content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 May

Bir Sonraki Nesil İçin Nostalji; Laiklik

Erdoğan’ın Almanya konuşması, Türkiye’yi gelecekte bekleyen yeni çatışmaların habercisi niteliğindeydi.
Konuşmanın içinden iki hususu öne almak gerekiyor.
Birincisi; dinle tahkim edilmiş başkanlık/diktatörlük düzeninde kararlılık.
İkincisi ise; Batıya bağımlılık yeminleri…
Dinle tahkim edilmiş başkanlık ya da diktatörlük düzeninden başlayalım.
Diktatörlük, yani verdiği kararların sonuçlarından sorumsuz, ama kararları hep sorunlu olan bir yürütme düzeni…
Dinle tahkim edilmiş başkanlık nasıl bir şey dersek, bir kısmını zaten yaşadık, yaşıyoruz.

Dinle tahkim edilmiş başkanlık, adım adım yol aldığından, ısınan suda ölen kurbağa misali, farkındalığımız dumura uğradı.
Dinle tahkim edilmiş bir yönetim, mevcut yasalarımıza göre suçtur. Anayasa’ya göre de suçtur.

Camilerin önemli bir kısmını, siyasal örgütlenme zemini olarak kullanıyorlar.
Camiden içeri laiklik giremiyor.

Örgüt için kullanılan camiden çıkanlar, bir dindar olarak değil de, dinle tahkim edilmiş bir siyaset militanı olarak, her yere girebiliyor.
Devletin içinde örgütlülüğünü sürdürüyor. Devletin verdiği ya da dağıttığı yabancı sermaye ortaklığından yararlanıyor. Böylece dinle tahkim edilenler, bir de mali olarak tahkim ediliyorlar.

Dinle tahkim edilmiş örgütlenmeyi, rant ile de tahkim edince, ortaya, hatırı sayılır bir güçlü örgüt çıkıyor.
Erdoğan’ın Almanya konuşmasını 12 televizyon verdi.
Yalova konuşmasını 11 televizyon canlı verdi.
Siyasal savaşların mekanı medyadır. Ama tek yanlı medya değildir.
Ancak bu bir siyasal savaşta değil, halkla savaş şeklinde yürüyor.
Erdoğan, Almanya’daki konuşmasında, Ateist Alevileri ülkeyi karıştırmakla suçladı.

Ateist Aleviler diyerek, Alevileri İslamiyet dışı tutmaya çalışıyor.
Aslında, tüm Alevileri dindışı tanımlayarak, diğer Müslümanları Alevilik üzerine kışkırtmanın kaldırım taşını döşüyor.
Bir başka ifadeyle, Alevileri ve laikleri toptan karşısına almaktan çekindiği için giriş peşrevleri yapıyor.

Almanya konuşması, Sünni İslam’ın dışındakileri, İslam karşıtı konuma kayma konuşmasıydı.
Laiklikle olan örtülü kavganın, Ateist Alevi maskesi altında sürdürüldüğü bir konuşma…
Dinle tahkim edilmiş bir diktatörlüğe karşı mücadele edilecekse, bu mücadelenin bir stratejisi olmalıdır.
Stratejinin ana unsuru; kaybettiğimiz laikliğin yeniden kazanılması olmalıdır.
Erdoğan’ın konuşmasının ikinci önemli unsuru; Batıya olan bağımlılık teminatının yeniden tekrarlanmasıydı.

Dünyada yeni dengeler oluşurken, Batıya bağımlılık beyanları, Türkiye’nin her şartta Batıya teslim olacağının ifadesiydi.
“Siz bizi almasanız bile, biz AB’ye girmeye ve görevlerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz” sözünün Batıya verildiği mekandı, Almanya.

Erdoğan Batıya(AB-D) diyor ki; Ben size her şartta bağlı olmaya devam edeceğim. Ancak sizde benim, Türkiye’deki iktidarıma saygı duyun. Ben Türkiye’de ister dinle tahkim edilmiş bir iktidar uygulaması yaparım, ister başkanlık sistemi uygularım.
Siz benim(RTE) yönetim tarzıma karışamazsınız.

Türkiye’nin dışında benden ne isterseniz yaparım, ama siz laiklik fala derseniz ben yokum demek istemektedir.

Erdoğan ile sömürgecilerin bütünleştikleri yer de burasıdır.
Ya dinle tahkim edilmiş bir zorba güçle mücadele edip, laikliğimizi yeniden kazanacağız. Ya da diktatörlüğün kölesi olmaya razı olacağız ve laikliği bir nostalji olarak hatırlayacağız.

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank