content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

11 Eki

Demokrat Parti!..

Bu başlığı okuyanlar diyeceklerdir ki “yazarımızın bu denli Demokrat Parti takıntısı neden?”.
Benim geçmişte birkaç defa Demokrat Parti’den bahsetmiş ve şu anda da bahsediyor olmam bu partiye takıntımdan falan değil. Ama bu partiyi önemsiyorum. Bu denli sık bahsetmem, bu partinin tıpkı CHP gibi ülkemiz siyasi arenasında başrol oynarken birden bire neden üçlere, beşlere düştüğüne olan merakımdır.

Normalde bu ülkeyi 1950’lerden beri aralıklarla ve çeşitli adlarla da olsa hep bu partinin kadroları yönetti, daha doğrusu yönettirildi.

Her ne kadar, çoğunlukla iktidar olsa bile muktedir olamayan bu kadrolar, yine de ülkemizin en tecrübeli kadrolarına sahipken neden, neredeyse marjinal parti olmaya doğru yol alıyor?
Aklımızın erdiğince nedenlerine geçmeden önce, bu partinin hali hazırdaki durumuna bakalım.

Yaklaşık bir buçuk yıl önce ANAP’la birleşerek merkez sağın en güçlü partisi olmak iddiası ile yeni bir başlangıç yapmaya çalışan Demokrat Parti, ne yazık ki beklenen gelişmeyi gösteremedi.

Gelişmeyi gösteremediği gibi birleşirken ANAP’a verilen sözler yerine getirilmediği için güvenilirliğini büyük ölçüde yitirdi.

Yine ayrıca, Hüsamettin Cindoruk birleşme sağlandıktan sonra genel kurul yapıp yerine yeni başkan ve kadrolarla yola devam edeceklerini beyan ettiği halde, bu sözü tutmayarak kendisine güvenenleri hayal kırıklığına uğrattı. Fakat partililerin eleştirilerine dayanamayarak (seçime kadar başkan olacağını beyan ettiği halde) kasım ayında yapılacak genel kurulda aday olmayacağını ilan etti, bana göre iyi de etti.

Demokrat Parti bu güne kadar kadrolarını belirleyip Türkiye’nin yeni dönemine hazırlık yapmalıydı. Ve bu kadro birtakım parti içi dengelerin gözetilmesinden çok, Türkiye’nin yeni döneminde duracağı yeri belirleyip ona göre politikalar üretecek kadroların kurulması şeklinde olmalıydı.

Hatta meclisten ideal ve demokratik partiler kanunun geçmesini beklemeden kendisi demokratik ülkeleri örnek alarak yeniden kurumsallaşmalıydı. Çünkü parti iyice dibe vurmuş, lider sultası kalkmış, hizipler yeterince güçlenmemiş ama siyasi kadroları henüz dağılmamış bir partide bunları gerçekleştirmek mümkündü. Yani merkez sağın “güçlü” partisi Demokrat Parti’nin manifestosu yeniden yazılıp, parti yeniden şekillendirilmeliydi. Ve hızla kurumsallaşmanın temelleri atılmalıydı.

Bu neden olmadı;

Olamazdı, çünkü Demokrat parti kadrolarının, özellikle Saadet Parti’sinde olduğu gibi “politbüro” üyelerinin partiyi bırakmak gibi bir niyetleri yok.

İkincisi, partinin eski tüfekleri eski düzenin çıkar çarklarına göbekten bağlılar. Onlar gidin demedikleri sürece köşelerine çekilmeyecekler.

Üçüncüsü, her ne kadar Demirel köylere dayalı politikalar üretse bile, aslında Türkiye’nin oluşturmaya çalıştığı burjuvanın partisiydi.

Burjuva şimdi şaşkınlık içerisinde…. ne yapacağını bilememekte. AKP’nin şimşeklerini üzerine çekmemek için de şu anda sessiz durmakta.

Ancak;

Şu anda Türkiye’nin merkez sağ partisi gibi gözüken AKP ne kadroları ne de güttüğü politikalardan dolayı (her ne kadar %47 oy almış olsa bile) gerekli güveni yeterince sağlayabilmiş değiller.

Bunu isterseniz biraz daha açayım;

Eskiden ülkemizin bir kalıpta burjuvası vardı. Şimdi ise kalıplar ikiye çıktı. İkincisi Anadolu’nun yeni zenginleri….yani müstakbel muhafazakâr burjuva adayları.

Her ikisini kucaklamaya, memnun etmeye ne AKP’nin parti zihniyeti ne de kadroları buna uygun değil.

Her iki kesimi kucaklayacak, güvenilir merkez sağ partiye ihtiyaç var.

Demokrat Parti’liler bu nedenden dolayı uzun vadeli düşünmeli ve ona göre çalışmalılar…

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank