Testiyi Kırmasın
Nasrettin Hoca oğlunun eline testi’yi verip su getirmesini istemiş. Giderken de çocuğa bir tokat atmış. Yanında bulunan bir vatandaş, Hocam çocuğun ne suçu vardı tokat attın demiş. Hoca, benim bu tokadım çocuğun aklından çıkmaz ve testi’yi kırmadan suyu getirir .”Testi’yi kırdıktan sonra tokat atmanın ne önemi var” der.
Hocanın yaptığı doğrumu, yanlış mı? Tartışılır. Amma, bir atasözünde de “kızını dövmeyen dizini döver” derler. Ben bu atasözüne katılıyorum. Buradaki dövmek cebir ve şiddet kullanmak olarak anlaşılmasın, burada anne ve babalara çok görev düşmektedir.
Okul önlerinden geçerken, öğrencilerin okul bahçelerinde sigara içtiklerini görürken adeta yüreğim sızlıyor. Eskiden bir öğrencinin bırakın okul bahçesinde sigara içmesini, sokaklarda dahi büyükler görmesin diyerek içmekten çekiniyorlardı.
Son günlerde televizyon dizilerinden mi etkileniliyor bilinmez, adeta gelenek görenek halini aldı. Her kızın bir erkek arkadaşı var. Asıl garip olanda okullarda okuyan kız çocukları okul okumayan çocuklarla arkadaşlık etmesi. Düşünmek bile istemiyorum o çocukların akıbetlerinin ne olacağı.
Buradan sesleniyorum, adeta haykırıyorum, çocuklar; sizler körpesiniz, filizsiniz, domurcuk sunuz, henüz çiçek açmamışsınız. Şu anda yapmanız gereken kendinize iyi bir gelecek hazırlamak. Hayatınızı başlamadan bitirmeyin, son günlerde televizyon ekranlarından izlediğimiz haberler ruhumuzu karartıyor. Anneler, babalar size de sesleniyorum, lütfen çocuklarınızı takip edin, kimlerle oturup kalkıyorlar, kimlerle arkadaşlık ediyorlar. Ben az söyledim, siz çok anlayın.
Son pişmanlık fayda vermez.
Açılmamış çiçeksiniz solmayın
Küçücük yaşlarda heder olmayın
Onun-bunun sözlerine kanmayın
Yavrularım, bebelerim, canlarım.
Coşkun seller gibi akıp gitmeyin
Anadan babadan bıkıp gitmeyin
Gönül sarayını yıkıp gitmeyin
Yavrularım, bebelerim, canlarım.
Analar, babalar size de sözüm
Sözünü ettiğim çocuklar bizim
Gönüllerde gerdan dizimdir dizim
Yavrularım, bebelerim, canlarım.
ŞÜKRANİ