content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Eyl

Büyük Yalnızlık…

12 Eylül günü, AKP'nin kongresini izledik.

1- Heyecansız, anlamsız, ruhsuz bir kongre. Tek amacı, Saray'ın her şeye hakim olduğunu (hem de çok kaba bir şekilde) göstermek. Başbakan'ın tercih ettiği herkesi tasfiye etmek. O makamı, tamamen etkisiz, yetkisiz kılmak. 

2- Divan Heyeti bile, tabloyu açıkça ortaya koymuştur. Saldırgan, hukuk ve demokrasiye saygılı olmadığını açıkça ifade eden bir üye. Türkiye'deki yargı düzenini perişan etmiş, bir başkan.

3- Bu arada; insan hakları ve de çevre genel başkan yardımcılıkları ihdas ediliyor mu? Ülkenin perişan hali yüreklerimizi kanatmasa, bol bol güleceğiz. Türkiye'de hak hukuk bırakmamış ve rant uğruna her tarafı yağmalamış bir partinin, fonksiyonsuz makamları. 

4- Muhalif medyaya yasaklanmış, çok demokratik (?) bir kongre. 

5- Yol arkadaşlığı, kardeşlik, vefa vb. tüm kavramların hiçe sayıldığı Bülent Arınç, Abdullah Gül vb. kişilerin, tamamen devre dışı bırakıldığı bir ortam. Delegelerin tek görevi; bol bol Saray övgüsü sloganlar atmak; önlerine konan tek listeye oy vermek. 

6- Cenab-ı Hak biliyor. Başbakan'ın düştüğü duruma gerçekten üzüldüm. İsterdim ki teşekkür konuşmasını bile beklemek nezaketini göstermeden salonu boşaltan, genel başkanına saygı göstermeyenlere rest çeksin;

"Ey beni (güya) oybirliğiyle genel başkan seçen partililer. Bu görevi iade ediyorum. Akan kanların, kaybedilen canların vebalini daha fazla taşıyamayacağım. Saray'ın, halkımızı bölen, hakaret, iftira, tehdit, yalan dolu sözlerine ve herkesi aşağılayan gurur, kibir dolu davranışlarına, daha fazla tahammül etmeyeceğim. Bu hukuka, ahlaka, demokrasiye, insanlığa sığmayan icraatların, artık ortağı olmayacağım. 

Alın "içi boş" etiketinizi, verin onurumu, bağımsızlığımı"

Ama, ne yazık ki, MKYK ve MYK'daki tablolara rağmen, Sayın Davutoğlu, bu basireti, cesareti ve feraseti gösteremedi. Boyun eğdi. Büyük bir fırsatı tepti. 

Şimdi iş 1 Kasım'da Türk halkına düşmektedir. Ya ülkenin bölünmesine terörün devamına izin verecektir ya da vatanına sahip çıkacak, AKP'yi tahttan indirecektir. Kendi çıkarlarını değil, ülke çıkarlarını düşünenleri göreve getirecektir. 

a) Bakınız, (yıllardır yazdığımız, dile getirdiğimiz) bölünme senaryolar, peşpeşe devreye sokulmaktadır. ABD, İsrail, AB ülkeleri ve tüm Türk düşmanı odaklar, bize karşı, tam bir işbirliği içine girmişlerdir. 

b) Nedir, bu Cizre olayı? Nasıl olup da, hala devlet otoritesi sağlanamamaktadır? Niçin, askerin önü kesilmektedir? Niçin jandarma teşkilatı İçişleri Bakanlığı'na bağlanmıştır? Niçin, tecrübeli, vatanperver polis ve askerlerimiz devre dışı bırakılmıştır? Polis kolejleri niçin kapatılmış, devreye bu konuda eğitim görmemiş evlatlarımız (adeta kurban edilircesine) sokulmuştur. 

c) Ben, 2 yıl süren, yedek subaylık döneminde (91. dönem) Mamak Muhabere Okulu'ndan sonra, Cizre'deki 119. Seyyar Jandarma Alayına gitmiştim. Şimdi, bu Alay yok mudur? Varsa niçin devreye sokulmamaktadır? Meydan teröristlere bırakılmaktadır?

d) Çözüm süreci palavrası ile niçin "alan hakimiyeti" teröre bırakılmış; ülkemizin silah ve patlayıcı deposu haline getirilmesine göz yumulmuştur?

Bu suçun tek sorumlusu, saray ve yandaşlarıdır. Bitip tükenmeyen hırslarıdır. 

Bakınız; bilançolarını yargıya veremeyen TÜRGEV, bir de kurban bağışlarının peşindedir. Ve kesin biliyorum ki, bağış rekoru kıracaktır. Zira; Saray'a yaranmak isteyenler, ihale ve mevki peşinde koşanlar, üçer beşer onar bağış yapacaklardır. Zira, bunları eğitenler, zamanında seçim yok, sayım var" demekte idiler. Şimdi de, "bağış yok, sayım var" denilecektir...

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank