content

05 Şub

Bu Yazıyı Okuyabilecek misiniz?

İşkence gördünüz mü?
İşkence yaptınız mı?
İşkence gören birini dinlediniz mi?
İşkenceyi anlatan bir anı kitabı veya yazısı okudunuz mu?
İşkence ve yöntemlerine dair hiç düşündünüz mü?
Biliyorum, sıkıcı konu.
Onun için diyorum, bu yazıyı okuyabilecek misiniz?
Yazıyı yazarken bile ürperiyorum!
Biliyorum, okunması, dinlenmesi dahi sıkıntı veren, tiksindiren, ürperten yazılar.
Ama biliyor musunuz, insanlık değerlerine, vicdana, adalete ve dahi müminliğe ulaşmanın yolu, tam da insana ait ne varsa onu anlamaktan, bilmekten ve yüzleşmekten geçer.
Siz, Müslümanlığınızla övünenler…
Siz, Türklüğünüzle övünenler…
Siz, kültürünüzle, ananelerinizle, toplumsal değerlerinizle övünenler…
Siz, ideolojilerinizle, siyasetlerinizle övünenler…
Siz, toplumunuzla ya da devletinizle övünenler…
Bunlarla övünmeseniz bile, böylesi değerlerinizi savunarak mutlu ve mesut olanlar…
Siz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin işkence tarihini biliyor musunuz?
Siz, bu devletin en vahşileştiği dönemi; Nazilerin Avrupa’da ve Amerikalıların Vietnam’da yaptıklarıyla yarıştığı 12 Eylül faşist dönemi işkencelerini hiç duydunuz mu?
Siz, bu devletin Diyarbakır’da, Mamak’ta, Metris’te neler yaptığını hiç duydunuz mu?
Bizler, insanlığa karşı işlenmiş bu suçları bilmezsek, bilip de unutursak veya unutturmaya çalışanlara karşı sessiz kalırsak; hangi demokrasiden, hangi hukuk mücadelesinden söz edeceğiz?
İşkenceleri unutarak, işkencesiz bir hukuk sistemi kurulamaz!
İşkenceyi emredenler, onu uygulayanlar, ona ortam hazırlayanlar, bu ortamın birer unsuru olan bürokratlar, yargıçlar, savcılar; bütün bunlar bu toplumun insanları olup sayıları hiç de az değildir.
Diyarbakır işkencelerini yaşayanların anılarını dinledim.
Bırakın yaşanmasını, anlatılmasının bile korkunç olduğu o ortamı yaşayan Orhan Miroğlu’nun, “Siz Bu Halka Ne yaptınız?” başlıklı yazısından kısa bir alıntı yapacağım.

İçiniz kaldırabiliyorsa bu yazıyı okuyun.
“Pislik yedirme, fare yedirme, yemeklere insan ve fare pisliği atma/yedirme, deterjan yedirme, soğukta pencerelerin açık tutularak tutukluların çıplak bırakılması, kışın çırılçıplak makatlarına yanan sigarayı koyarak volta attırma, soğuk su işkencesi, kışın buz üstünde çıplak süründürme, fosseptik çukuruna sokma, lağıma batırma, insan dışkısıyla dolu hücrede tutulma, başkasının üzerine işemeye zorlama, yalancı idam cezası uygulama, hastalığı tedavi etmeme/ettirmeme, her türlü falaka, meydan dayağı, köpekle saldırtma, elektrik verme, askı işkencesi, vücutta sigara söndürme, hayvanla çuvala koyma, zincir işkencesi, ayaktan asma, germe işkencesi, işkence izletme, yakınlarına işkence yapma, askeri eğitim, zorla marş ezberletme ve söyletme, gün boyu eğitim, esas duruşta yatmaya zorlama, cinsel organa ip bağlayarak çekmek/havaya kaldırmak, (erkeğin anüsüne, kadının anüsüne veya vajinasına – y.n.) cop-şişe-odun sokma, tutukluların birbirlerine taciz ve tecavüze zorlanması, tecavüz etme, cinsel tacizde bulunma” ve sürekli dayak!

Diyarbakır Cezaevi’nin çocuk koğuşundan üç çocuk, çürük dişlerini çektirmek için revire gidiyorlar. Her birinin dişi çekiliyor ama ne gariptir ki, hepsinin de çürük dişleri değil, sağlam dişleri çekildiğini anlatan Miroğlu, yazısını, tıbbi muayenelerde evraklara, “Yapılan fizik muayeneye göre herhangi bir darp-cebir izine rastlanılmamıştır” yazan standart bir kaşe basıldığını fotoğraflı anlatımla bitiriyor.

Şimdi sessiz bir ortamda yalnız kalarak düşünün. Yatağınıza yattığınızda düşünün: Biz nasıl bir sistemde yaşadık, yaşıyoruz?
Bu toplumda işkence uygulayıcılarının sayısı ne kadardır?
İşkenceyle yüzleşmeyen bir toplumda, demokratik hukuk sisteminin kurulması mümkün müdür?
Bu işkencecilerinin ne kadarı, kim bilir ne kadar yumuşak, temiz, nazik, modern görünümlü insanlardır?
İnsan derisinden abajur yaptıran Nazi generali, aynı zamanda iyi bir klasik müzik dinleyicisidir!
Ancak bizim işkencecilerde klasik müzik dinleyecek bir incelik (aslında bu bir incelik değil, kişilik yarılmasının hastalıklı bir halidir) bile yoktur.
Onların ne dinledikleri, tutuklulara söylettikleri marşlarla bellidir!

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank