunuz” diyor.

Daha 13 yaşında.

* * *

Özel anaokullarından başlatarak, özel özel büyüttüklerimizle, çoğunda eğitim kalitesi sorgulanan devlet okullarından mezun olanların kaderinin aynı sınavda belirlenmesi artık kanıksadığımız bir haksızlık denklemi.

Maddi güce göre, meslek ve kariyer sahibi olmak ise ayrı bir haksızlık.

Özel üniversitelerin eğitim kalitesini de elbette eşitlemek neredeyse imkansız.

Eğitim kalitesiyle parmak ısırtan da var, kontenjanları doldurmaktan başka derdi olmayan da...

Ancak şu süreçte, devletin daha çok gence ulaşacak bir sistemi altyapısıyla birlikte sunması kadar, özel üniversitelerin içlerindeki kalite yarışına güvenmekten başka çaremiz yok görünüyor...

Çok değerli hoca transferleri, arayışlar, yeniliklerle sistemi ancak modifiye edebileceğiz.

Arkadaşımın haylaz oğlunu kolayca mezun eden sistem de elbet değişecek bir gün...

Yani bizler zaten çocukları, gençleri global bir refleksle oluşturduğumuz yeni eğitim düzeninde; haksızlıkların, zorlukların içine bırakıveriyoruz. Her yıl üniversite sınavlarına 1 milyon 350 bin genç giriyor. Devlet olarak onların en çok 350 binine ulaşıyoruz.

Şimdi tüm bu aşamalardan geçmiş çocuklara diyoruz ki, sıra sana geldi. Onların fikirlerin, karşı çıkışlarına da tahammül edemez hale geldik.

Her türlü tepkiyi, kendilerine komplo olarak algılayacak bir sistem bu kez yine iştahlanmış görünüyor.

Sesini çıkaranın ensesine cop, karnına tekme atanı korumak ya da tepkilerini onları fişlemenin bir aracı saymak  siyasi ve otoriter bir tercihtir.

Demokraside mutlak değişimden yanaysak, yaratılan düzene karşı sesini çıkaranları bırakın olası tehlike görmeyi, oturup anlamayı, birlikte çözüm üretmeyi tekrar tekrar denemek zorundayız.

Her yerde suçlu arayan bir bakış kadar tehlikelisi yoktur, gün olur kendi çocuğundan ürker hale gelir...

İş kuracak 120 genç aranıyor

HAZIR devlet üniversitelerinden söz etmişken; bir ekonomi yazarı olarak aslımıza rücu edelim ve bir gelişmeden söz edelim.

Geçtiğimiz günlerde KOSGEB’in kadın girişimcilere yönelik hibe destek pogramı açıldı ve kadın girişimcilere bu fırsat tam da duyurulamadan başvuru süresi doldu. Şimdi sıra gençlerde.

Kurumun başarılı yöneticilerinden İzmir Güney Hizmet Merkez Müdürü Mustafa Çanakçı, şimdi üniversite öğrencilerinin kendi işlerini kurmalarına yönelik önemli bir fırsattan söz etti. İzmir’de devlete bağlı 4 üniversiteden 30’ar grup olmak üzere 120 öğrenciye kendi işini kurma fırsatı tanınacak.

Doktora, yüksek lisans ve son sınıf öğrencilerinin projeleri öncelikli olacak.

Belirlenen girişimcilere önce ücretsiz ‘Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ verilerek eğitim sonunda girişimci adaylarının kendi iş fikirlerine yönelik iş planlarını hazırlayabilecek bilgi ve deneyimi kazandırmayı hedefliyor.

* Öncelikle gençlere kuruluş giderleri olarak 5  bin TL

* 12 ay içinde satın alınacak makine, teçhizat ve ofis donanımları için geri ödemesiz olarak 10 bin TL

* İşletme giderlerine yönelik geri ödemesiz her ay için bin TL olmak üzere toplam 12 bin TL

* Desteğin başlangıç tarihinden itibaren 24 ay içinde satın alınacak, makine ve teçhizat için teminat karşılığı geri ödemeli olarak 70 bin TL destek verilecek.

İş kurmak kolay değil, ancak somut destek de her zaman gelmiyor. Aklında projesi olan gençler hiç değilse başvuru süresini kaçırmamalı...

blog

CANER ULUĞKAY: Başkan Hilmi Uğurtaş, doğru söylemiş. Şu anda işimiz olsa da üzerimizde öyle bir baskı var ki, dört yıldır zam alamıyoruz. Kızamıyorum çünkü çoğu zaman fabrika iş aldığına sevinir olduk.

CİHANGÜR HÜR: Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde, Uğurtaş başarılı projelere imza attı. Ancak bölgede yeni bir heyecan şart.gerçekten? Bilemiyorum...

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank