content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

10 Ağu

Aldatıldık, Aldatıldık Sonunda Aldattık!

Ne Osmanlı geleneğinde, ne Cumhuriyet tarihi geleneğinde, devleti yönetenler, aldıkları ve uyguladıkları kararlar için aldatıldık ifadesini kullanmamışlardır.

13 yıldır iktidarda bulunan siyaset, ülkenin geleceğini ilgilendiren hayati kararlardan sonra, alınan kararlar kötü sonuçlar verince, aldatıldık diye savunma yapmışlardır.

Devlet yönetimlerinde karar alma, öyle bir günde yapılan iş değildir. Belli bir süreçten geçer. Bu süreç içinde, Meclisteki muhalefet, Meclis dışı muhalefet, aydınlar fikirlerini söylerler.

Bu tartışmalar aslında alınacak kararların doğru olmasına yardımcı olur.

Hatta bu kararlar alınırken, müttefiklerimiz (aslında düşmanlarımız) sürece dâhil olur ve fikir beyan ederler.

Kibarca fikir beyanında bulunurlar demek istiyorum. Müttefiklerimiz Türkiye yararına akıl yürütmezler. Kendi çıkarlarına uygunsa desteklerler. Değilse, karşı çıkarlar. PKK terörüne karşı aldığımız tutum, nasıl da, beyleri kızdırıyor. Azıcık doğru iş yapsan, ya da hayat dayattığı için doğru yapsan, hemen karşına dikilirler.

Açılım sürecinin bu noktaya geleceğini ve PKK’nın hiçbir şarta silah bırakmayacağını, o kadar çok kişi yazdı ve söyledi ki, yazanları ve söyleyenleri buraya koysak sayfalar yetmez.

Zaten açılım sürecine son verilmesine, Amerika ve Avrupa’dan gelen tepkileri görünce, Açılım emirlerinin, kime ait olduğu da ortadadır.

Baştan başlayalım. Yeniçeri Katliamını saymazsak, belki de dünya tarihinde bir ilk olan; TSK’ya yapılan operasyondur.

Kendi ülkesi içinde yabancı bir devletin operasyonuna maruz kalan belki de, tek silahlı kuvvetler, bizim ordumuzdur.

Bu olay o kadar büyük bir gelişmedir ki, devletin ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır. Bir ordu, yok olursa, ne olur, onu Irak işgalinden sonra, daha iyi anladık.

Ordunun Komuta kademesine saldırılarak, bir ordu yok edilmek istendi. Saldırı Türk Devletinin varlığına karşı bir saldırıydı.

Kuvvet Komutanları ve Genelkurmay Başkanı, saldırıyı hukuki araçlarla çözemeyince, saldırının kimden geldiğini bir bildiri ile açıklayarak istifa ettiler.2010.

Türk Devleti böyle bir saldırı altındayken, Kuvvet Komutanlarının da, ülkeyi savunmak yerine, istifa yolunu tercih etmeleri de, kabul edilecek bir husus değildir.

Onurlu insanlar istifa etmek zorunda kalınca, meydan onursuzların oldu.

Madem Türk ulusuna karşı girişilmiş bir saldırı var, silahlı kuvvetler ne için vardır?

Neyse…

Derdim; “aldanma savunması” yapılmasının, ne kadar da, sahte bir şey olduğunu ifade etmeye çalışmaktır.

Bu kadar büyük olaylar karşısında, önemli kararlar almak, sonra da aldatıldık demek.

Şimdi, devletimizi bekleyen, çok büyük tehditlerin olduğu bir döneme girdik.

Aldıkları önemli kararlar sonrasında, çok kötü sonuçlar alanların, yeniden bir büyük karar aldıklarını görüyoruz.

Nedir bu karar? Amerika ile birlikte DAEŞ karşı savaş. Bu kararın hep aldatan birisi tarafından alınıp, tarafımızdan uygulamaya geçildiğinin işaretleri oldukça fazladır.

Bizim eş zamanlı olarak, hem PKK ile hem de, DAEŞ ile savaşmamızın ne âlemi var? Yakın tehdit PKK iken…

Niye İncirlik Üssünü Amerikalılara tahsis ettik?

Alın size ileride, gene aldatıldık denilecek bir karar daha…

İncirlik Üssünün Amerika’ya tahsis edilmesiyle alakalı olarak, Foreign Policy diyor ki; “RTE’nin, yeniden Batının eksenine girdiğini gösterir.”

Her şey karma karışık.

Seçimler, koalisyonlar, DAEŞ ve PKK terörü ile savaş, paralel ile savaş vs.

İnşallah, aldana, aldana aldatmasını, devletimizin başına bir iş gelmeden, öğreneceğiz.

bulentesinglu@gmail.com

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank