content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

20 Ara

Toplumsal Pişmanlık Sağlanmadan, Barış Sağlanamaz.

Toplumsal Pişmanlık Sağlanmadan, Toplumsal Barış Sağlanamaz.

Toplumsal olay ve olgulara sosyolojik açıdan bakıldığında, birey eksenli olduğu görülse de, bireysel davranışların da toplumsal olay ve olgularda en belirgin etken olduğu görülecektir.

Benim zülüm görmem, zülme uğramam bireysel bir sorundur ama son yıllarda benim gibilerin zülme uğraması toplumsal bir sorundur.

Yani toplum ve birey birbirinden ayrı değerlendirilemez.

Bu bağlamda birey de toplumdan etkilenır toplum da bireyden.

"Bir dil bir insandır” kültüründen gelen bir toplumun, bir dili yasaklamadan öte, yıllarca inkar etmesi ve bunu toplumsal bir yargı haline getirmesi, öncelikle bu sözü söylemiş olan atalarından özür dilemesi, özeleştiri yapma erdeminde bulunması gerekir.

Anlaşılması için bu sadece bir örnekti.

Peki neden bu örnek?

Çünkü konumuz olan pişmanlığın dil ile bir bağı var da ondan.

Bizler duygu ve düşüncelerimizi dil ile açıklarız da ondan.

Toplumsallaşmış yargılardan ötürü oluşmuş hatalardan, toplumsal pişmanlık duyulmalı.

Toplumsal pişmanlık sağlanmadan, toplumsal barış sağlanamaz.

Aslında toplumsal huzur ve barış için gerekli olan toplumsal mutabakat için de toplumsal pişmanlık şartttır.

Toplumsal huzur ve barış hep söylemlere hapsedildi.

Peki, günümüzde söylemden de öte neler yapılmalı?

Öncelikle önyargı ve kibir çukurundan çıkılmalı…

Toplumsal pişmanlık gerçekleşmeli…

Bu pişmanlığın olması için öncelikle vicdan muhasebesi yapılmalı...

Bencillikten vazgeçip diğergamlıkla dolu yürekler oluşturulmalı...

Gerçekleri konuşma ve kabullenme erdemine ulaşılmalı…

Aklın ürünü olan düşüncenin sergilenmesine özgürlük verilmeli…

Tek akla mahkum olma esaretinden kurtulmalı...

Bunların zeminini hazırlayacak eğitim verilmeli…

Ve sevgi…

Ama gerçek manadaki sevgi, günümüzdeki gibi değil…

Toplumsal pişmanlık; toplumsal özeleştiri ve toplumsal tevbe olarak da algılanabilir.

Emsal mı isteniyor?

Kuraklık esnasında yapılan toplumsal yakarışların olduğunu biliyoruz.

Bilindiği gibi günümüzde yağmur duası, camilerde topluca yapılır bununla beraber araziye de çıkıp topluca bu yakarışta bulunabilir.

Yağmur duası-namazı aynı zamanda sünnettir.

Ve yağmur duasına çıkılmadan önce yapılması gereken bazı şeyler vardır:

İmam/devlet yetkilisi halka,

1- Tevbe etmeyi,

2- Sadaka vermeyi,

3- Zulümden kaçınmayı,

4- Kul haklarını ödemeyi, mazlumların haklarının geri verilmesini, helalleşmeyi ve barışmayı,

5- Ve üç gün oruç tutmayı emreder. Dördüncü gün mütevazi bir kıyafetle ihtiyar, çocuk, erkek ve kadınlar dahil tüm halk, koyun-kuzu ve diğer küçük-büyük baş hayvanlarla birlikte sahraya çıkılır ve yakarışta bulunulur.

Bu namaz ve dua sadece kuraklıkta değil herhangi bir doğal afet esnasında da tek başına kılınabilir, fakat cemaatla kılınması daha sevaptır.

İşte, gönül ve vicdan kuraklığı afetini yaşadığımız çağımızda, toplumsal pişmanlık adıyla bir yakarışa ihtiyaç duyduğumuzu varsayıyorum.

Toplu yakarışların olduğu böylesi bir kültürden gelen bizlerin, toplumsal bir pişmanlığa ve toplumsal bir tevbeye ihtiyacı vardır.

İslam aleminde hergün bireysel tevbeler yapılmakta, peki toplumsal tevbe ne zaman yapılacak?

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank