content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

02 Mar

Aile ve Toplum

Cemiyetin en küçük birimi fert, en küçük topluluğu ailedir. Fertler bulundukları cemiyetin genel ahlak kurallarına uygun olarak serbest halde yaşama haklarına sahiptir. Yani cemiyetin genel özelliğine ters düşmeden, hareketleri, davranışları, giyim kuşamı kendine has çizgiler taşır. Çoğu kararları tek başına verir. Ortak yaşama kültürü kendi ailesinden aldıkları kadardır. Ama cemiyette kendisi gibi birçok fert vardır. Hepside kendi yaşama şekillerine göre hareket ederler. Dolayısıyla, çok renkli, çok farklı, değişik karakterli, kendilerine göre hür insanlardır. Kimseye karşı sorumlulukları yoktur. Sorumluluk sınırı kanunlar, genel ahlâk kuralları, adetler vs… Bazen cemiyetin ortak özelliklerine göre farklı davranış sergileyen bireylerde bulunur ama sayıları itibarıyla az olduklarından etkili olamazlar. Kısa süre içersinde istemeyerekte olsa da, genel çizgiye çekilirler.

Ortak yanları çok olan cemiyetler, sağlam bir yapıya sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tarihte helâk edilmiş kavimleri istisna sayarsak, bu hep böyledir. Ancak insanlık âleminde hiçbir devirde tasvip edilmeyen davranışları sergileyen cemiyetler; ayakta fazla duramamış ve belli bir zaman sonra tarihin ‘karanlık sayfaları' arasında yerini almıştır.

Aile ise toplumun temelidir. En az iki kişiyle başlayan ortaklık zaman içersinde artar. İşte burada aile fertlerini büyük mesuliyetler ve fedakârlıklar beklemektedir. Kararlar daha zor verilir, uygulama daha güç yapılır. Aile fertleri; hem toplum ile hem de aile içinde tezada düşmeden ortak olarak yaşamaya mecburdurlar. Nasıl fertler toplumda belli kurallar içersinde hür iseler; ailede de kişiler, hem toplumun, hem de ailenin kurallarının dışına çıkamadan hürdürler. Bu hürriyetten ailenin hiçbir ferdi rahatsız ve huzursuz olmamalıdır. Keza, ailenin kurallarından da toplum rahatsız olmamalıdır.

Doğu toplumlarında, özellikle Türk-İslâm toplumunda aile sağlamdır. Ailenin bu kararlı ve düzenli yapısı cemiyetin sosyal ve ahlâki yönden bir birine kenetlenmesini sağlar. Zor zamanlarda hep birlikte hareket etmesine sebep olur. Hele İslâm toplumunda komşu çok mühimdir. “Komşu komşunun, külüne muhtaçtır” sözü, “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” Hadis-i Şerifi komşunun kıymetini en veciz şekilde açıklamaktadır.

Batı maddecidir. Her şey fertlerin refahı üzerine kurulmuştur. Ferdiyetçidir. Aile bağları güçlü değildir. İnançları gereği bütün hesaplarını dünya üzerine kuruludur. Ahlak anlayışları İslâm toplumlarına benzemez. Günübirlik yaşarlar. Refah seviyesinin artması demek sömürgelerinin artması demektir. Gönüllü sömürgelerinin yanında, zorla sömürdükleri de vardır. En kolay başarıyı aile bütünlüğü bozuk olan ülkelerde kazanırlar. Azınlıkta olduklarında korkak oldukları halde; güçlü oldukları zaman saldırgan ve hilekâr olurlar. Gönüllü köle olan ülkeler hariç; savaş ile başa çıkamadıkları ülkelerde ara sınıf meydana getirip siyasi başarı elde etmenin yollarını ararlar. En sevdikleri şey kendilerine aşırı hayranlık besledikleri ülkelerdir. Onun için Türk-İslâm toplumunun aile yapısını çökertmek için bütün imkânları seferber ederler.

Güçlü silâhlara sahip olmak, ekonomik ve sanayi toplumu olmak, o ülkeleri geçici bir süre ayakta kalmasını sağlar. Ama ahlâki bunalıma giren, aile yapısı bozulan ülkeler er yada geç çökmeğe mahkûmdurlar. Tarih bunu böyle yazmıştır. Birlik ve beraberliğin yolu, her yönüyle düzenli olan ailelerin çokluğu ile olmaktadır. Çürük tuğlalar ile yapılan binalar mutlaka çöker. Milletçe binamızın temelini sağlam atmalıyız. Daha tarihte yapılacak çok işimiz var.



Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank