content

18 May

Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe!

Bugüne kadar tekme, tokat yetmedi taş, sopa vardı.

Yıkımlara ateşli silah hiç karışmamıştı. O da oldu..

Kızgın kaçak ev sahibi tetiğe bastı, belediye dozercisini kanlar içinde yere serdi.

Biri hastaneye, diğeri hapishaneye gönderildi.

Popülist siyasetin yarattığı oyunun kanlı finali böylece açıldı.

Bu olay, artık yeni takvim başlangıcı oldu.

*           *          *

Suçlu; ne tetiği çeken, ne kurşunu yiyen…

Suçlu; bağrından çıkardığı polise taş atan da, çaresiz kaldığı için milletine gaz bombası fırlatan üniformalı genç memurlar da değil.

Suçlu; siyaseti kişisel çıkarları için sulandıranlar.

Seçim kazanma, koltuğu koruma, cebini doldurma hesabıyla yasa-yönetmeliği askıya aldıranlar, hazine topraklarını talan ettirenler.

Vatan, millet, bayrak’ üzerine sözde şeref yeminiyle;

İmar affını çıkaranlar…

*          *          *

İmar affı denilen kent cinayetleri, 1948’de başladı.

Ankara’ya özgü, çok sınırlı alan ve bir yılı kapsayacak şekilde şehri düzenleme amacıyla meclisten geçti.

Ardından 1953, 1959’da genişletilmişleri geldi.

1963’de kaçak yerleşim bölgelerine belediye hizmeti götürülme kanunu çıkarıldı

1966’da gecekondu ismi ve varlığı resmen kabul edildi.

1980’den sonra ise iyice sulandı.

1984’de bir kırılma yaşandı, bugüne kadar 11 imar affı uygulandı.

Kaçak elektrik, suyu affeden yönetmelikler hariç…

*           *         *

İmar afları her türlü çirkinliği getirdi:

İnsanların yaşam kalitesini bozdu.

Vurguncu, dolandırıcı, sahtekârın kazanç kapısı oldu.

Kamu hizmeti yozlaştırıldı.

Yasaları geçersiz bıraktı.

Hazine, belediye, özel idare, vakıf hatta özel mülkler gasp edildi, yargı kilitlendi.

‘Bir kerelik…’, ‘son kez…’ denilerek devlete olan inancı yok etti.

‘Yeminli’ adıyla binlerce büro açılıp, rant sağlandı. “Benim memurum işini bilir” sözü üretildi, bir daha önü kesilemedi.

İmarsız bölgelere altyapı için genel, yerel yönetimlerin kasaları boşaltıldı.

Talan sahil, orman, sit, milli parklara kadar genişledi.

*            *            *

Bu nedenle, tabancadan çıkan ses merminin değil, zayıf devlet otoritesinin doğurduğu kontrolsüz toplumun gaz çıkarmasıdır.

Vurulan belediye işçisinin kanı, devlet yönetimine uyarı yazısının mürekkebidir.

Polisin olduğu yerde basılan tetik, ‘bundan sonra karışma’ fişeğidir.

Takvim; süreç başlangıcıdır. Bu olay takvim olacaksa;

Ya devlet başa,

Ya kuzgun leşe… 

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank