content
18 Kas

Trafik Aynasında Toplumun Geleceği

Düğün konvoyu şeklinde yol alan bir grup araç hiçbir engelleme ile karşılaşmadan trafiği birbirine katar ve yaptığı yanına kar kalırsa ne olur? Aynı soruyu, askerlik celp dönemlerinde sergilenen akrobatik sürüşleri ve taşkınlıklar için sorabiliriz. Aynı soruyu, sıcak havalarda sol elini camdan sarkıtarak kilometreler boyunca direksiyon hakimiyetini diğer kumandaları sağ elinin hünerine terkeden sürücüler için de sorabiliriz.

Gecenin bir yarısı sessiz sokaklardan geçerken arabanın camını ve müziğin sesini Allah ne verdiyse açanları, gece gündüz demeyip yerleşim alanlarında, çarşılarda lastik cayırdatanları da aynı soru işaretinin parantezine alabiliriz.Aynı soru işaretinin karnında, aracının böğrünü duvara yaslayarak kaldırımı fiilî olarak yayalara kapatan arkadaşlar için de yer var.

Yayaları da unutmayalım; onların da kural ihlalleri ve yayalardan kaynaklanan kazalar da küçümsenecek gibi değil. Geçen gün Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi'nin internet üzerinden canlı yayın yapan kameralarından bir süre Valilik kavşağını izledim. Yayaların karşıdan karşıya geçişlerindeki pervasızlıklarını, kavşağı hızla geçen araçların arasına dalışlarını gördükçe yüreğim ağzıma geldi, bilgisayar başında hop oturup hop kalktım. Üstelik burası tabiri caizse tam da "devletin gözünün önünde" olan bir yer.. Herkesin bildiği bu örnekleri şunun için sıralıyorum; buradan bir yere geleceğim.

'Kamusal alan'daki insan davranışlarını, özellikle de toplum huzuru, karşılıklı haklar/görevler ve nezaket kavramı bağlamında kendi çapında gözlemleyen birisi sıfatıyla şu kanaatimi paylaşmama izin veriniz. Ve lütfen bu tespitimin altını çiziniz: Trafikte kamu otoritesinin, haklıyı mağdur etmeyen sürekli ve etkin denetimle salim ve güvenli kılamadığı bu yollar, bu kavşaklar,  "insanlık kıvamını" henüz tutturamamış kişilerin, kendilerini sertifikası peşin alınmış birer harâmî olarak yetiştirdikleri(!) idman ve staj sahasına dönmüştür.

Burada başkasının geçiş hakkını engelleyen/zorlaştıran, markette terazi kuyruğunda sıra bekleyenin önüne geçmekte beis görmemektedir. Burada arsızlığını iyice pişiren adam, fırından ekmek alırken önündekini çiğneyip tezgaha elini uzatmaktan hicap duymamaktadır. Burada tavına gelen potansiyel serseri, herhangi bir kutlama şenliğini mateme dönüştürecek densizlikten sakınmamaktadır. Burada insanı hiçe saymanın stajını gören için, konu komşusunu hiçe saymak, iş arkadaşına haksızlık etmek vakâ-i âdiyeden işlerdir. Burada pişen bir mayası şüphelinin, Allah saklasın, deprem, sel v.b. bir âfet halinde neler yapabileceğini varın siz tahmin edin.

Burada, her şeye rağmen kurallara uygun hareket eden az sayıda insanın dışında hemen herkes, önündekini, ardındakini, karşıdan geleni kendisinin işini kolaylaştırmak ve ne yaparsa sineye çekmek zorunda olan uşakları olarak görmektedir ve maalesef buna meydan verilmektedir. Trafikteki bu denetim yetersizliği ve gidişatın hafife alınması, bu alanı, "kuralları çiğneme kültürünün pekiştiği bir okul" haline getirmiş bulunuyor. Bu yeterince önemli değil mi?!

Peki bunun önce toplumsal ahlaka, aile içi ilişkilere ve komşuluk ilişkilerine, ticari ahlaka yansımalarını bir tek ben mi kaygı ediyorum?! İlgililerin, yetkililerin dikkatini çekmesi ve tedbir alınması için illa kriminal istatistiklerin kabarması mı bekleniyor? İki hafta önceki yazımda yer verdiğim şu ifadeyi lütfen bir kere düşününüz; "... belli bir ölçeği aşan her olumsuzluk geleceğimizi tehdit eder hale gelebilir ve ulusal güvenlik sorunu mahiyetine bürünüverir."

Sosyal bilimciler, sosyal psikologlar, 'futurist'ler, asayiş uzmanları, siyasiler, diyanet camiası ve hocalar, eğitimciler, hasılı uzmanlık ve bilgi alanı bu mesele ile bir şekilde ilgi olanlarla kamu otoritesini temsil konumunda olanlar umarım bu konuyu ciddiye alırlar.

Siz şahit olun; bu da dahil son dört yazımda hepimizi bir şekilde mutlaka ilgilendiren bu trafik konusunu değişik yönleriyle dikkatlere sunmaya çalıştım. Şu tespitimizi bir kere daha tekrar ederek bağlayalım. "Bölge, aidiyet, sınıf, meslek-meşrep, yaş, cinsiyet, âlim, zalim farkından bağımsız olarak yetmiş küsur milyon insanı birden ilgilendiren, bu kadar kapsamlı ve bir o kadar karmaşık, bu kadar vazgeçilmez ve bir o kadar sorunlar yumağı olan başka bir alan daha gösterilemez"

Trafiği saat gibi tıkır tıkır çalışan ve kurallara uyma kültürüne beşiklik eden bir Türkiye'de yaşamak ve haftaya yeni bir konuda buluşmak dileğiyle..

 

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank