content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Kas

AKP Yeni Türkiye Diyor… Lakin! (I)

Eğer bana ülkemizin tüm kurumları ile yerli yerine oturmuş bir cumhuriyettir diyorsanız…
Geçmişte ve günümüzde yaşadığımız onca “akıl ermez” olaylara tesadüfler ya da kişilerle alakalı diyorsanız…
Size sözüm yok… Sözüm benim gibi “her işte bir iş vardır” diyenlere…
Hatırlayalım,
85’li yıllarda Sovyetler Birliğinde Mikail Gorbaçov diye biri Sovyet Genel Sekreteri oldu.  Perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) diye bir şey ortaya attı. Özgürlük havarisi kesildi… Bütün dünya alkışladı… Hatta Nobel Barış Ödülüne bile layık görüldü.
Biz de “ vay beee... Ne cesur adam” dedik. Sonunda gördük ki… Bütün hesaplar Sovyetler Birliğinin dağılması üzerine imiş.
Biz “cambaza” bakarken… Daha doğrusu Sovyet Halkı cambaza bakarken atı alan Üsküdar’ı geçti de haberleri olmadı.
Dünyada hiç kimse şunu sormadı;
Sovyetler Birliği’nin en üst makamına gelenler her aklına geleni söyleyip, yapabilirler-miydi? Hele Gorbaçov diye birisi çıkacak “yahu bu vatandaşı biraz fazla sıktık galiba… Biraz gevşetelim…” Diyecek. Mümkün-mü?
O günlerde televizyonda şöyle bir haberle karşılaştım;
“Sovyet başkentlerinde anneler evlatlarının kendi ülkelerinde askerlik yapmaları için gösteri yürüyüşü yaptılar.”
Bu son derece masumane ve “haklı” isteği gören Sovyet Politbürosu da annelerin bu isteğine uygun karar aldı.
“Artık bundan sonra her Sovyet Vatandaşı kendi ülkesinde askerliğini yapacak.” Dedi.
Hâlbuki…
Sovyetler Birliğinde her ülkenin vatandaşları kendi ülkesi haricinde askerlik yapmak zorunda idiler… Sadece Ruslar hariç… Çünkü Sovyet ordusu ancak bu şekilde kurulabilir ve Rusların kontrolünde olabilirdi.
Yani Sovyet Ordusu dağıtılmış oldu. Ama görünürde karar masum ve haklı bir isteğin yerine getirilmesi idi. Bu kararı da Politbüro vermişti.
Bunları neden mi anlattım? Bunların AKP’nin yeni Türkiye’si ile ne alakası var?
Siz sorunuzu sonraya saklayın… Ben sorularıma başlıyorum. Daha doğrusu aklımın ermediklerini sıralayacağım;
Neden 1980’de ihtilal oldu? Neden ihtilali yapan Kenan Evren pervazsızca “ üç yıl ihtilalin olgunlaşmasını bekledik” demek cüretini gösterdi?
Neden 80 ihtilalinde solcular ve milliyetçiler tırpan yerken İslamcılar bundan nasibini almadı?
Ama buna mukabil,
Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi tarihinin en yüksek oyunu aldığının akabinde tasfiye oldu? Ve neden Türk Ordusu olmadık bir şekilde İslamcıların haricindeki mutedil kesime de Yirmi sekiz Şubat sürecinde tırpan attı?
“Bu devrim bin yıl sürecek dediler… O zamana kadar görülmemiş bir şekilde fişleme ve tasfiyeler neden yapıldı? Bu kadar korkmalarına sebep ne idi?
Erbakan “devrim olacak… Ama mesele kanlı mı olacak… Yoksa kansız mı olacak?” Derken Türkiye yol ayırımına mı gelmişti?
Bu yol ayırımında Tayyib Erdoğan partisini iktidara taşırken Erbakan’ı ve altmış yıllık merkez sağ partilerini tasfiye edebilecek ekip ve sermaye gücünü nasıl buldu? Buna o imkânı kimler
tanıdı?
Devamı haftaya…

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank