content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 Haz

Zekat’ı Çıkarılacak Mallar

Bir önceki (ZEKÂT ve ÖNEMİ başlıklı) yazıda zekâtın tanım ve önemini işlemiştik. Şimdi de hangi mallardan çıkarılacağını işleyeceğiz. Bilindiği üzere coğrafyamızda meşhur mezheplerden ikisi (Şafii ve Hanefi) revaçtadır. Biz de konumuzu

bu iki mezhebe göre ele alacağız. İlmihali bakışa göre; belirli kişilerin, belirli kişilerin belirli mal(lar)ından, belli bir miktarı kabul etmesine zekât denir.

Kur'an, zekâta ve tabi olan mallara genel olarak şöyle değinmiştir: “Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 9/103”

Hz. Peygamber (s.a.s.) de, zekât memurlarına verdiği emirle zekâta tabi olan mallara, ne şekilde, nasıl ve kaçta kaç tahsil edileceğine değinmiştir.

Daha sonraki dönemde oluşan fıkıh doktrini de Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabe uygulamalarından; bir malın zekâta tabi olması için: “Tam mülk olması, artıcı özelliğe sahip olması, nisaba ulaşmış olması, tabii ihtiyaçlardan fazla olması ve üzerinden bir yıl geçmesi” şartlarının oluşmasını gerekli görmüşler.

Zekât, İslam'ın beş esası arasında yer alır, bu sebeple mükellefiyette aranan şartlar zekâtta da aranır.

Konuya zekât verecek kişinin haiz olması gereken şartları açıklamakla başlamak isterim: Zekât verecek kimse, Müslüman, hür, akıllı ve büluğ çağına ermiş (malı/mülkü üzerinde tam yetkili) olmalıdır. Buna göre, Müslüman olmayanlar, köle ve cariyeler, mecnunlar (deliler) ve çocuklar zekât vermekle yükümlü değildir. Aynı şekilde gayri müslimler de zekât vermekle mükellef değildir.

 Şafiîlere göre zekâtı verilmesi gereken mallar.

1-Hayvanlardan evcil deve, inek ve keçi/koyunlarda vaciptir.

Zekâta tabi hayvanlar; davar, sığır ve devedir. Bu hayvanlara, zekât düşmesi için, üzerlerinden bir senenin geçmesi, yıl boyunca merada parasız olarak otlanmaları gerekir. İş için, beslenen hayvanlara zekât düşmez.

2- Bunlar Gıda ve meyve olmak üzere ikiye ayrılır. Gıdalardan bazısında onda bir, bazılarında ise; (Kuyu vb. ile sulananlar) yirmide bir zekât düşer.

3-Altın ve gümüş paralar.

Altının “Nisab”ı yani zekâtının verilmesi farz olan miktarı 20 miskaldir. 80 veya 85 gr.

4-Ticaret malı.

Ticareti yapılan her türlü; arazi, bina, araba, hayvan, yiyecek, ev eşyası ve diğerlerinin zekâtı verilir. Ticaretin zekâtı 40'ta bir (% 2.5) oranında verilir.

Şafii mezhebine göre bir kişiye zekâtın farz olması için:
1-
Müslüman olmak. Dolayısıyla kâfir olanlara zekât vermek farz değildir. Şafiilerde büluğ şartı aranmaz, velisi tarafından verilir.
2- Hür olmak. Köle; zekât vermekle mükellef değildir. Çünkü kölenin elindeki malların tamamı, efendisinindir.
3- Tam mülkiyete sahip olmak. Bunun için; “Mükateb” olan köle, tayin edilen zaman içinde, kararlaştırılan miktardaki malı efendisine veremezse, azad olmaz ve elindeki malların tamamı efendisine geçer. İşte bu köle, tam mülkiyete sahip olmadığı için elindeki malların zekâtını vermekle mükellef değildir.
4- Nisaba malik olmak. Yani zekâta tabi olan malın, zekâtın farz olması için aranan çokluğa ulaşmış olması gerekir. Mesela; altının 20 miskal yani 80 veya 85 gr. olması gibi. Nisabdan aşağıda olan mala zekât düşmez.
5- Malikin muayyen olması. Bunun için henüz doğmamış ceninin malında zekât yoktur. Yine vakıf olan malın zekâtı yoktur. Çünkü bunun da sahibi belli değildir.
6- Bazı mallarda, havelan-ı havl. Yani zekâta tabi olan malın üzerinden bir senenin geçmesi gerekir. Bunun için nisab miktarı kadar olduğu halde üzerinden bir sene geçmemiş mala zekât düşmez. Bu anlattıklarımız zekâtın genel şartlarıdır. Bunların haricinde her malın kendisine mahsus şartlan da vardır.

Bunlar mallardan sekiz çeşit olup insanlardan sekiz sınıfa verilmek için farz kılınmıştır “Sadakalar (zekâtlar), Allah'tan bir farz olarak ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 9/60” [1]

Hanefilere göre zekâtı verilmesi gereken mallar.

Hanefilere göre: Zekât görünen bir şekilde veya takdiri olarak fazlalaşan mallarda vaciptir.

Hanefîler'e göre; bir malda zekâtın farz olabilmesi için, o malın hem sene başında ve hem de sene sonunda nisaba ulaşmış olması şarttır. Bir kimse sene başında nisab miktarına ulaşan bir mala sahip olsa, bu mal sene içinde nisabın altına düşse, hatta tamamen tüketilse, fakat sene sonunda yine nisab miktarına ulaşsa, sene sonu hesabıyla zekâta tâbi olur.

Borç sahibi olanın zekâtı nasıl olur? Hanefilere göre borç üç kısma ayrılır; 1. Şahıslara olan borçlar. 2. Allah hakkı olarak vâcip olup kullar tarafından istenen borçlar. Zekât bu nevidendir. 3. Kullar tarafından istenmeyen fakat Allah için yerine getirilmesi gereken borçlar. Nezir ve kefâret bu çeşit borçlardandır.

İlk iki grupta toplanan borçlar zekât mallarının nisabını düşürürlerse, bu mallarda zekât gerçekleşmez. Üçüncü grupta toplanan borçlar, zekâtın gerçekleşmesine mani değildir. Ayrıca borç hangi neviden olursa olsun, toprak ürünlerinde zekâtın vücûbuna mani değildir.

İmam Şafiî'ye göre borç hiçbir malda zekâtın vücûbuna engel olmaz. İmam Mâlik'e göre ise sadece parada zekâtın vücûbuna engeldir, nisabı düşürürse zekât farz olmaz.

Fakihler arasındaki bu ihtilâf, onların zekâtın sırf ibadet mi yoksa malda fakir için gerçekleşen bir hak mı olduğu noktasında farklı değerlendirmelere sahip olmasından kaynaklanmaktadır.

Ebu Bekir er-Razi, zekât verilmesi geciktirilebilecek bir vaciptir bundan dolayı geciktirmek ile telef olan zekâtın demaneti/kafaletinin olmadığını söylüyor. Fakat Kerhi, fevri yani derhal vermek gerektiğini söylüyor. Muhammed'den de fevriliğe delalet eden; zekât vermeyenin şehadeti kabul edilmez ve zekât mûhkem bir farzdır, terkinde müsaade yoktur diye rivayet de vardır. (El-İhtiyar c:1; s:99  )

Rahman'ın, tüm dini vecibeleri olması gerektiği gibi yerine getirmeyi ihsan etmesini dilediğimiz gibi, bu farzı da olması gerektiği gibi yerine getirmemizi ihsan etmesi dileğiyle…

Etiketler : , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank