content Eşref Zeki PARLAK İstanbul/Üsküdar doğumlu olup memleketi Trabzon/OF'dur. Okan Üniversite İçmimarlık lisans eğitimini almaktadır. Lisans programının ilk senesinde İçmimarlık Bölümü Öğrenci Temsilcisi seçilip hemen ardından yapılan Fakülte Temsilciliğinde Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Başkanı olmuştur. Bilgi yelpazesinin geniş olmasına önem vererek her konuda araştırmalarına devam etmektedir. Özellikle insan psikolojisi üzerine 2002 yılından beri araştırmalar yapmaktadır. Bunun yanında felsefe, siyaset, bilim ve dini alanlarda kapsamlı araştırmaları bulunmaktadır. Geniş bir kitap arşivi bulunmakla birlikte güzel konuşma sanatı üzerine kendisini çeşitli kaynaklardan geliştirmiştir/geliştirmeye devam etmektedir. 7 Eylül 2008'de Türk İç Mimarlar Grubu'nu kurmuştur. Kısa süre içinde 4000'i aşkın üyesiyle Türkiye'nin en büyük ve en kapsamlı içmimarlık grubunu(Türk İç Mimarlar Grubu) kurmuştur. Birçok dernek ve klüpte üyeliği bulunmakla beraber Ataşehir Trabzonlular Derneği'nin kurucu üyelerindendir. Alanında ün yapmış sanat hocalarıyla çeşitli sanatsal aktivitelerde bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli gazeteci, köşe yazarlarıyla araştırmalarda bulunmaktadır. Yabancı dil olarak İngilizce bilmektedir. Eşref Zeki PARLAK
24 Haz

Türkiye’nin Gücü ve Düşmanları

Sizce Türkiye'nin gücü gerçekten nedir?

Büyük bir savaşa hazır olduğuna inanıyor musunuz?

Elbette hazır olmak mecburiyetinde... Tarih boyunca en büyük savaşları imanımızla inancımızla zaferle kazanmış şanlı bir ulusuz biz. FAKAT; merak edilen şu ki onca gizli örgütler, gizli güçler varken bir de buna yabancı istihbaratlar tuz biber olurken çıkacak savaşta Türkiye'nin gücü hepsine yeter mi?

Türkiye bugün İsrail ile savaşsa sanıldığı gibi sadece İsrail ile mi savaşacak?

Geçenlerde bir orgeneral Teke Tek'e çıktı. "Gidip vuralım efendim! Onlar bize bir şaplak atacak biz izleyeceğiz öyle mi?" dedi.

Elbette izlemeyeceğiz. Ama bugün bir savaş çıksa düşmanımız sadece İsrail olmaz. Sadece bir TEK onlarla savaştığımızı zannederiz...

Bizim istihbaratımız maalesef araştırmalarıma göre yabancı istihbaratların bazılarına göre zayıf. Bugün daha çıkan haberlerin doğruluğuna inanamazken istihbaratımızın içindeki ajanların verdiği belirsiz haberlere nasıl inanacağız. Bir savaş içerisinde istihbarat haberleri çok önemlidir. Nitekim bunun önemini PKK'nın kalleşçe saldırılarını önlemede görüyoruz.

Peki istihbaratımız neden kendi içinde sorun yaşıyor?

Nedenlerden birtanesi:

Türkiye'deki Emniyete ait istihbarat, Jandarmaya ait istihbarat ve MİT bir haber aldıklarında bunu gerekli yere ulaştırmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Ülkeye ait olan bu bilgiyi kendi menfaatlerine kullanarak kurumun prestiji için ilk ben ulaştırmalıyım gayesini taşımaktadır. Bunu akademisyen bir albaydan bizzat dinledim... Örnek de verdi: jandarmalarımızın gittikleri bir yere bomba koymuşlar.

Bunu istihbarat yetkililerinden birtanesi öğrenmiş. Diğerlerine haber vermeden yetiştirmeye çalışana kadar askerlerden biri o bombanın patlaması sonucu şehit olmuş.

Kİ;

Kurumdaki elemanlarda kim kimin elemanı hangi haber nerden nasıl geliyor gibi çelişkiler yaşanıyordur. Biz bile normal haberlere
bakınca takılıp kalıyoruz... Gerçek mi değil mi diye.

Osmanlı zamanına gidersek ozamanlarda bile İsrailoğulları istihbarat alanında Çin istihbaratı ile birlikte epey ilerdeymiş.

Fakat Osmanlı YETERİNCE istihbarat konusunda verimli değilmiş.

Bizim istihbarat döneminde en başarılı zamanımız Peygamber Efendimiz (S.A.S.) dönemiydi. (Müslümanlar olarak)

Bu bilgileri verdikten sonra konumuza geri dönelim;

Bizim bir savaşa girmemiz demek PKK'nın azması, içimize sızan ajanların açığımızı bulmasına daha fazla olanak sağlama, bizim sözde dostumuz olanların tahrikleriyle provakasyonların artması, ergenekon, gladio gibi gizli örgütlerin gelişmesine zemin hazırlama gibi bir sürü sıkıntı doğar ve ülkenin imajını düzeltelim derken ülkeyi elden kaybetme söz konusu olabilir.

O yüzden hükümetimizin izlediği politikanın doğru bir politika olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin gelişmesini engellemek isteyenlere bu yaşananlar bir fırsat olarak gözüksede bu fırsatı hükümetimizin vermiyeceğini anlamış oldular. Bu kimilerine batar...

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

4 Kere Cevaplanmış to “Türkiye’nin Gücü ve Düşmanları”

  1. 1
    Hacer ATEŞ Says:

    Her kafadan bir ses çıkıyor, kimin ne yapıp ne dediği bellisiz olmaya başladı. Ne hale geliyoruz!

  2. 2
    Çapar Kanat Says:

    ''Fakat Osmanlı YETERİNCE istihbarat konusunda verimli değilmiş.''
    Bu doğru olsa idi Osmanlı üç kıtaya hakim olamazdı.Dikkat edilirse Osmanlı' nın duraklama dönemi 200 yıl, çöküşü ise yılları almıştır.
    Bir ülkenin ayakta kalabilmesinin yegane şartı istihbarat değildir. İstihbaratı değerlendirecek güç gerekir. Sovyet imparatorluğunun çok güçlü istihbarat yapısı olmasına rağmen görünürde çöküşü bir kaç yıl aldı!
    Çapar Kanat

  3. 3
    Eşref Zeki Parlak Says:

    Sevgili Çapar,

    Osmanlı Devleti'nin istihbarat konusunda çok başarılı olamadığı aşikar. Eğer araştırırsanız bunu göreceksinizdir. Daha kurulmamış bir yahudi ağının, bir Çin devletinin istihbaratının geçmişine göz atınız lütfen. Burda bir kıyaslama söz konusudur.

  4. 4
    oguz Says:

    ben tarih ogretmenıyım sıze anlatıyımm OSMANLININ COKUSU!! OSMANLI BAZI AZGIN PASALAR TARAFINDAN ---- YILINDA BIRBIRLERIYLE DUSMAN OLURLAR. VE SONRA BARISTIKLARI ICIN BIR DEVIR KURARALAR LALE DEVRI BU DEVIRDE OSMANLININ EN PARALI OLDUGU DONEMDIR VE BU PARALAR KARILARA KIZLARA HARCANMISTIR VE OSMANLININ DIS ULKELERE OLDUGRU BORLAR YUZUNDEN BUTUN ULKELER BAHANE İLE OSMANLIYA SAVAS ACAR VE OSMANLI COKUSE GECER



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank