content

17 Oca

“Bizi Kandırdılar”

1970’li yılların (özellikle ikinci yarısının) Türkiye’sinde yaşanan çatışmalı siyasi olaylar için, “bizi kullandılar” şeklindeki açıklamaları sıkça duymaya başladık.Hele bir de 12 Eylül İddianamesi hazırlandı ve mahkemece de kabul edildi ya; artık bu mealde epeyi hikâye dinleyebiliriz. “Bizi kullandılar” açıklamaları daha çok da, olayların şu veya bu noktasında yer almış sağ kesimden kişilerce yapılmakta.

Maraş’ın, Çorum’un kitle katliamlarında bulunmuş olanlar bile, “bize de, solculara da subaylar silah verdi” diyor.

Sağdan veya soldan kimi örgütlere askerin silah vermesi; bir cinayetin organizesinde veya delil karartılmasında yardımcı olunması; çatışmalı ortamlar yaratmak veya devam ettirmek için provokasyonlar yapılması; ajanlar yoluyla kimi siyasal örgütlerin yönlendirildiği vs. bütün bunların TSK, MİT ve polis teşkilatı tarafından yapıldığı bir sır değil.

Maraş’ın, Sivas’ın, 16 Mart İÜ bombalı katliamının, 1 Mayıs 77’nin ve daha birçok olayın içinde oligarşik iktidarın güvenlik güçlerinin parmağı olduğunu söylemek, önemli bir tespit olmakla birlikte, bu olayların niteliğini ifade etmekte yetersizdir. Ancak böyle olmakla birlikte, bizi kullandılar diyenlerin artmasını ve olaylardaki derin parmakların ifşa edilmesini, aşağıda anlatmaya çalışacağım şekliyle, sorunun diğer boyutlarının gözden kaçırılmaması koşuluyla çok da yararlı buluyorum.

İster sağdan, ister soldan birilerinin “bizi kullandılar” demesi, bir dönemin toplumsal ilişkilerinin tahlili için ne yeterlidir ne de bir özeleştiri yerine geçer.
Ve hatta bizi kullandılar demek, gerçeği ortaya çıkarıyormuş gibi olsa da, ancak üzerinde durulduğunda bunun, gerçeği bir yanıyla örtmeye hizmet ettiği ihtimali de görülür.

Bizi kullandılar demek bir arınmanın, bir özeleştirinin, bir yüzleşmenin değil, bir bakıma tüm sorumluluğu başaksının üzerine atarak bir kaçıştır, bir gizlenmedir ve hatta kendini aldatmadır diyebiliriz.

Hele bizi kullandılar diyenlerin, bu kullanmanın sadece askerler tarafından yapıldığını söylemesi, devletin MİT’ini ve polisini temize çıkarmaya yarayan art niyetli bir açıklamadır.
Art niyetlidir çünkü bugünkü hükümetin bu konulardaki pozisyonuyla örtüşmektedir.

1960’lardan bu yana TSK’nın darbeleri ve darbe planlarını hiç elden bırakmaması, yönetenler kesiminde merkezi bir aktör olduğunu göstermekte. Hal böyle olunca, topluma biçim verme ve siyasal hayatın aldığı biçimler üzerinde de cebri rollerinin olduğu bir gerçektir. Burası böyle, ama devletin sözünü ettiğim diğer iki organı tüm bu olanların dışında olmadığı gibi, şu veya bu ölçüde de içinde yer aldı.

Bizi asker kullandı demenin hizmet ettiği bir başka amaç da, toplumdaki siyasi mücadeleleri iktisadi ve sosyal koşullarından kopartarak, bunların bir iktidar mücadelesi olduğu gerçeğini gizlemektir. Burada tarafların siyasi ve ideolojik formasyonlarından, haklılıklarından, haksızlıklarından vs. söz etmiyorum. Ama tüm bu olanların bir maddi temeli vardı, bir dünya konjonktürü vardı vs. Zevk olsun diye siyasi mücadele verilmez.

Sağ kesimden bizi kullandılar diyenler aynı zamanda, belki bir vicdan rahatlaması sağlamak için bunu söylüyor olabilirler. Bu iyi bir adımdır ama geliştirilmesi gerekir. Çünkü 12 Eylül’e kadar devletin has komandoları, has adamları olarak kullanılan bu kesim, derdest edilip işkenceye yatırılınca çok şaşırdılar. Öyle ya, onlar devleti korumuşlardı! “Bedenimiz içerde, fikrimiz iktidarda” diyenlerin bir kısmı, çok sonraları oligarşik iktidarın bir maşası olduklarını fark ettiler.
Sol cenahtan kimilerine de askeri destekler sunulmuş, yönlendirmeler yapılmıştır vs. Bu karanlık ilişkilerde bulunanlar da, bir sol cunta beklentisi içinde olmuş olabilirler.

Bugün 12 Eylül’ün üzerine bu kullanma açısından da gidilmeli, kullanılanlar veya kullanıldığı sezgisini taşıyanların açıkça bunlardan söz etmesinin, geçmişi bilmemize epeyi katkılar sunacağı da kesin.

Elbette çatışmalı ortamlar yarattılar. Elbette silah, bomba verdiler. Elbette kışkırttılar. Elbette kimi olayları yalnız yönlendirmekle değil, bizatihi içine girerek kendilerince sonuçlar aldılar. Bütün bunları darbelerine meşruiyet kazandırmak için yaptılar. Ve nitekim bunu başardılar da!

Ancak 70’lerin Türkiye’sini, 12 Eylül başta olmak üzere darbeciliği, salt bizi kullandılar argümanı üzerinden anlamak veya açıklamak mümkün değildir.
Darbeciler, kendilerince helva yaptılar!
Ama bu helvanın unu, yağı, şekeri neydi, nasıldı?

Örneğin, on binlerce kişinin Alevileri katletmesini ve bunun bir yerde değil, 5–6 ilde olmasını “bizi kullandılar” diye açıklamak, sorunu tümüyle ifade edebilir mi?
Evet, bu olaylarda kullanma ve gerekli müdahalelerin yapılmaması, katliama göz yumulması vs. vardır!
Peki, on binlerce kişinin hiç mi ‘günahı’ yok?
Onların zihniyetini (bilerek zihniyet sözcüğünü kullanıyorum çünkü bu düşünce ve tavırlarda siyasetin dışında gelenek, kültür vb. olgular vardır) sorgulamayacak mıyız?
Zihniyetler üzerinden hesaplaşılmayan bir geçmiş, aşılamaz!
Çünkü o zihniyetlerin şekillenmesinde devlet birinci dereceden sorumludur!
‘Makbul vatandaşları’ kullanması, ikinci aşamadır.
Kullananlar kadar kullanıldık diyenler de suçlu değil midir?

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank