content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
09 Haz

365 Günlük Değişimle, 6 Saat’lik Devrimleş(me)

Zamanın saçlarının ağardığı 365. günün sancılandığı anlarda, başlangıçlara gebe kalıp çocuğunu bir gün sonra düşüren senelere takılıp kalan insanoğlu binlerce kez anımsamak bile istemediği devrimsel değişimlerle değişir. 6. gün dolduğunda yaktığı feryatları bırakarak sondan geriye çektiği yaşanmışlığını/yaşanmamışlıklarla birleştirmektedir.

Ömür denilen çocuğun can a(lı)cı bekleyişlerinin üzerine çizgi çizerek yeniden gebe kalmak için verdiği çabaların altında, akıl almaz bir iştahla kâh gözyaşı kâh yalancı kahkahalarının içinde dağlanıp da gidiyor yaşanmışlıklarının ezikliğiyle. Aman vermeyen bin bir direkli dünyada yontulan ansızlıkların üzerine atılan bir avuç uykusuzluk geceye asılı kalmaktadır gönüle bir damla su serpiştiremeden.

Keşkelerin ellerinde dil izleri

sözlerine devrimler karıştı ansızın

tümceler idam edilirken

ağlayan sadece devrimden  kalan el izleri... Doğarken kendinden geçen minicik bedenine sığınan anlamların, anlam katmaya çalıştığı 7 gün(lük) dönümünün efsanelerine bakakalan hayatın gözleri zorlanıyor artık.

 

Hayatımızda var olanı değişmek/değiştirmek  hayatımızda var olanları hayatımızdan sürmek  çizgimizden neler götürür ya da getirir yaşamadan  anlayamayız. Tüm cümleler bizlerin değişimi için sarf edilip köstek olunurken bakakalırız değişmekte olduklarımız için. Çevre faktörü bu köklü inkılâbı süresiz durumlara sokmak için elinden geleni yapmak için tüm gücüyle çalışır, çabalar ve bozgunculuk yaparcasına hayatınıza mal olacak  psikolojik baskılar uygular.

Sosyal bir kaostur hayatı hayata ezdiren

hükümsüzdür sloganlar

İdam edilirken değişim

Sürümsüzdür hikayeler... Her birey karşısındakinin hayata bakış açısını diğeriyle aynı görmek  adına karşısındakinin hayatına noktalar/virgüller koymaya çalışır. Duygusal kırılganlıkların olduğu düşünmeden "benliklerinin seni düşünüyorum söylemleriyle" bir başka hayatı karıştırdıklarının farkında bile olmazlar. Oysa ki hayat farkındalıkları fark etmediğimizde boş ve manasız bir kısır döngü içinde savrulur gider. Ağlamak fark edilirken  nereden ve hangi sıkıntılarla geldiği bile düşünülemeyen gözyaşı  farkında olmadan farkındalıkların arkasında kaybolur gider oysa ki.

Bastığımız her kaldırımda sadece nereye gideceğimizi düşünürken etrafımızda olup  bitenleri ve geçip gidenleri kaçırdığımızın farkında bile olmadan yolun bizim için bittiği noktaya varmışızdır bile.

Politik bir engebenin kırık dökük hayali

amansız bir patlamanın ardından

beklenmedik bir dalkavuklukla sırıtan/kırıtan

hayalleri arsızlıklar çevrelemiş... Başka hayatların değişimdeki farkı fark edebilmek zor/kolay olmayabilir. Kolay olan kendi hayatları dışında yaşanılanı görmemezlikten gelmektir. Zor olan ise o dünyanın içinden gelenleri olduğu gibi fark edip/fark edememektir. Gücü yeten de yetmeyen de bir diğerinin benliğindeki yok etmeye ve kendi benliğindeki bir diğerine kabul ettirmeye çalışır. Hayatın asimile olmuş formatında zamanın aklını çalan kalıntıların çaldığı müziği başka ruhlarda çalınmasını izlemek farkında olunduğu halde dinlemek gayri insaniliktir ebediyet şerbetini içen ruhlar için.

Hayat ne şekilde ne gösterir bilemeden adımlarımızı planlama çabaları zamanımızı çalsa da, çalıntı anlardan kalanlarla yaşamayı kabulleniriz. Boynuna halkalar takılmış bedenlerin etrafına toplanıp, çıplak ayaklarımıza takılan iğneleri çıkamaya çalışırken geçirdiğimiz vaktimize ağlayarak bakarız. Keşkelerle doldurduğumuz aklımızı ve kalbimizi dilimizin çaresizliğinde susturmak istercesine teselliler ararız benliğimizde.

Değişimleri kabul etmeyenlerin ayaklarına dolanan değişimlerimizi yaşamak adına inatlaşarak direnmeye çalışırız hüzünlerimize ve bizleri hüzne götüren hükümsüz bütünlüğümüze. Yasak kaidelerin ya da yapılmamasına inanılanı yapmaya çalışarak dışlandığımız farklılıkların başka hayatlarda yer etmesine ve kabul görmesine sabır ederek varlığımızı korumaya çalışırız zamanın arka caddelerinde. Köşelik olmaktan çıkarmaya çalıştığımız aklımızı ve kalbimizi her şeye rağmen adarız toplumun ayakları altına sereriz hiçleri düşünmeden.

"BEN" İBARESİ YOKTUR DEĞİŞİMLE DEĞİŞENLERİN HAYATLARINDA. ONLAR DÜŞÜNMEK İÇİN ÇALIŞIR, DÜŞÜNDÜKLERİ DİLE GETİRMEK İÇİN ÇABALAR, HARCADIKLARI ÇABANIN SONUNDA BİLGİ İÇİN YAŞAR VE DİRENİRLER ASRIN KOLLARINA. ÖLÜMÜ ÖLDÜRÜRLER CESARETLERİYLE. UTANIR ÖLÜM BİLGİNİN AYNASINDA. ÇARESİZLİKLERİNE KELİMELERDEN TEBESSÜM BİNALARI İNŞA EDERLER."

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank