content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Haz

Türkiye’de Kalkınmaya Sosyal Bilim Yön Verecek

Küreselleşme koşullarında aktif bir kalkınma ancak kalkınma iktisadına kulak vererek olanaklıdır.

Bu konuda elimde çok değerli bir araştırma kitabı var. ODTÜ İktisat Bölümünden Prof.Fikret Şenses'in derleyip yayına hazırladığı nefis bir eser: Neoliberal Küreselleşme ve Kalkınma, Seçme Yazılar, İletişim Yayınları,2009, İstanbul.

774 sayfalık bu dev yapıtta,yerli ve yabancı yazarlardan 19 makale yer almış durumda.Dani Rodrik, Fikret Şenses, J.Stiglitz,Ziya Öniş,E.Thorbecke  yazarlardan bir kaçı.

Bilimsel makalelerde; Kalkınma iktisadından, kalkınma doktrinlerinin evrimine, neoliberal küreselleşmeden sanayi politikalarına, gelişmekte olan ülke stratejilerinden özelleştirmelere, Türkiye'nin kalkınma deneyimlerinden kurumların rolüne kadar bir çok önemli konu hakkındaki yazılar bu derlemenin kapsamında bulunmaktadır.

Bu çalışma bugün ne anlama gelmektedir?

Bugün ülkemizde Türkiye'nin "büyümesi ve gelişmesi" üzerine gerek siyasette gerek medyada bir çok söz söylenmekte. Ancak her zaman ve her yerde olduğu gibi son sözü hep bilim söylediğine göre, burada da son değerlendirmeyi  ekonomi biliminin önemli bir dalı olan kalkınma iktisadına bırakmak gereklidir.

Kalkınma iktisadı bir ülkenin gelişmesini nasıl ölçer?

Bu konuda gelinen en son nokta neresidir?

Bu alanda Erik Thorbecke'nin "Kalkınma Doktrinin Evrimi ,1950-2005" isimli makalesi hem tarihsel hem güncel olarak çok değerli bilgiler ve veriler sunmaktadır.

2000-2005 döneminde kalkınma hedefleri olarak, beşeri gelişme kapsamında eğitim ve sağlık, yoksulluk ve eşitsizliğin azaltılması, milenyum kalkınma hedefleri( 8 adet)  belirlenmiştir.

Başlıca kalkınma stratejisi küreselleşme, yoksul yanlısı büyüme arayışları  bir politika ve strateji olarak konulmuştur.

Bu dönemde, büyüme kalkınmanın gerçekleşmesi için gerekli fakat yeterli olmayan bir koşuldur.

Esas kalkınma göstergesi insani gelişme endeksi'dir. Bunun kapsamında; sağlık, eğitim, beslenme, barınma,katılım, rejim türü bir çok boyut ve bakış açısı vardır.

Demek ki, kalkınmanın anlamı, milli gelirin büyümesinden son olarak insan refahının geliştirilmesine yoksul yanlısı büyümeye kadar gelişmiş ve genişletilmiştir.

Böylelikle, kalkınma temelde sayısal bir kavramdan birçok hedefin eş zamanlı olarak ulaşılmasını gerektiren çok boyutlu bir kavrama doğru bir evrim geçirmiştir.

Peki, artık kalkınma sadece üretimde yüzde şu kadar büyüme gibi sadece bir rakamla ölçülmediğine göre, insani gelişmişlk indeksine bakıldığına göre, Türkiye bu alanda kaçıncı sırada?

 

Kalkınmanın en önemli göstergesi olarak İnsani Gelişmişlik Endeksi(İGE) kullanılmaktadır. Bu endeks kapsamında gelir, sağlık, eğitim gibi nüfusun temel yaşam değerlerinin sentezi yer alıyor

Türkiye insani gelişmişlikte 180 ülke içinde 92.nci sıradadır. Demokrasi indeksinde de 167 ülke içinde 88.nci durumdadır. Her iki göstergede de “orta”larda bulunmaktadır.  Kalkınma derecesiyle demokrasi karnesi yakın noktalardadır.

Kaynak:1- http://www.izafet.com/genel-kultur/608475-dunya-demokrasi-indeksi-ulkelere-gore-demokrasi-siralamasi.html#ixzz1wEpj2dBY, 2-UNDP,Human Development Report,2009

Genelde orta düzey bir “özgürlük ve kalkınma toplumu” görüntüsü sunmaktadır.

Cari milli gelire göre 2010'da 741,8 milyar dolar ile dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye, 2011’de 18. sıraya inmiştir.( http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2011/05/10 )

Milli gelirde ilk 20 ülke içinde olan Türkiye’nin niçin küresel rekabette 59, temel eğitimde 100, eğitim kalitesinde 94, yenilikçilikte 67 ve küresel bilgi teknolojisinde 52.nci sırada olduğu ayrıca araştırılması gereken bir sonuçtur.(Kaynak; OECD,2011)

Milli gelir büyüklüğünde 17.nci olan Türkiye’nin niçin insani gelişmişlikte 92 ve demokrasi derecesinde 89.ncu sırada olduğu çok ciddi olarak sosyal bilim tezlerine konu olup incelenmesi gereken bir durumdur.

Yukarıda tanıtımı yapılan kitabın 19.ncu makalesi Ziya Öniş ve Fiktet Şenses'e ait. Yazarlar çalışmalarında,Türkiye'nin iktisadi hayatta reaktif(takip eden) devlet davranışı sergilediğini öne sürmektedirler. Japonya, Güney Kore, Tayvan ve yakın geçmişte Çin gibi Hiper-büyüme gösteren Doğu Asya ülkelerinin ise, proaktif(önde giden) devlet stratejileri izlediklerini belirtmektedirler. Yaşadığımız çağın kaotik değişimlerini, küresel krizi, çözümleri ve ülkemizin aktif kalkınmasında izlenebilecek yolları bilmek ve görmek açısından her düzeyde okunması, yararlanılması gerek bir incelemeyle  beraberiz. Hepimize saygıyla öneririm.

Etiketler : , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank