content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Nis

“Yaşamda Kalite Ödülü” ve Ankara

Yıl 1984. Türkiye, 12 Eylül müdahalesinden sonra ilk yerel seçimlerine gidiyor.

Yaklaşık üç yıldır “emekli askerler” tarafından yönetilen belediyeler heyecanlı..

Yeni Anayasa. Yeni siyaset, yeni yüzler ve yeni isimler; Adeta “yerel yönetimlerde” bayram var. Çünkü yepyeni bir dönem başlayacak!... Gerçektende bu seçimlerde, çok farklı bir ortam, değişik bir heyecan ve kaliteli adaylardan müteşekkil bir seçim yarışı var.

Adayların büyük bir bölümü, siyasete ilk kez adım atmakta…

Başta Ankara olmak üzere, bazı şehirlerde duayen ve devlerin yarışı gözleniyor.

Eski Bakan ve Milletvekillerinden Mehmet Altınsoy (ANAP) ile dünya çapında mimar, kadim Belediye Başkanı Vedat Dalokay (SODEP) Ankara adayı. T. Özal ve E. İnönü; “Ankara’nın mâkus talihi yenilsin ve artık iyi bir belediye başkanı gelsin” diyorlar. Ankaralı aynı fikirde… Atom Karınca’dan bıkmış, öncekilerden usanmış, yeteneksizlik ve yetersizlik kurbanı, hizmet mağduru halk, her nasılsa bu iki adaya ümit bağlamıştı.

Sonuçta yarış hızlı ve Dalokay lehine avantajla başladı.

ANAP’ın sloganını Halil Şıvgın buldu. “Büyük Şehre Büyük Başkan, Ankara’ya altın adam Mehmet Altınsoy”. Yetmedi. Oylama yaklaştıkça Dalokay sempatisi büyüdü. Seçime 10 gün kala Dr. Faruk Sükan’ın Tunus Cad. bürosunda “eski Demokratik Partililer” olarak toplandık. Altınsoy; “Ya bir çare bulun, ya da müsaade edin çekileyim” dedi. Uzun süren müzakerelerden sonra Dr. Faruk Sükan bana döndü ve “Bu işe bulsa bulsa Mustafa Nevruz bir çare bulur” diyerek; “Ne yaparsan yap, ne bulursan bul. Bu gece sabahla ve yarın buraya çare bulmuş olarak gel!..” diye emrini verdi. Ertesi gün, ikindi vakti tam kadro Faruk Bey’in bürosundaydık. Reçetemi verdim. Hayretle karşılandı, hararetle görüşüldü ve onaylandı.

“06 KİMDİR” Gerisi malum. Ankara’nın kaderi değişti. Altın adam Başkan oldu.

Bu bir şehir efsanesidir. Unutulmadı. Lâkin “Altın Çağ” uzun sürmedi. Aradan geçen yıllar içinde yine Murat Karayalçın ve Melih’e kaldı. Melül-mahzun, hantal, bakımsız, çelişkilerle dolu mağdur, mazlum ve pek ketum memurlar kentine bürünerek yürüdü geldi bu güne!...

YENİ BİR “ŞEHİR EFSANESİ” Mİ..?..

Şehirlerin kaderine genellikle belediye başkanları hâkimdir.

Bu meyanda mülki idare varlığını ve ağırlığını, hissettirse de duyuramaz. Velâyet tarihine baktığımızda, bir vilâyet ile özdeş, ileri ve özgün hizmetleri ile maruf Valiye pek rastlanamaz. Tarih itibarıyla, Ankara için de durum aynıdır.

Ancak, şu son bir yılda gördük ki, Başkent’in yüzü artık gülecek ve yıllar süren makûs talih bu defa, herhalde “sürdürülebilir” biçimde değişecek.     

Demem o ki; Alâaddin Yüksel 13 Mayıs 2010 tarihinde Ankara Valisi oldu.

Biz onun, Mart ayı başında Başkentin maruz kaldığı kar felâketi ile farkına vardık.

Anlaşılan o ki, kendileri tıpkı Emniyet Genel Müdürlüğü, Trabzon, Balıkesir, İzmir, Antalya valilikleri gibi; “halka hizmetin kutsiyetini baz almış ve hak’a hizmeti kavramış” şan-şöhret ve servet gibi “kifayetsiz muhterislerin” müptelâ olduğu araza maruz kalmamış biri…

KalDer’in, “2002 Yılı Yaşamda Kalite Ödülü” ne mazhar Vali’nin Web Sitesinde yer alan; Ankaralılara selâm ve “hoş geldiniz” hitabı şöyle:

Merhaba;

Uygarlıklar  bakımından kentler uygarlıkları, uygarlıklar da kentleri sembolize eder. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Başkenti Ankara, tarihin her döneminde küresel vizyonun önemli bir aktörü olarak rolünü devam ettiren bir dünya kentidir. Kültürlerin harmanlandığı Başkent Ankara'dan, Sizleri sevgi ve barış duyguları içerisinde selamlamaktan bahtiyarlık duymaktayım. Barış kültürüne uzanan bu büyük buluşmada, Ankaralıların üzerine düşeni layıkıyla ve samimiyetle yerine getirdiklerine herkesin inanmasını isterim. 

Saygılarımla...

Alâaddin Yüksel” (devamı: Yeni Bir Şehir Efsanesi mi?)

Etiketler : , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank