content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

18 Şub

Zeybekçi!.. Vekill mi? Kafakıran mı!?

Söz ola kese savaşı; söz ola kestire başı!..

Söze ve söyleyene baktığınızda daha bir önem kazanır sözün özü!..

Söz vardır, güler geçersiniz, söz vardır kanınız donar duyduğunuzda!..

Siz karar verin bu hangi türden!?.. ''Bir Sabrederim, İki Sabrederim... Kafanı Kırarım Ben Senin!..''

Biz sabırla koruk helva olur sanırdık, meğer sabırla ''kafa kıran'' olunurmuş!..

Bir Ali Yaran, Kafa Kıran'ımız eksikti; elhamdülillah; o da oldu!...

Medya şu başlıkla verdi haberi;

''Denizli AKP Milletvekili Nihat Zeybekçi, yerel bir televizyonda katıldığı programda yine çarpıcı sözler sarf etti.''

Anahtar sözcük; Yine.. Anlıyoruz ki öncesi var habere konu olayın!... O da yer almıştı medyada

Ne demişti Milletvekili Zeybekçi!?; ''Kaldırımlara park eden araçların camlarını kırın, kırılan camların parası benden!..''

Öyle görünüyor ki; Milletvekili Zeybekçi; işin, birinci boyutunu tamamlamış; ikinci boyutuna geçmiş: Cam kırmaktan kafa kırmaya yani!..

Üstelik bu kez işi; birilerine ihale ya da havale de etmiyor!.. Bizzat işi kendisi üstleniyor!.. Ben yaparım!'' diyor!.. ''Sabrederim; sabrederim.. Kafanı kırarım ben senin..''

Olayı hatırlayınız: İktidar; Meclis iç tüzüğünde yapılacak bir değişiklikle, Meclis kürsüsünden milletvekillerinin konuşma sürelerinin kısıtlayıp muhalefetin sesini kısmak istiyor!..

Doğal olarak; bu eylemi muhalefet; hükümetin denetimden kaçması olarak görüyor; meclis çoğunluğunun bir tahakkümü olarak yorumluyor ve değişikliğe karşı duruyor...

Değişikliğin gerçekleşmesini engellemek adına kürsü işgali dahil, eylemlerde bulunuyor...

İşte Milletvekili Zeybekçi'yi de çileden çıkaran bu!.. Diyor ki;

''Ne demek ya milletimin bana vermiş olduğu yetkiyi, zorla kullandırtmayacaksın öyle mi. Bir sabrederim, iki sabrederim, üç sabrederim, beş sabrederim, on sabrederim sonra kafanı kırarım ben senin!.''

Sakin ol; Milletvekili zeybekçi!.. Kafaları kırmadan önce, empati yap, karşı tarafın gözüyle gör ve düşün!.. Akıl, mantık, izan, insanlara bunun için verilmiştir!.. El - ayak - dayak ve kırmaktan önce, akıl ve izanı kullanmak değil midir aslolan!?..

1-Kim o milletin verdiği yetkiyi kullandırmak istemeyen!?. Üstelik bu işi dayatmayla yapmak isteyen kim!? İktidar mı; muhalefet mi!?..

Konuşma süresini kısıtlamak isteyen kim!?.. Senin iktidarın değil mi!?

Hem dayat; hem dayatmayı inada çevir, hem de inadın adını sabır koy; sonra da yeterince sabrettim diyerek kafa kırma hakkı gör kendinde!.. Oysa kafa kırma hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir, hem de hiçbir koşulda!.. Dokunulmazlık hakkı içinde de yok böyle bir hak!..

Eğer; sabrın sonunda kafa kırmak varsa; bu sabır değil, kafa kırmak için şartların olgunlaşmasını beklemek demektir!.. Anlaşılıyor ki, sabretmeyi, inatlaşma ile eş tutmaktasınız!.. Oysa sabır, katlanma-tahammül demektir ve demokrasinin gereğidir..

Sabır sonunda kafa kırma gelemez... Geliyorsa, ortaya konan davranışın adının demokrasi olmadığı malum!.. Adını siz koyun!..

Asıl sabır, muhalefetin dayatmalardan vazgeçilmesi için iktidardan beklediği davranışın adıdır!..

2-- Milletvekili Zeybekçi muhalefeti kastederek diyor ki:

''Onlar doğuştan özel ya!.. Biliyorsun ya onlar beyaz, biz zenciyiz. Onlar bizimle aynı otobüse binmezler, onlar bizimle aynı salonda olmazlar. Düşünsenize onlar Allah'ın özel kulları. Nasıl olur da Ak Partili bir Nihat Zeybekçi 5 dakika konuşurken, bir CHP'li milletvekili 5 dakika konuşur. İllaki 20 dakika olmalı.''

Bu sözler, çarpıtmadır!.., dinleyenleri yanıltmadır, ayrımcılık yaratmadır, kışkırtmadır!.. Daha ötesi tahriktir!.. Şayet yukarda söylediklerinize yürekten inanmaktaysanız; dediğinizi de yaparsınız siz!.. Kafa kırarsınız yani!..

a) Kendilerini özel; diğerlerini zenci gören kim!? Kimler Allah'ın özel kulları!?.. Allah verdikçe kimlere vermekte!.. Kimler ayırıyor insanları!?.. Kimlere uygulanan kanunlar ayrıcalıklı olsun isteniyor!? Kimler korunup kollanıyor!?.. El insaf!!!..

b) Hangi muhalif milletvekili; Zeybekçi'nin 5, kendisin 20 dakika konuşmasını talep ediyor?

Milletvekili Zeybekçi şunu bilmeli; çarpıtma; ayıpsa, büyük ayıp etmekte!.. Yanıltma günahsa büyük günah işlemekte!.. Aldatma ve çarpıtmayla ''dindar gençlik(!)'' mi yetişir!?...

Halk bilmiyor olabilir ama, Milletvekili Zeybekçi iyi biliyor!.. Bilmiyor olması; düşünüle bilir mi yaptığı çarpıtmayı, yanıltmayı!?.. İrade dışı değil; bilerek ve isteyerek yapılıyor çarpıtma.

Oysa; Milletvekili Zeybekçi'ye göre; kafasının kırılmasını hak eden muhalif milletvekili; Zeybekçi kadar konuşma hakkı istiyor!.. Fazlasını değil!.. Eşit hak istiyor, ayrıcalık değil!..

Ama; Milletvekili Zeybekçi ve iktidarı ne istiyor!.. İktidar tek başına 20 dakika konuşsun, muhalefet de 20 dakikayı paylaşsın!.. Özel olmak isteyen kim!?..

İşte bu noktada; iktidarın demokrasi anlayışıyla mücehhez Milletvekili Zeybekçi'nin sabrı taşıyor ve işi kafa kırma noktasına kadar getiriyor!..

''Milletvekillerinin birbirine saldırması o kürsü işgali tamamen bir iğrençlik. Böyle bir şey olamaz.'' Milletvekili Zeybekçi'nin bu sözüne şu ilaveyle katılmamak mümkün mü?'' ''Demokrasilerin çoğunluk rejimi değil; çoğulculuk rejimi olduğunu unutup bu yolla hak gaspına kalkışmak da...''iğrençlik''!..

*******

Eyvah!... Bir ses duyuyorum!.. Bu kez muhalifler kanadından yükseliyor bu ses!...

Üstelik gaipten gibi gelen bu ses; Milletvekili Zeybekçi'nin sözlerinin ''tıpkısının aynısı''!..

''Ne demek ya milletimin bana vermiş olduğu yetkiyi zorla kullandırtmayacaksın öyle mi' Bir sabrederim, iki sabrederim, üç sabrederim, beş sabrederim, on sabrederim sonra kafanı kırarım ben senin!..''

Ve tüylerim diken diken oluyor; korkuyorum!.. Hukuk mu, hoşgörü mü sabır mı bitti; tahammül mü tükendi!?.. Yoksa biten demokrasi mi!?.. İDRAK YA ALLAH!..

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank