content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

07 Mar

Burunucu

Karadeniz Bölgesi sadece ülkemizin değil, dünyanın da en güzel coğrafi mekânlarındandır. Biz bunun farkında olmayabiliriz. Çünkü devamlı olarak görünen yerler insanın bedii zevklerini dumura uğratır. Kim bilir insan değişiklik yapmayı bu sebeple ister. Bıkkınlık, bir nevi alışkanlıktır. İnsan bildiği, gördüğü şeylerle devamlı beraber olursa görmediği yerleri daha cazip hissetmesi tabii bir durumdur.

Yalnız şu bilinmelidir ki mekân bizim için sadece coğrafi bir ‘yer’ değildir. Evin dört duvardan daha fazla şey etmesi gibi. Bu yüzden biz coğrafyayı bir mekân; tabiatı, manzaradan ibaret saymayız her zaman.

Sahip olduğumuz çok şey de öyledir. Bir tarlada yüzlerce ağaç vardır ama bir tanesi bizim için daha önemli olabilir. Çok pahallı eşyalarımızın yanında her yerde bulunacak basit bir kalem bize çok şey ifade edebilir. Bu sebepten neyin güzel, neyin güzel olmayan olduğu herkesçe farklı şeyler olabilir.

Mekânların coğrafi yerleşim birimi olmaktan çok farklı özellikleri olmuş olabilir. Mesela moralimiz bozulduğunda bir bankta oturup sakinleşmeyi bekleyebiliriz. Canımız sıkıldığında bir deniz kenarında dolanıp efkâr dağıtabiliriz. O zaman deniz kenarı bizim için bir muhitten çok, bir yaran ve sırdaştır. Başkaları için fazla şey ifade etmeyen veya başkalarına farklı şeyler ifade eden her yer bizlere daha farklı şey ifade edebilir.

Bu mukaddimeden sonra Burunucu mevkii için iki kelam etmek elzem hale geldi sanırım. Efendim Burunucu Perşembe ile Fatsa arasında bulunan bir Dereköy Mahallesi’ne ait bir yer. Denize kuş uçumu elli metre ancak olmasına rağmen deniz seviyesinden yüz metreden fazla olan ve üç yöne hâkim bir yer. Kırk kilometre uzaklıkta bulunan Ünye sanki karşınızda gibi durmakta; deniz ile gökyüzün esrarlı birleşimiyle meydana gelen hayali çizgi hava ile suyu bir birinden ayırmaktadır. Her mevsimin kendine has özelliği bu tepeden daha iyi hissedilmektedir.

Bu esrarlı tepe bazen tefekkür bazen sırdaştır. Hemen hemen günün her saatinde ziyaretçisi bulunur denilse yeridir. Derdi olanın bir anlık dertlerinden kurtulduğu yerdir. Zaten manzaranın cazibesi sizi alıp bir yerlere götürür. Ruh âleminde yapılan bu seyahat, bir anlık rahatlamaya sebep olur. Oradan geldiğiniz kadar sıkıntılı dönmezsiniz. Hâlbuki gelirken de giderken de dertleriniz aynıdır.

Günümüz medyasında iki ağacın, bir avuç su birikintisinin tabiat harikası olarak okuyucuya sunduğu Truva atı misali sahte mekanları hayret ile seyrederken; gözümüzün önündeki muhteşem manzaraları görmezden gelmek nasıl bir gaflettir acaba?  Ülkemizde ve bölgemizde sayısız Burunucu’lar var. Her biri birbirinden harika. Ama biz bu kadar güzelliklerin farkında olmadan yaşayıp gidiyoruz.

Zaten her şeye öyle bakmıyor muyuz? Elimizdeki kıymetlerin ne olduğunu anlamak için elimizden çıkması mı lazım? Kaybettiklerimizin ne kadarını tekrar geri alabildik? Kör ölür badem gözlü, kel ölür sırma saçlı olur misali, kaybettiklerimizin arkasından ağıtlar yakar, bize at olduklarında ise kadir kıymetlerini bilemeyiz. Bu her şey için böyledir.

Bu gün burunlarının ucunu göremeyenler, Burunucu’nun kıymetini nereden bilsin. Ülkemizde o kadar çok Burunucu var ki yeter ki ona sahip iken kıymetini bilelim.

Sahi sizin de böyle alıp başını gittiğiniz yerleriniz var mı?

Bir derdiniz varsa böyle yerleriniz vardır muhakkak…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank