content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

03 Tem

Verimli Bir Sanayi İçin; İktisat Tarihi

 Sanayimizi daha ileri noktalara, ama hızlıca taşımak zorundayız.

 

Bunun için üç bilince başvuracağız;

Tarih bilincine, toplum bilincine ve bir de ekonomi bilincine.

İktisat tarihinden vazgeçemeyiz, işte “iktisat tarihi”  dediğimiz bilim

dalı bize, bu bilinçlerin hepsini birden verir. Bu noktada, faydalanacağımız çok değerli eserlerden biri de, Prof.Dr. Şevket Pamuk’un kitabıdır.

“Türkiye’nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi” kitabı, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.

Bu kitabın amaçlarından biri, son 200 yılda (1810-2010) dünyada ve Türkiye’de iktisadi büyüme ve gelişme eğilimlerini ortaya koymak ve ülkemizin yaşadığı mesafeyi karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir.

Niçin sanayi devrimi yapamadık?

Bu günden ileriye hangi alanlara ağırlık vermeliyiz?

Bunların yanıtlarını kapsamlı olarak okuyoruz bu yayında.

1800’lü yıllarda başlayan-gelişen sanayi devrimi esastır.

Sanayi devrimi sonrasında teknolojik gelişmeler hızlanmıştır. Yatırımlar yoğunlaşmıştır. Böylece üretim ve gelirler sürekli artmaya başlamıştır. Verimlilik artışları da aynı sürecin sonucudur. Verimlilik; yatırımlar ve teknolojik gelişmeler sonucunda artmaktadır.
Kitabın birçok bilgisi bizi şaşırtmaktadır. Örneğin;

“...1820 yılında dünyanın en zengin ülkeleri ile en yoksul ülkeleri arasındaki kişi başına gelir farkları en fazla 3 kattı, bugün bu fark 60 kata kadar çıktı.”(sayfa 2)

Kitabın bize göre çok önemli iletilerinden biri şudur;

Türkiye’nin eğitim, teknoloji ve katma değer yaratma konusundaki sorunları yarım yüzyıldan daha gerilere gitmektedir. Bu, önemli bir sorundur. Bu sorunu aşabilmenin yolu, birim sermaye ve emek başına verimlilikte artışlar sağlayabilmektir.

Son 200 yılda Türkiye’de kişi başına gelirlerin yaklaşık olarak dünya ortalamaları kadar arttığı görülüyor. Türkiye’deki kişi başına gelirler gelişmiş ülke ortalamalarıyla karşılaştırıldığında, gelişmiş ülkelerle aradaki gelir farklılıkları (olumsuz yönde) arttı.

Bugünkü Türkiye sınırları içinde kalan alanda kişi başına gelir 1820 yılında Batı Avrupa ve ABD ortalamasının yüzde 55’inden 1913 yılında yüzde 29’una geriledi.

2010 yılında ise bu oran yüzde 42 oldu.

Demek ki, bugün, 1820’lerdeki Batı Avrupa ve ABD ortalamasının düzeyini henüz yakalayabilmiş değiliz.

Verimlilikten tasarruflara, orta gelir tuzağından kurumların güçlendirilmesine kadar bir çok önemli güncel sorunlarımızın da işlendiği bu eserden sanayiciler, akademisyenler, kamu çalışanları ve vatandaşlar olarak öğreneceğimiz çok şey var.

Zaman sadece bugün değildir, dün bu güne çıkar, bu gün yarına uzanır ve yarınlar sürekli geçmiş günlerin izini taşır, dolayısıyla gelecek tasarımlarında tarihin ilginç deneyimleri bize ışık tutar.

Sevgiyle ve üretkenlikle kalın..

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank