content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 Ara

Bölüşüm mü, Cephe Gerisini Tahkim Etmek mi?

Sünni ülkeler bir araya gelmiş, teröre karşı savaş vereceklermiş! Bunları bir araya getiren Amerika, terörle savaşacakmış!

Sünni ve Şii Bloklar netleşti.

Her ne kadar bu işin içinde mezhepçilik yok deseler de, savaşın kendisi gösteriyor ki; 20-30 yıl sürecek bir mezhep ve bölüşüm savaşının başlangıcındayız.

Batı ve Haçlı orduları, Müslümanları kendi arasında, savaştırmanın en etkili silahını gene kullanıyor.

Sünni Blok; İsrail, ABD, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Ürdün Körfez Ülkeleri ve Türkiye’den oluşuyor.

Şii Blok; Rusya, İran, Suriye ve Lübnan’dan oluşmaktadır.

Çin, Şii Blokunu, Rusya’yı destekleyerek, işin içinde dolaylı olarak bulunuyor.

Bu şekildeki siyasal ve askeri bloklaşmanın, bloklar arsında, bir barışı sağlaması kısa vadede görünmüyor. Çatışma olasılığı daha yüksek görünüyor.

Önceki yazılarımın çoğunda, tüm dünya savaşlarının, aslında bir Pazar paylaşımı ve bunun devamı olarak da, toprak paylaşımı olduğu ifade etmiştim.

Bloklar arsında, zaten sürmekte olan ekonomik savaşın, bundan sonra daha yoğun yaşanacağı bir sürece girdik.

1989’dan sonra, ABD’nin kurmaya çalıştığı ve bunun adını da Küreselleşme olarak belirlediği bir dönemin sonuna geldik. Amerika’nın kendi emperyalist emellerini küreselleşme diye sattığı bir dönem kapandı.

Yeni bir dönem başlıyor.

Bu dönem, her ne kadar Orta-Doğuda ortaya çıkmış gibi görünse de, hesaplaşmanın asıl aktörlerinin ABD ve Çin olduğu kesindir.

Hesaplaşma, orta doğuda Şii ve Sünni adına veriliyormuş gibi görünse de, asıl savaş; Kendi finans düzenini tüm dünyaya dayatan ABD ile Çin arasında yürüyecektir.

Türkiye’nin bu felaketin hiçbir tarafında olmaması gerekirdi. Sünni Bloğun içinde olmak, Rusya ve İran ile çatışmayı kabul etmek anlamını taşımaktadır.

Oysa kendi içimizde, Halep haline gelmiş bir Diyarbakır varken, yeni bir kapışmanın içine cephe gerisini tanzim etmeden girmenin hiç akli bir yanı yoktur. Mezhep penceresinden baksak bile…

Amerika bölgemizde yenilse bile fazla bir şey kaybetmez. Rusya yenilse de, fazla bir şey kaybetmez.

Ancak ABD’nin bölgede bir savaş daha sürdürecek nefesi olmadığı baştan bellidir.

Afganistan’da kaybetti. Aslında Irak’ta da kaybetti. İran’a karşı pes etti. Vs.

Suriye’de artık Amerika’nın kaybedeceği bir savaş yoktur.

ABD’nin oluşturduğu Sünni Blokla birlikte, Rusya’nın oluşturduğu Şii Bloka kaşı savaşmak, Türkiye’nin güney doğusunu kaybetmek anlamına gelir.

Suudi Arabistan ile İsrail, Büyük Kürdistan’ı kurmak üzere, 2014 yılında anlaşmaya vardılar. Sünni Blok içinde de güveneceğimiz güçlü bir devlet yok. Hepsi ABD’nin bir sözüne bakıyor.

ABD Savunma bakanı Aston Carter, “Türkiye kara kuvvetleri Suriye’ye girsin” diyor. Tabii Amerika’nın emir ve komutasında…

Türk ordusunun Suriye’ye girmesi demek; Rusya ile savaş demektir.

Anlaşılan odur ki, ABD bizi Rusya ile savaştırmaya çalışmaktadır.

İçimizdeki bazı provokatör unsurlar, bu savaşa dolu dizgin malzeme hazırlamaktadırlar.

İspanya’nın İncirlik’e konuşlandırdığı patriyotlarla Ruslara karşı savaşacağız!

Amerika’nın bile doğrudan savaşmayı göze alamadığı Rusya ile savaşacağız. Ne adına, Suriye’de Sünni bir devlet kurulsun diye…

Mezhepçi görüş, dünyaya kendi ideolojisi açısından bakınca, durumu böyle görüyor.

Türkiye’nin acilen yapması gereken, önce cephe gerisini tanzim etmek ve tahkim etmektir. ABD’nin kurmaya çalıştığı Büyük Kürdistan hamlesini boşa çıkartmaktır.

Dost gibi görünen ABD’nin düşman olduğunu anlamaya mecburuz.

Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank